Olimpik ruhta kültürel farklılıklara hoşgörü ve anlayış gösterilmesi ön plana çıkarılıyor. Uluslararası bir hareket olan olimpik hareketin, dünya ülkeleri arasındaki çeşitli kültürel farklılıkların neden olduğu, değişik sorunlarla karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen ve ırkları, kıyafetleri, dilleri, yaşam tarzları, dinleri, davranışları farklı olan sporcular, antrenörler, yöneticiler ve izleyiciler Olimpiyat Oyunları vesilesiyle bir arada toplanıyorlar. Etnik ve kültürel alanlardaki bu farklılıklar, zaman zaman dünya ülkeleri arasında siyasi sistem, ekonomik düzen ve ideoloji konularında yaşanan çatışmalardan dolayı daha da ön plana çıkıyor. 4 yılda bir düzenlenen Olimpiyat Oyunları, dünyadaki bütün spor gelenekleri ve kültürlerinin dar bir alanda ve zaman diliminde toplanmasına vesile olur, bu nedenle Olimpiyat Oyunları sırasında farklı kültürler arasındaki farklılıklar daha dikkat çekici hale gelir.

    Farklılıklar çelişkilere, çelişkiler de çatışmalara yol açabilir. Olimpik ruhla vurgulanmak istenen karşılıklı anlayış, dostluk ve dayanışma ilkeleri böyle bir manevi ortamı oluşturmayı amaçlar. Böylece, insanlar bu ortamda kendi kültürlerinden kaynaklanan önyargılardan kurtularak, farklı kültürlerin sergilendiği bu şenlikte çelişme ve çatışma yerine insanlığın yan yana açılan yüzlerce çiçeği andıran rengarenk kültür manzarası görürler. Böylece, kültürel farklılıklar, insanları kendi içine kapatan değil, birbirleriyle temasta bulunmaya iten faktör haline gelir; çelişkiler de insanların birbirlerini küçümsemelerinin değil, birbirlerinden öğrenmelerinin güç kaynağı olur. Ancak böyle bir ortamda, insanlar dar görüş açılarını kırarak, dünya vatandaşı kimliği altında ve büyük bir hoşgörü duygusuyla yaşadıkları toplumun dışındaki toplumları tanıyabilirler ve her milliyetin kendine özgü hayal gücü ve yenilik kabiliyetine sahip olduklarını anlayabilirler, başka milliyetlere saygı göstermeyi öğrenebilirler, kendilerine ve başkalarına daha nesnel ve adil bakabilirler, başkalarının kültürlerinin seçkin unsurlarını alçak gönüllülük ile benimseyerek kendilerini durmaksızın zenginleştirebilirler. Böylece olimpik hareketin amaçladığı evrensel temas gerçekleştirilebilecektir.

    Bunun yanı sıra, olimpik ruhta yarışmaların adil ve haklı bir biçimde sürdürülmesi vurgulanıyor. Yarışmalar, olimpik hareketin esas faaliyet alanını oluşturuyor. Yarışmaların özünde ise bedensel mücadele yatıyor. Doğrudan ve şiddetli geçen bedensel mücadele ve yarışlarda sporcular beden, psikoloji ve ahlak konularında eğitilerek, daha yüksek seviyelere ulaşırlar, izleyiciler de keyif duymakla birlikte, farkında olmadan eğitimden geçmiş olurlar. Ancak yarış sporunun eğitim ve kültürel eğlence işlevlerinin yerine getirilmesinin önkoşulu rekabetin adil olmasıdır. Ancak adil rekabet temelinde yapılan yarışmalar anlamlı olabilir, dünya ülkelerinden gelen sporcular aralarındaki dayanışma ve dostluk ilişkilerini güçlendirebilirler, olimpik hareket de kutsal amacına ulaşabilir.

    Artık hayatta olmayan ünlü Amerikalı zenci atlet Jesi Owens'in dediği gibi: "İnsanlar, spordan yalnız yarışmayı değil, başkalara saygı göstermeyi, ahlakı, yaşamı ve başkalarına yönelik davranış biçimlerini de öğrenebilirler."