Bu yıl, 'Barış İçinde Bir Arada Yaşama'nın beş ilkesinin ortaya konulmasının 50. yıldönümü.
Karşılıklı olarak egemenliğe ve toprak bütünlüğüne saygı, karşılıklı saldırmazlık, birbirinin içişlerine karışmama, eşitlik ve karşılıklı yarar ile barış içinde bir arada yaşamadan oluşan beş ilke, ilk defa 1953 yılının sonunda dönemin Çin Başbakanı Zhou Enlai tarafından Çin'i ziyaret eden Hindistan hükümeti heyetiyle görüşürken ortaya konuldu. Zhou Enlai'ın Haziran 1954'deki Hindistan ve Burma ziyaretleri sırasında 28 Haziran 1954 günü Çin'le Hindistan arasında ve 29 Haziran 1954 günü de Çin'le Burma arasında yayınlanan ortak bildirilerde Barış İçinde Bir Arada Yaşama'nın beş ilkesinin uluslararası ilişkilere yön veren temel ilkeler olarak kabul edilmesi çağrısı yapıldı.
1950'li yıllardan bu yana uluslararası durumda yaşanan büyük değişimlerle gelen zorlu sınavlardan başarıyla geçen Barış İçinde Bir Arada Yaşama'nın beş ilkesi, hala canlılığını koruyor. Çin tarafından ortaya konulan bu ilkeler, dünya ülkelerinin ezici çoğunluğu tarafından benimsendi. Bu ilkeler, Çin'in dünya ülkeleri ile imzaladığı anlaşma, bildiri ve deklarasyon gibi ikili belgelerde teyit edildi, birçok önemli uluslararası toplantıda ve uluslararası belgede yinelendi. Bütün bunlar, bu ilkelerin genel kabul gören ve uluslararası ilişkileri düzenleyen temel ilkeler haline geldiğini gösterdi.
Çin, Barış İçinde Bir Arada Yaşama'nın beş ilkesi temelinde adil, haklı, eşit ve karşılıklı yarar sağlayan uluslararası yeni siyasi ve ekonomik düzenin kurulmasını savunuyor. Çünkü bu, dünyada barışı seven bütün ülkelerin ve halkların en büyük arzusudur. Tarihin sınavlarından başarıyla geçen bu ilkeler, rejimleri ve gelişmişlik düzeyleri farklı olan bütün ülkelere hizmet eden, aynı zamanda bütün dünya halklarının temel çıkarlarına uygun olan, dünyanın barışı ve gelişmesine de yarar sağlayan ilkelerdir. Uluslararası ilişkileri düzenleyen en temel kuralları kapsayan Barış İçinde Yaşama'nın beş ilkesi, yeni uluslararası ilişkilerin özünü ve özelliğini yansıtıyor ve Birleşmiş Milletler Ana Tüzüğü'nde yer alan amaçlara ve ilkelere tamamen uygun düşüyor.
Barış İçinde Bir Arada Yaşama'nın beş ilkesi, diğer uluslararası ve bölgesel hukuk ilkelerine göre daha kapsamlı ve daha rasyonel ilkeler olarak devletlerin hareketlerini düzenleyen kurallar topluluğu olma özelliğini taşıyor. Ayrıca bu ilkeler, eski uluslararası ilişkilerde var olan adaletsizliği ve haksızlığı gidererek hegemonyacılığı ve kuvvet siyasetini hedef alıyor, çağdaş uluslararası ilişkilerdeki demokrasi ruhuna uygun düşüyor, uluslararası toplumun, özellikle de çok sayıda gelişmekte olan ülkenin ortak arzularını temsil ediyor, çağımızın özelliklerine cevap veriyor ve dünya halklarının temel çıkarlarını koruyor.
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan gelişmeler, uluslararası ilişkilerde ancak ve ancak Barış İçinde Bir Arada Yaşama'nın beş ilkesine sadık kalınması durumunda, devletler arasındaki normal ilişkilerin sürdürülebileceğini, adil bir uluslararası düzenin kurulabileceğini, dünya barışının korunabileceğini ve ortak gelişme sağlanıp insanlığın ilerlemesinin gerçekleşebileceğini kanıtladı.
|