
"Kral Gesar Destanı", eski çağlarda Çin'de yaşayan Tibet etnik grubuna bağlı kabileler arasındaki savaşları ve Tibet bölgesinin birleşme savaşını konu alır.
Destanın konusu şöyle özetlenebilir:
Evvel zaman içinde, Tibet bölgesinde doğal felaketler yaşanmış. Yöre halkı canavarların zulmü altında eziliyormuş. Bodhisattva Guanshiyin (Çin efsanesinde halkı dertlerinden kurtaran şefkatli tanrıça) halkı kurtarmak için Buda'dan Gök Tanrısı'nın oğlunu canavarları yok etmek üzere dünyaya göndermesini istemiş. Gök Tanrısı'nın oğlu bu görevini üstlenerek, Tibet'e gitmiş ve siyah saçlı Tibetlilerin kralı---Kral Gesar olmuş.
Destan yazarları, Gesar'ın canavarları yok ederek halkı kurtarmak yönündeki kutsal görevini tamamlaması için onu olağanüstü bir kişilik ve yeteneklerle donatarak tanrı, ejderha ve Nian'nin (ilkel Tibet inancında bir tanrı) özelliklerini bir arada toplayan yarısı insan, yarısı tanrı olan bir kahramana dönüştürmüşler.
Kral Gesar, dünyaya geldikten sonra, defalarca tehlikeyle karşılaşmış, ancak kendi gücü ve tanrıların himayesi sayesinde ölümden kurtularak, halkı ezen canavarları öldürmüş. Dünyaya barış getiren Gesar, görevini tamamladıktan sonra annesi ve eşi ile beraber ilahi dünyaya geri dönmüş.
"Kral Gesar Destanı", Tibetlilerin kolektif zekasıyla yaratılan bir şaheserdir. Uzun bir tarihe ve zengin içeriğe sahip olan "Kral Gısar Destanı", bize ilkel toplum ile ilgili değerli ve zengin veriler sunduğu gibi, Tibet kültürünün eski çağlardaki başarılarını sergiliyor. Bu nedenle bu destan, Kırgızların "Manas Destanı" ve Moğolların "Kral Cangır Destanı" ile birlikte Çin'in en büyük üç destanından biri olarak kabul ediliyor. Tibet etnik grubunun kahramanlığını anlatan "Kral Gesar Destanı", tüm Tibet bölgesinde ve etrafındaki bölgelerde dilden dile dolaşarak, varlığını bugüne kadar sürdürmeyi başardı. Antik Yunan " Homeros Destanı" gibi dünyadaki diğer bazı destanlarla karşılaştırıldığında "Kral Gesar Destanı"nın şu iki özelliği göze çarpıyor:
Birincisi, "Kral Gesar Destanı" yaşayan bir destandır. Bu destan, bugüne kadar hala Qinghai-Tibet Yaylası'nda yaşayan halk arasında yaygın şekilde dilden dile aktarılıyor. Halk ozanları, eskiden olduğu gibi bugün de "Kral Gesar Destanı"nı kendilerine özgü usluplarla anlatıyorlar.
İkincisi, "Kral Gesar Destanı"nın dünyadaki en uzun destandır. Şu ana kadar edinilen bilgilere göre, "Kral Gesar Destanı" 120'den fazla cilt, 1 milyondan fazla mısra ve 20 milyondan fazla kelimeden oluşuyor. "Kral Gesar Destanı"nın, dünyadaki tanınmış destanların toplam kelime sayısından daha fazla kelime içerdiğini söylemek abartı olmaz.
Üstelik "Kral Gesar Destanı" farklı ozanlar tarafından farklı şekilde söyleniyor ve farklı kitleler tarafından beğeniliyor. "Kral Gesar Destanı"nı derleme çalışmalarının halen sürdüğünün altını da burada özellikle çizmek de yarar var.
|