Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçime iki hafta kala açıkladığı "Merkez Türkiye" projesi seçim gündeminin ilk sıralarına oturdu. AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu projenin AKP'nin programından çalıntı olduğunu savunarak bir bakıma CHP'nin belirlediği gündemde savunmaya geçti.

2015-2035 yılları arasında tamamlanması planlanan projeyi Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul 2. Bölge Milletvekili adayı Yüksel Mansur Kılınç ile konuştuk. Zira Yüksel Mansur Kılınç'ın hem akademik çalışmaları hem de faaliyetleri CHP'nin "Yüzyılın Projesi" dediği "Merkez Türkiye" projesiyle ilgili.

CHP seçim sürecinde stratejik bir adım daha attı. Öncelikle projeyle ilgili genel değerlendirmenizi alalım.

Yüksel Mansur Kılınç: "Merkez Türkiye" projesi CHP'nin dünyayı okuyabilme, 21. Yüzyıl dünyasında Türkiye'nin yerini görebilme, Türkiye'nin avantajlarından yararlanabilme ve Türkiye'yi bir bölgesel güç haline getirebilme projesidir.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping göreve geldiğinde Yeni İpek Yolu Ekonomik Kuşağı projesini açıklamıştı. Demir ve deniz yolunu da içeriyordu. Partinizin "Merkez Turkey" projesi dünyanın ekonomik devi Çin'in bu açılımlarıyla örtüşüyor mu?

Yüksel Mansur Kılınç: Dünya, tek merkezli küreselleşmenin sıkıntılarını bir çok yanıyla yaşamış oldu. Tek merkezli küreselleşme sonlandı ve dünya yeni dinamiklerle bölgesel güçlerin hakim olacağı yeni bir sürece girdi. Yani ABD artık dünyanın tüm ekonomisini yönlendirebilme gücüne sahip değil. Ekonomileri gelişen, nüfusu dinamik ülkeler, dünya ekonomisinde önemli yer edinmeye başladılar.

Bölgesel yeni güçlerden biri Latin Amerika'da doğdu. Latin Amerika'ya baktığımızda örneğin Venezuela sadece bir ülke yönetimi değil aynı zamanda bir bölge yönetim modeli Chavez hep bir bölgesel güç yaratma çabası içerisinde oldu. Ülkeleri ekonomik olarak da birbirine bağlayan yeni bir strateji geliştirdi Chavez. Keza Çin Halk Cumhuriyeti çoktandır bir bölgesel güç ve şimdi artık küresel düzeyde de büyük bir güç.

Çin ve Rusya ile bağlantılı olarak Orta Asya ülkeleri gerek enerji potansiyelleri gerek yeni pazar olanaklarıyla bölgesel güç olma çabası içerisindeler. Başta Kuzey Afrika olmak üzere Afrika'da da yeni güçler var. Asya Kalkınma Bankası, ülkelerin bir kısmının kendi aralarında yeni para birimleri oluşturma çalışmaları hep bu yeni arayışların sonuçları. İşte böyle bir dünyada CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı Merkez Türkiye projesi tam bir ekonomik yükseliş projesidir. Türkiye'nin olanaklarının dünya ölçeğinde nasıl değerlendireceğinin ve Merkez Türkiye'nin dünya barışına sağlayacağı katkıların neler olabileceğinin vizyonunu ortaya koyuyor.

Peki, bu sadece ekonomik içerikli bir proje mi?

Yüksel Mansur Kılınç: Merkez Türkiye projesinin merkezi olacak mega kent aynı zamanda bir araştırma geliştirme (arge) merkezi olacak. Bilim ve teknoloji gelişecek. Bir başka yönü ise çevre ile ilgili. Enerji sorunlarının olduğu ve enerjinin yeryüzü kaynaklarını tükettiği bu dünyada Merkez Türkiye projesinde güneş enerjisi kullanılacak. Yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılacak.

Bu proje Türkiye ile diğer ülkeler arasında barışı tesis edecek. İçte de ekonomi güçlenirken demokrasi de güçlenecek. Bir çok yönü olan bir vizyon projesi bu.

Sizin ortaya koyduğunuz vizyona göre örneğin bu projenin uygulanabilmesi için IŞID türü örgütlerin bölgedeki varlığının son bulması gerekiyor.

Yüksel Mansur Kılınç: Tabii ki..Türkiye'nin dış politikasını da yönlendirecek bir proje.

ISID' in olması demek zaten Türkiye'nin ve bölgenin ekonomik, siyasal olarak güçsüz, kendi içinde barışı olmaması demek. Dolayısıyla kendi içinde barışık, kendi çevresinde de barışı sağlayabilmiş toplum bu projenin ana unsuru. Dünya barış istiyor, dünya demokrasi istiyor. Demokrasi olmadan ekonomi gelişmiyor. Demokrasi olmadan sosyal adalet gelişmiyor. Bu açıdan baktığımızda Merkez Türkiye projesi, CHP'nin seçim bildirgesiyle tam bir uyum içinde. Ülke gelirini yükseltecek, insanlarımızı zenginleştirecek bir proje.

Siz yıllardır Çin, Rusya, Japonya gibi Asya ülkeleriyle Venezuela gibi Latin Amerika ülkelerine gidip geliyorsunuz, ilişki geliştiriyorsunuz ve çeşitli faaliyetler yapıyorsunuz. Genel başkanınızın açıkladığı bu proje sizin yürüttüğünüz çalışmalarla da örtüşüyor mu?

Evet..Kesinlikle örtüşüyor. YÖN Radyo'yu kurarken "Anadolu'dan Evrensele" dedik. Yıllar içinde bahsettiğiniz ülkelerle de bu çerçevede ilişkiler geliştirdik. Merkez Türkiye projesi aynı zamanda sosyal ve kültürel bir proje. Bu proje ile Anadolu kültürü dünyaya taşınacak, dünya kültürü ise Anadolu'ya. Anadolu'nun asırlardan bu yana gelen zengin kültürü evrensel kültüre çok daha büyük katkılar sunacak. Anadolu coğrafyasıyla, insanıyla, kültürüyle ayağa kalkacak.

YÜKSEL MANSUR KILINÇ

Yüksel Mansur Kılınç üniversite eğitimini Coğrafya bölümünde yaptı. Kılınç'ın Yüksek lisans tezi ise "21. Yüzyıl Ölçütleri Bakımından Türkiye'nin Jeopolotik Özellikleri" başlığını taşıyor.

Kılınç, Merkez Türkiye projesinin temel dayanaklarını oluşturan Çin, Latin Amerika ve Türkiye'nin komşuları ile ekonomik, kültürel ve sosyal ilişkiler alanında 20 yıldan bu yana çeşitli faaliyetler yürütüyor. Çin Halk Cumhuriyeti'nde bir çok fuar ve etkinliğe katılan Kılınç, Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Yön Radyo'da Çin Uluslararası Radyosu ile medya işbirliğini gerçekleştirdi. CRI 6 yıldır YÖN Radyo üzerinden günde 3 kuşak yayın yapıyor. Kılınç, Xinjiang Halk Radyosu ile yaptığı yayın işbirliğiyle Türkiye'de ilk kez Uygurca yayın yapılmasını da sağladı.

Türkiye'de Çin'i Türkçe tanıtan ilk internet sitesi olan Silk Trek' in (İpek Yolu) kuruluşuna öncülük eden Kılınç, Çin'de Türkiye'yi Çince tanıtan internet sitesinin de kuruluşuna ve açılışına katıldı.

Chavez hayattayken Venezuela hükümetinin resmi davetlisi olarak ülkeyle giden Yüksel Mansur Kılınç, Venezuela'nın siyasi, ekonomik ve kültürel özellikleri üzerine yazılar yazdı, radyo televizyon programları yaptı.

Kılınç, Çin Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin Başkenti Urumçi'de yapılan Uluslararası Avrasya Fuarı'nın açılışını ve faaliyetlerinin Yön Radyo'dan canlı olarak yayınlanmasını sağladı.