Konfüçyüs kentinin ana kapısı olan güney kapısının üstünde 4 Çince karakteri oyulu. Bu Çince karakterler onbin duvar anlamına gelen özel bir deyim. Konfüçyüs'ün öğrencilerinden Zi Gong olağanüstü zeki ve yetenekli bir bilgin oldu. O dönemin imparatoru Zi Gong'un bilgin olmasından büyük övgüyle söz etti. Zi Gong imparatora hemen şunları söyledi: Benim bilgim tek duvar gibi yetersizdir.Bunun yanında hocam Konfüçyüs'ün bilgisi ise onbin duvar gibi kalıyor. Ondan sonra bu deyim Konfüçyüs'ün bilgisinin ne kadar zengin olduğunu göstermek için Konfüçyüs kentinin ana kapısına oyuldu.

    Aslında Konfüçyüs kenti, Konfüçyüs müzesi, Konfüçyüs evi ve Konfüçyüs'ün mezarı olmak üzere 3 bölümden oluşuyor. İlk olarak girdiğimiz Konfüçyüs müzesi,Çin'deki 3 büyük saray gruplarından biridir,diğerleri olan Pekin'deki Yasak kent, Cheng De Yazlık sarayını gezmiştik. Burasının inşası millatan önce 478 yılında başladı. Şuanda kuzeyden güneye 1 kilometre'den daha uzunolan Konfüçyüs müzesinde 466 salon,54 paviyon ,1000'den fazla anıt bulunuyor. Buradaki mimariden Konfüçyüs hakkında bilgi edinebilirsiniz.

    Şimdi ana saray Konfüçyüs müzesinin önündeyiz. Birinci levhada Çinli'nin atası, ikincisinde imparatorun hocası ve üçünçünde burası kültürün başkenti olmak üzere Çince oyulan 3 tane saray levhası görüyoruz. Bunlardan Konfüçyüs Çin'de ne kadar olağanüstü ve etkili bir insan olduğunu anlayabilirsiniz.

    Bu saray, Beijing'deki Yasak kentteki Büyük uyum salonu ile birlikte Doğunun sarayı olarak adlandırılıyor. 1137 metrekarelik alanı kapsayan bu saray içinde 28 sütun bulunuyor. Tek parça taştan yapılan sütunda ince ejderha oyması var.Eski zamanlarda imparator buraya gelmeden burada yaşayan Konfüçyüs'ün tohumları ejderha oymasını Salı renkli ipekle sarardı.Çünkü ejderha yalnızca imparatorun simgesiydi.Başkalarının bunu kullanması yasaktı.Sarayın ortasında Konfüçyüs heyeli ve yanında 7 öğrencisi görülüyor.

    Bu ana sarayda tarih ve sanat bakımından büyük değere sahip olan Konfüçyüsün hayatını anlatan 120 taştan resim sergileniyor.

    Konfüçyüs müzesini gezdikten sonra hemen Konfüçyüsün evine giriyoruz. Konfüçyüsün 240 hektarlık alanı kapsayan evinde 463 salon bulunuyor.İçinde hizmet edenlerin sayısı, 200'e ulaşıyordu. Eski Çin'de devlet memurları 7 rütbeye ayrılmıştı. Konfüçyüsün evinin ikinci kapısına giren Konfüçyüs ailesinin dışındakilerin mutlaka 6.ıncı rütbe ve üstündeki yetkililer olması gerekiyordu. Hizmetler, günlük yaşamında kullanılan suyu, taştan kanaldan aileye aktarırdı.Şuanda Konfüçyüs evinde 100'den fazla Konfüçyüsün bilgilerinini sçeren kitap saklanıyor.

    Konfüçyüs ve torunlarının mezarları 3000 hektarlık alanı kapsıyor. Burası dünyanın en büyük mezarlığı sayılıyor.Buraya Konfüçyüs mezarına bütün torunları gömülmedi. Çünkü 18 yaşından taşıyan bayanlar ile rahip olanların buraya gömülmesi yasaktı.

Çin'in çeşitli feodal hanedanları döneminde 2000 yılında fazla süre bütün imparatorlar Konfüçyüsün torunları için tercihli politikalar uyguladılar.