Geçen 20 yılda, efsanevi birkaç takım, NBA'de hegemonya kurmuşlardı. NBA'de 1980'li yıllarda "sihirbaz" olarak adlandırılan Magic Johnson ve "gök çengeli" ismi verilen Kerim Abdülcabbar liderliğindeki Los Angeles Lakers takımı, sonraki 10 yılda önce "Gülümseyen silahşör" Isiah Thomas'ın liderliğindeki Detroit Pistons takımı, ardından da "Uçan adam" Michael Jordan'ın başı çektiği "Bull Hanedanı" hakimiyet kurdular. Jordan, 1990'lı yıllarda 6 defa şampiyonluk kupasına Chicago Bulls'un ismini yazdırdı. Yeni yüzyıla girildikten sonra ise Shaquille O'Neal ve Kobe Bryant'lı Los Angeles Lakers, 2000-2002 yıllarında üst üste 3 kez şampiyonluğu kazandı. Michael Jordan'ın basketbolı bıraktığını açıkladığı ve NBA'ye yeniden döndüğü iki yılda Houston Rockets, fırsattan yararlanarak 2 kez şampiyon oldu. Çalışma hakları ile igili görüşmelerden dolayı kısaltılan sezonda da San Antonio Spurs, şampiyon oldu. O sezon Michael Jordan'ın basketbola veda ettiği yıldı. Lakers, geçen 2 sezonda San Antonio Spurs ve Detroit Pistons'un şampiyon olmasına rağmen, her zaman şampiyon gözüyle bakılan bir takımdı. Ancak bu sezon Los Angeles Lakers param parça oldu. Dolayısıyla NBA'de bu sezon imparator yok, yalnız savaşan devletler kaldı.

    "Pazarlama açısından, NBA'de ünlü bir takımın mevcut olması piyasa için yararlıdır" diyen ESPN'in yorumcusu ve eski NBA antrenörü George Karl, "Ancak her takımın şampiyon olma şansına sahip olması da kötü bir şey değil. Detroit Pistons, Indiana Pacers, Miami Heat, San Antonio Spurs, Minnesota Timberwolves, Houston Rockets veya Sacremento Kings başa baş gidiyorlar." diye konuştu.

    Los Angeles Lakers'in dağılması ve geçen sezonda Detroit Pistons'un şampiyonluğu kazanması, bir takımın şampiyon olmak için gelecekte NBA'in ünlüler salonuna girecek bir oyuncunun liderliğinde olmasının şart olmadığını gösterdi. Bir grup seçkin basketbolcu bir bütün içinde olmakta ısrar etmeleri ve etkili defans yapmaları durumunda, bir takım bazen birkaç süper yıldızın hegemonyası altındaki ligde de şampiyon olabilir.