Çin'in onbinlerce küçük kasabası arasında Pingyao gibi eski bir kent bulmak o kadar kolay değil. Pingyao kentinde, Çin'in 14'üncü yüzyıldan sonraki Ming ve Qing hanedanlarına özgü mimari yapı ve özellikler nispeten iyi korunmuştur. Bu nedenle, Pingyao kenti, Çin'in günümüze kadar iyi korunmuş eski kentlerinden biri sayılır. Sayın dinleyiciler, bugünkü programımızda sizleri bu kente götüreceğim.
2700 yılı aşkın geçmişi olan Pingyao kenti, tarihte birçok değişimi yaşamıştır. Şimdi gördüğümüz Pingyao, artık Ming ve Qing hanedanları döneminin ürünüdür.
Kalınlığı 6 bin metreden fazla, yüksekliği ise yaklaşık 12 metre olan eski kent duvarları, kenti iki ayrı "Dünya"ya ayırır. Kent duvarlarının iç bölümü, gerek sokakları, gerekse konutların ve dükkanların mimari tarzı bakımından, tarihsel görünümünü koruyabilmiştir. Kent duvarlarının dış bölümü çağdaş görünümdedir. Burada Pingyao ilçesinin çağdaş merkezi bulunur. Bu nedenle, Pingyao'nun, klasik ve çağdaş havanın bağdaştığı bir kent olduğu söylenebilir.
Yerel rehber Bayan Liang Yuru, Pingyao'ya kuş bakışıyla baktığınızda, kentin şeklinin dev bir kaplumbağayı andırdığını şaşkınlıkla fark edilebileceğinizi söyleyerek, Pingyao hakkında bize şunları anlattı:
"Pingyao kentinin güney kapısı, kaplumbağa başına benzer. Kapının dışında bulunan iki kuyu ise kaplumbağanın iki gözünü andırır. Kaplumbağanın kuyruğunu hatırlatan kentin kuzey kapısı, coğrafi bakımından kentin en alçak yeridir. Kentte biriken bütün atık sular buradan dışarıya akar. Kentin doğu ve batısında dört küçük kent bulunur. Kent kapısını çevreleyen bu küçük kentler, ikişer ikişer karşı karşıya kuruludur. Onlar, kaplumbağanın ileriye uzattığı pençelerini andırır. "
Kentin bu tasarımı, rastlantı değildir; eski Çinlilerin kaplumbağaya karşı saygılarını yansıtır. Kaplumbağa, Çinlilerin geleneklerinde, uzun ömrü simgeler. Kaplumbağa şeklinde tasarlanırken, kentin, kaplumbağa gibi sağlam ve uzun ömürlü olması dileği yansıtılmıştır.
Akıllıca dış tasarımın yanı sıra, kentin iç planlaması da son derece özenle yapılmıştır. Bu bölümde birbirlerini kesen 4 cadde, 8 sokak ve 72 ara sokak bulunuyor. Belli işlevleri olan bu sokaklar, düzenli bir şekilde dağıtılır. Caddelerin iki yanında ve ara sokakların içinde bulunan konutların çoğu, lâcivert tuğla ve gri kiremitlerle inşa edilmiş Siheyuan diye adlandırılan üç tarafı evlerle çevrili avlulardan oluşmuştur. Bunların dışında, kentte yerel mimari özellikler taşıyan ve tuğlalarla örülmüş mağara şeklindeki konutlar da görmek mümkün.
Pingyao kentinde 37 bini aşkın Siheyuan şeklindeki konutun bulunduğu, bunlardan 4 yüzden fazlasının, günümüze kadar son derece iyi korunabildikleri söylenebilir. Turistler, otantik hava taşıyan bu eski konutlara hayran kalırlar. Konutların şöhretinden dolayı buraya gelen bayan turist Li Yu, bu eski konutları ziyaret ettiğinde, kendisini kentin eski müreffeh durumunu görmüş gibi hissettiğini anlattı. Bayan Li, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eski görünümlerini koruyabilen bu konutları gördüğümde, kentin tarihte ne kadar işlek olduğunu düşünebilirim. Bazen burada gezdiğimde, kendimi eski dönemlere dönmüş gibi hissederim."
Pingyao kenti, Aralık 1997'de UNESCO tarafından "Dünya Kültür Mirasları Listesi"ne alındı. UNESCO Pingyao hakkında şu değerlendirmeyi yapmış: Pingyao, Çin'in Ming ve Qing hanedanları döneminde Han milliyeti tarafından kurulan kentlerin tipik bir örneğidir. Özgün niteliklerinin tümünü koruyabilen kent, Çin'in kültürel, toplumsal, ekonomik ve dini gelişmesini gösteren olağanüstü tarihi bir tablodur.
|