ÇİN ULUSLARARASI RADYOSU
China Radio International
Çin Haberleri
Türkiye Haberleri
Dış Haberler

Çince Öğreniyoruz

Çin'de azınlık milliyetler

Türklerin gözüyle Çin

Spor

Bilim ve Sağlık
(GMT+08:00) 2004-10-18 20:11:13    
Bir Çinli arkeoloğ'un gözüyle Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac

cri

    Yeni emekli olan Çin'in ünlü arkeologlarından Han Wei, Yeni Çin haber ajansı muhabirine "40 yıldan fazla süren arkeoloji yaşamımda Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile olan görüşmelerim anılmaya değer. Kişisel çekiciliğine hayranım, ancak onun batılı bir siyasetçi olarak doğu medeniyetine derinliğine olan ilgisine daha hayran kaldığımı söylemeliyim" dedi.

    Shanxi Eyaleti Arkeoloji Enstitüsü'nün başkanlığını yapmış olan Han Wei ünlü bir bronz, altın ve gümüş aletleri uzmanı olarak Çin tarihindeki Zhou, Qin, Han ve Tang hanedanlarıyla ilgili arkeolojik çalışmalara önemli katkılar yapmıştır. Han Wei'nin Jacgues Chirac ile ilk teması 1992 yılında Paris Belediye Başkanlığı'ndan yeni ayrılmış olan Jacgues Chirac'ın Shanxi eyaletinin merkezi Xi'an'ı ziyaret ettiği sırada, Shanxi Eyaleti Tarih Müzesi başkan yardımcısı olarak görev yaptığı sırada oldu. Han Wei, Chirac müzeyi gezerken ona rehberlik yapmıştı.

    Chirac'ın ilk ziyaretiyle ilgili Han Wei şunları söyledi: "Chirac Tang hanedanı salonuna girip karşı tarafında asılan Tang hanedanı dönemindeki Chang'an kentinin haritasını görünce heyecanlanarak 'Bay Han, şimdi rehberliği ben yapayım' dedi. Fransızca bilmeyen Han Wei, Chirac'ın gözlerinden ve el işaretlerinden bu Fransız'ın kendisine eşlik edenlere ve basın mensuplarına Çin'in Han ve Tang hanedanları dönemindeki İpek Yolu'nu, Tang hanedanı dönemine özgü üç renkli porselen atı, Famen Mabeti'nde saklanan Budist eşyaları anlattığını anlıyordum."

    Chirac'ın çok zamandır Çin'in eski kültürüyle ilgilendiğini daha sonra öğrenen Han Wei, Paris Belediye başkanlığı'nı yapan ve Paris Eski Eserler Enstitüsü'nün üyesi olan Chirac'ın 1978'in Eylül ayında Çin uygarlığının ortaya çıkışı yeri ve eski Roma kadar ünlübir yer olan Xi'an kentini ziyaret etmiş olduğunu da söyledi.

    Han Wei anılarına şöyle devam etti: "O yıl, yeri halka açılmaya başlayan Qin hanedanının ilk imparatoruna ait yer altındaki asker ve at heykelleri sergisini ziyaret eden Chirac, 'Dünya'nın 7 harikası var. Bu asker ve at heykellerinin dünyanın 8. Harikası olduğu söylenebilir. Bir kişinin piramitleri görmeden Mısır'a gelmiş sayılmayacağı gibi, Qin hanedanına ait asker ve at heykellerini görmeden de Çin'e gelmiş olduğu sayılmaz.' dedi. Bugün bu asker ve at heykelleri dünyaca ünlü. Chirac'ın bu harikayı dünyanın 8. Harikası olarak saptaması, dünyada büyük etki yarattı. Bunun, zamanın en seviyeli ve en değerli yorumu olduğunu söyleyebiliriz."

    Han Wei birkaç kez ya Paris'te ya da Xi'an'da Chirac ile görüştü, aynı zamanda birbirlerine mesaj da göndermişler. Han Wei, 6 Temmuz 1998'de ilk defa Elize sarayındaki cumhurbaşkanlığı konutunda Chirac ile görüşmesini hatırlatarak şunları söyledi: "Cumhurbaşkanı Chirac oda kapısının önünde beni bekliyordu. Odaya girince, bir Çinli bilimci olarak onun değerli bir konuğu olduğumu hissetmiştim. Kırk yıllık eski bir dost gibi benimle el sıkıştı ve kucaklaştı." Daha sonra başlayan diyalogun uzmanlık derecesinde olduğunu söyleyen Han Wei, Chirac'ın sorularının yalnızca Çin'deki arkeoloji bilimini iyi bilen cevrelerin aklına gelebilecek sorular olduğunu söyledi. Örneğin, 'Qin hanedanının ilk imparatorunun mezarı neden hala çıkarılmadı?', 'Bu imparatorun mezarlığının etrafında duvar var mı?' gibi…

    Han Wei, Chirac'ın diğer ülkelerin kültürleri ve geleneklerine saygı göstermesinin, kendisinin farklı medeniyetler arasındaki diyalogun güçlenmesinin önemini iyi bilen biri olduğunun bir göstergesi olduğunu da ifade etti.

    Han Wei, Çin-Fransa kültür ilişkisine yaptığı özel katkılardan dolayı Chirac'ın 1999'da imzalayıp verdiği Fransa'nın Şövalyelik düzeyindeki Legion d'Honneur nişanıyla ödüllendirildi.

    Bu ödül (Lejion döhonör) töreninin Çin'in Fransa'daki büyükelçiliğinde düzenlendiğini hatırlatan Han Wei şöyle konuştu: "Dağlardaki bayırlardaki rüzgar ve yağmura alışkın sıradan bir arkeolog olan ben, o kadar görkemli bir törenin düzenlenmesinden büyük mutluluk duymuştum. Bu, dünyanın doğusu ve batısındaki iki eski medeni ülke arasında yapılan modern diyalog ve işbirliğinin bir sonucudur. Ben bu diyalog ve işbirliğinin güçlendirilmesinde bir tuğla olmaktan çok mutluyum."