Çin'de Longmen Taş Mağarası ile kıyaslanan Dunhuang Taş Mağarası ve Yungang Taş Mağarası olmak üzere iki mağara daha vardır. Longmen Taş Mağarası Araştırma Akademisi Başkan Yardımcısı Li, Longmen Taş Mağarası'nın en önemli özelliğinin Çin'in özgün kültürüne çok yakın olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dunhuang Taş Mağarası'nın özellikleri Çin'in batı bölgesinin özelliklerini taşır. Bu mağaradaki duvar resimleri konularını halk hikâyelerinden almıştır. Longmen Taş Mağarası'ndaki heykellerin görünümleri Çinliler'e çok daha fazla benzer."
Jiuquan şehrinin 400 kilometre batısında bulunan Dunhuang şehri, İpek Yolu'nda askeri strateji açısından son derece büyük önem taşıyordu. Çünkü Çin'deki İpek Yolu buradan kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayrılıyor. Bu yollar büyük çöl ve yüksek karlı dağlardan geçiyordu. Buradan batıya gidenler, Taklamagan çölünü geçmek için mutlaka Dunhuang şehrinde birkaç gün dinlenirler ve yiyece ve içecek temin ederlerdi. Batıdan gelen yabancı tüccarlar da burada İpek Yolculuğu'nun yorgunluğunu gidermek için dinlenirlerdi. Aslında Dunhuang şehrinin batısı Çinliler tarafından Batı Bölge olarak adlandırılıyor.
Tibet yaylasının kuzeyine yakın olan Dunhuang şehri deniz seviyesinden ortalama 1138 metre yüksekte.100 bin nüfuslu Dunhuang şehri, birçok kişi tarafından İpek Yolu'ndaki inci olarak zannediliyor.
Tarihte Dunhuang şehrine bağlı Yu Menguan ve Yangguan kasabası işgal edilmesi, İpek Yolu'nun kesilmesi anlamına geliyordu.
Dunhuang şehrinin 25 kilometre güneydoğusunda Çin'deki en büyük ve zengin sanat müzesi olan Mogao mağarası bulunuyor. Tarih ve sanat bakımından görülmeye değer olan Mogao mağarası, Çin'in çok uluslu sanat tarihinin en zengin deposu olarak kabul ediliyor.
4.yüzyıldan 14. yüzyıla kadar toplam 492 mağara içinde 2415 heykel ve 45 bin metrekarelik duvar resmi oyuldu. Bu resim ve heykeller eski insanların dini ve sosyal yaşamlarını yansıtıyor.
Çöl altındaki Mogao mağarası, 19 yüzyılın sonlarına kadar yalnızca 3 küçük enkaz halindeki odadan ibaretti. Bir gün buraya gleen bir yabancı odaları temizlerken duvar onarmak istedi ve sopa ile duvara vurdu. Ancak duvar kolayca yıkılınca arkasında çok kıymetli mücevher deposu olduğu görüldü. Bunun öğrenen Belçikalı , Fransalı ve Japonyalı yabancılar buraya akmaya başladı. Bu kişiden çok az para karşılığı değerli tarihi eserleri aldılar. Bu Çin tarihinde büyük bir trajedi olarak görüldü.
|