cingunlugu20150811.m4a
|
2. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin 70. yıldönümü nedeniyle, bu yıl Çin'de savaş dönemiyle ilgili çok sayıda kitap basılıyor. China's War With Japan adlı kitabıyla tanıdığımız İngiliz araştırmacı Rana Mitter'ın son kitabı, Çin'in 2. Dünya Savaşı'ndaki rolüne ve bu dönemde verdiği kayıplara dikkat çekiyor.
Unutulmuş Müttefik: Çin'in 2. Dünya Savaşı 1937-1945 (Forgotten Ally: China's World War II 1937-1945) ilk kez 2013 yılında İngilizce olarak basıldı, bu yıl Nisan ayındaysa Çince baskı raflardaki yerini aldı.
Oxford Üniversitesi Çin Çalışmaları Enstitüsü'nde tarih ve siyaset profesörü 45 yaşındaki Rana Mitter, bu kitapta, Çin'in mihver devletleri tarafından saldırıya uğrayan ilk ülke olduğuna dikkat çekiyor. Çin'in savaşı 1937 yılında, Britanya ve Fransa'dan iki yıl, ABD'den dört yıl önce başladı.
17 milyon ölü, 100 milyon mülteci...
Yazar kitabında resmi belgeler ve günlüklerden de faydalanıyor. Savaş boyunca Çin'in 14 milyon kayıp verdiği belirtiliyor, bu oran Britanya ve ABD'nin toplam kaybından 17 kat fazla... Rana Mitter, ölümlerin yanı sıra, yaklaşık 100 milyon Çinlinin mülteciye dönüştüğünü belirtiyor.
Rana Mitter'in kitabı, savaşa dair Batılı anlatımlarda Çin'in nerdeyse yok sayılan rolünü hatırlatmayı amaçlıyor. Öyle ki, Wall Street Journal, kitapla ilgili değerlendirmesinde, bu çalışmanın tarihi anlamda Çin'in hakkını teslim ettiğini ifade etti.
Rana Mitter'e göre, savaşın mirası bugün Çin'in her yerinde... 2. Dünya Savaşı'nı ve bu savaşta Çin'in rolünü iyi anlamadan, bugün Çin'in belli konulardaki hassasiyetlerini ve kaygılarını anlamak zor.
Aradan geçen 70 yıla rağmen, Japon işgaline karşı direniş savaşının hatıraları, Çin halkının hafızasında tazeliğini koruyor. Ne zaman bir Japon yetkili, birinci derece savaş suçlularının azizleştirildiği Yasukuni Tapınağı'nı ziyaret etse, savaş döneminin korkuları açığa çıkıyor.
"Eğer Çin'in bugün uluslararası toplumdaki rolünü iyi anlamak istiyorsak, 1930 ve 40'lı yıllarda bu ülkenin verdiği trajik ve muazzam mücadeleyi hatırlamamız gerekir." Böyle diyor yazar Rana Mitter.
Faşizme karşı savaş Çin'de başladı
Geçtiğimiz günlerde Guangming Günlüğü gazetesinde yayımlanan bir makalede de Çin'in faşizme karşı küresel savaştaki rolüne dikkat çekildi.
Makalede Çin'in 2. Dünya Savaşı'nda faşistlere karşı mücadele veren dört önemli ülkeden biri olduğuna işaret edilerek, Çin'deki savaş sahalarının, Asya kıtasında savaşın ana sahası olduğuna vurgu yapıldı.
Savaşın sona ermesinden bu yana geçen 70'den fazla yıl içinde, bilhassa Soğuk Savaş döneminin etkisiyle Çin'in faşistlere karşı savaştaki statüsünün Batılı ülkeler tarafından gözardı edildiğine dikkat çekilen makalede, Çin'in rolüne gerekli saygının gösterilmediği ve bunun adil bir tavır olmadığı ileri sürüldü.
2. Dünya Savaşı'nda çok büyük bedeller ödemiş bir ülke, bugün savaş dönemine dair Batılı anlatımlarda ya kısa bir bölümle geçiştiriliyor yahut tamamen yok sayılır. Bunda elbette savaşın peşi sıra gelen soğuk savaş döneminin ve bu dönemde blokların değişmesinin payı büyük.
Dönemin ABD Başkanı Franklin Roosevelt'in Ocak 1945'te yaptığı bir konuşmada söylediklerini hatırlama zamanı:
"Çin'in yedi yıl boyunca Japon taarruzuna karşı verdiği çılgınca mücadeleyi ve geniş bir coğrafyaya sahip olan Asya kıtasında işgalcileri durdurmak için gösterdiği çabaları unutmayacağız."