ÇİN ULUSLARARASI RADYOSU
China Radio International
Çin Haberleri
Türkiye Haberleri
Dış Haberler

Çince Öğreniyoruz

Çin'de azınlık milliyetler

Türklerin gözüyle Çin

Spor

Bilim ve Sağlık
(GMT+08:00) 2005-08-05 13:33:02    
Geline ok fırlatma geleneği

cri
    Yuguların benzersiz bir düğün töreni vardır. Yugular düğün yaparken, damat, geline üç başsız ok fırlatır. Bu, Yugulara göre çiftin yaşlanıncaya kadar mutlu bir yaşam sürdürmeleri anlamına gelir. Bundan sonra damat oku kırarak kapının dışına atar. Bu sırada bir yaşlı gelip oku ateşe verir. Yuguların bu geleneği eski bir efsaneden kaynaklanmış. Efsaneye göre eski çağlarda Yuguların ateşi yokmuş. Bir kahramanın ateş tohumu getirmesinden sonra Yugular mutlu bir yaşam geçirmeye başlamış. O günlerde yeni evlenmiş bir çiftin kocası ava gitmiş. Karısı ise dikkatsizlikten ateşi söndürmüş. Kadın üç başlı canavarın yanına gidip ateş istemiş, ancak vahşi canavar kadının kanını içmek istemiş. Birkaç gün sonra kocası eve dönmüş ve ateş için her gün canavar tarafından kanı içilip bir deri bir kemik kalan karısını görmüş. Kocası durumu öğrenince, üç başlı canavarı üç okla öldürmüş ve kendisi de ağır yaralanarak ölmüş. Bu olaydan sonra, Yugular canavarın tekrar gelmesini önlemek ve kahramanı anmak için düğün yaparken damatın geline üç başsız ok fırlatma töreni düzenlemeye başlamış. Bu, Yugulara göre cesur kocasının koruması altındaki kadının canavardan zarar görmeyeceği anlamına gelir. Bu, tören aynı zamanda Yuguların mutlu hayat uğrunda kötülükleri yenmeye kararlı olduklarını da simgeliyor.

    Yuguların düğünleri genellikle iki gün sürer. Düğün ilk gün kız evinde, ertesi gün erkek evinde yapılır. Her iki tarafın düzenledikleri düğünde şarkıcılar davet edilir. Düğünde gelin için başörtüsü örtme töreni düzenlenir. Bu gün kız tarafının akrabaları ve arkadaşları, kız evinde bir araya gelerek, kızın annesi ve babasına kızlarını kutladıklarını simgeleyen bembeyaz Hada (Beyaz kumaş şerid) sunar. Akşamüstü ev sahibi, erkek misafirleri sol tarafında, kadın misafirleri ise sağ tarafında oturtarak kahkahalar içinde yemek yemeğe başlar.

    Ertesi gün gelin, sağdıcın eşliğinde kırmızı halı döşenen kerpiçten yapılmış çadıra girer ve başörtüsü örtme töreni düzenlenir. Bu sırada gelinin amcaları ve şarkıcılar, "başörtüsü örtme" şarkısı söylerler. Şarkı sesleri içinde iki kadın gelini süslemeye başlar. Bu tören, kızın kızlık dönemine son vererek yeni hayata başlamasını simgeliyor. Gelin süslü püslü kıyafetlerle annesi ile vedalaştıktan sonra sağdıcı ile beraber ata ya da deveye binip, babası, amcası, erkek kardeşi, kız kardeşi ve ablası gibi aile üyelerinden oluşan kalabalığın eşliğinde damadın evine gider.

    Gelin damadın evine gelince, kendisi için özel olarak yapılan çadırın önünde durur. Gelin tarafının iyi binicilik tekniğine sahip olanı ata binerek üç defa çadıra girmeye çalışır. Damadın arkadaşları da engellemeye çalışır. Bu, sembolik nitelikli bir törendir ve damat ailesinin gelini koruma kabiliyetinin olup olmadığını denemeyi amaçlar.

    Bundan sonra düzenlenen düğünde damadın geline ok fırlatması töreni düzenlenir.