Çin'in kuzeybatısındaki Xinjiang'da topraklar adeta uçsuz bucaksız. Bölgenin merkezi Urumçi'de 3 gün geçirdikten sonra, havalimanına varıyoruz. İlk dikkatimi çeken anonslar: Urumçi-Kalamay, Urumçi-Altay, Urumçi-Kaşgar. Bu şehirlerin her biri Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi içinde. Ancak, söz konusu Fransa'nın üç kat büyüklüğünde topraklar olunca, bölge içi hava trafiği de yoğun. Bizim adresimiz tarihi Kaşgar şehri. Demiryoluyla Kaşgar tam 20 saat. Otobüsle 16 saat. Havayoluyla 1 saat 40 dakika. Dile kolay, neredeyse Türkiye'nin bir ucundan bir ucuna uçuş mesafesi. Yola çıkıyoruz, akşam karanlığında vardığımız Kaşgar bizi kendine özgü kimliğiyle karşılıyor.
Ertesi gün kerpiç evleri, dar sokaklarıyla eski Kaşgar şehrinin yolunu tutuyoruz. Kent merkezinde kalan eski şehir, kısa süre sonra karşımızda. Etkilenmemek mümkün değil. Tarih, tüm silüetiyle gözlerimizin önünde duruyor. Kerpiç evler birbiri üzerinde yükseliyor. Her biri birkaç yüzyıllık. Etrafında kısa bir süre dolaşıyoruz. Dördüncü kattan sesler duyuyoruz. Kadınlar el sallıyor, sanırım hoşgeldiniz diyorlar.
Ne de olsa, yüzyıllarca İpek Yolu'nda merkez olmuş Kaşgar. Nice tüccarı, nice gezgini, nice alimi ağırlamış. Çin'den Orta Asya'ya, Kafkasya'ya, Anadolu'ya, Arabistan'a, Afrika'ya, Balkanlara. Kim bilir kaç bin kervan geçmiş bu şehirden.
Biraz dışarısında yürüdükten sonra, dar sokakların birinden giriyoruz eski kente. Sokaklar koridor halinde labirent gibi uzanıyor. Ahşap kapılar tarih kokuyor. Bir süre sonra, sanki zamanda bir yolculuğa çıkıyoruz.
Bugün İpek Yolu'nun bu denli ayakta kalabilen tek şehrinde yürüyoruz. Kızgın güneşin altında, dar sokaklardan esen tatlı bir esintiyle ferahlıyoruz.
Arada açık kapılardan içeri süzülüyoruz. Ev halkı bizi gülümseyerek karşılıyor. Kimileri baharat ya da eli işi satarak yaşamını kazanıyor. Onlardan biri 50-60 yaşlarında bir adam. Baharat satıyor. Derken gözüm televizyona ilişiyor. Ne göreyim, Türk dizilerinden biri, Muhteşem Yüzyıl yayında. Uygurca seslendirilmiş.
Yanımdaki rehberlerden öğreniyorum. Türk dizileri Xinjiang'da oldukça popüler. Adanalı, Muhteşem Yüzyıl, Ezel... Uygur halkı, bir çırpıda daha pek çoğunun ismini sayıveriyor.
Tabii ki, bir diziye özel olarak parantez açmak lazım. Kurtlar Vadisi. Rehberlerden biri, 10 senedir Kurtlar Vadisi'ni seyrettiğini söyleyerek, ekliyor: "Burada Polat'ı tanımayan yoktur."
Tekrar dar sokaklarda ilerlemeye başlıyoruz. Huzur verici bir sessizlik var. Sokaklar biraz ıssız. Neden diye soruyorum. Evlerin eskidikçe eskidiğini ve son derece küçük olduğunu öğreniyorum. Bu sebeple belediye yeni bir yerleşim programı başlatmış. İsteyenlere, yeni konut alanlarında daha büyük evler veriliyor. Taşınmak istemeyenlerin evleriyse devlet fonlarıyla güçlendiriliyor, ya da aslına uygun olarak yeniden inşa ediliyor.
Nitekim, bir kaç yıl öncesine kadar eski şehirde 400 hane varmış. Program çerçevesinde taşınanların etkisiyle hane sayısı 200'e düşmüş.