Çinlilerin çay içme alışkanlığı, uzun geçmişe dayanır. Çin'in güneybatısında bulunan Sichuan eyaleti, Çin'de ilk çay yetiştirilen bölgelerden biridir. Sichuan eyaletinde kaliteli çaylardan bahsedilirken, akla "Mengshan Çayı" gelir. Yerel söylentiye göre, Mengshan Çayı bin yılı aşkın bir süre imparatora haraç olarak sunulmuştur. Bugünkü programımızda sizleri Mengshan Çayı'nın memleketi Mengding Dağı'na götürerek mis gibi kokan Mengshan Çayı'nı içmeye davet ediyoruz.
Tarihi adı Mengshan olan Mengding Dağı, Sichuan havzasının kenarında yer alan Ya'an şehrine bağlı Mingshan ilçesinde bulunur. Ya'an şehrinden hareket ederek 15 kilometrelik otomobil yolculuğundan sonra yemyeşil görülen bir dağa ulaşırsınız. Bu dağ, işte bin yıldan beri çay üretimiyle tanınan Mengding Dağı'dır.
Zamanla aşındırılan taş basamaklı yol boyunca yukarıya çıkıyoruz. Gür ağaçlar ve yüksek bambular arasında gezdiğinizde, sanki üzerinize çok hafif yağmur damlaları düşmüş gibi, kendinizi son derece ferah hissedersiniz. Daha geniş bir yere geldiğinizde, sisler yavaş yavaş dağılır. Uzakta bulunan puslu çay ağaçları, güneş ışıkları altında altın renginde ışıklar saçar.
Çay ağaçları arasında ilerlediğinizde, güzel şarkılar söylerek, çay yapraklarını titizlikle toplayan ve sırtlarında bambu sepet taşıyan köylülerle karşılaşırsınız. Bu, Sichuan eyaletinin batısındaki insanların yaşamını yansıtan bir görüntüdür.
Daima bulut ve sislerle kaplı Mengding Dağı'nda sürekli hafif yağmur yağması, çayın yetişmesine son derece elverişli ortam sağlar. Mengding Dağı'nda çay yetiştirilmesinin tarihi denilince, akla "Çin'in Çay Atası" olarak adlandırılan Wu Lizhen adlı bir köylü gelir.
Tarihi verilere göre, Çin'in Batı Han Hanedanı döneminde yaşayan ve şifalı otları toplamakla geçinen Wu Lizhen, Mengding Dağı'nda yetişen yabani çayın tedavi işlevi olduğunu fark etmiş ve bu dağda 7 tane çay ağacı ekmiş. Mengding Dağı'nda Huangchayuan adlı eski bir çay bahçesi bugüne kadar korunmuştur. Söylentilere göre, burası, Wu'nun çay ağaçları diktiği yermiş.
Mengding Dağı'nda gezdiğinizde, aile işletmesi halindeki çay atölyelerini görebilirsiniz. Bir çay atölyesine giriyoruz. Köylülerin elleriyle demir tencerede çay yapraklarını ustalıkla bükerek kızarttığını görüyorsunuz. Kızartılan çay yapraklarının renginin hızla filiz yeşilinden açık sarıya dönüştüğünü fark ediyorsunuz. Bir avuç çay yapraklarını tutarsanız, yaprakların ılıklığını hâlâ hissedebilirsiniz. Bunları bıraktan sonra, çayın güzel kokusunun elinizde uzun zaman gitmediğini fark edersiniz.
Mengding Dağı'nda yaşayan ve çay ekmekle geçinen köylüler, misafirperverliği ve konuşkanlığıyla tanınmıştır. Peng Mingxiu adlı bir köylü kadınla tanıştık. Bayan Peng, bize çay yapraklarının kavrulması hakkında şu bilgileri verdi:
"Biz geleneksel yöntemlerle çay kavuruyoruz. Kavururken mutlaka kuru mangal kömürünü kullanıyoruz. Çünkü mangal kömürü yandığında kokusu olmuyor, böylece çayın kokusu bozulmaz. Bunun dışında, çay yapraklarını kavuranların makyaj yapmaması gerekir. Çünkü çay, diğer şeylerin kokusunu kolayca alır. Bizim çay bahçemiz, deniz seviyesinden 1400 metreyi aşkın bir yükseklikte bulunur. Burası zaman zaman sisle kaplanır, az yağmur yağar. Çay ağaçlarında zararlı böcekler yok ve zirai ilaç hiç kullanmadık."
Mengshan Çayı'nın tarihini tanıttıktan sonra, şimdi bu çayın güzel tadına birlikte bakalım. Mengding Dağı'nda çay içmek için en ideal yer, dağın tepesinde bulunan Tiangai Tapınağıdır. Tapınağın ana salonunun dört yanında yetiştirilen onlarca gingo ağacının altında bir çay içerek uzakta bulunan dağlara bakmak, turistlere ayrı bir keyif verir.
Yerel turist Bayan Han Qiong, bize Mengshan Tepesi'nde sıcak çay içmenin kendisi için büyük bir zevk olduğunu anlattı. Bayan Han, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mengshan Çayı'nı içmek, insana ferahlık hissi verir. Bu çayı çok beğeniyorum."
|