
Uzun geçmişe sahip olan Moğol milliyeti, binlerce yıl su ve otlaklar için göçebe bir yaşam sürdürdüler.
Bilim ve kültür alanlarında görece gelişmiş olan Moğol milliyeti, özellikle de Ming hanedanından sonra tarih, edebiyat , dil, tıp, astronomi ve coğrafya alanlarında vatanın bilim ve kültür davalarına önemli katkıda bulundular.
Moğol milliyeti, en başta Çin'in kuzeyindeki Wangjian nehrinin doğu kayısında yaşamaya başladılar. "Moğol" başlangıçta orada yaşayan birçok kabileden birinin ismiydi. 13. yüzyılda Cengizhan'ın liderliğindeki Moğol kabilesinin bölgedeki kabileleri birleştirmesinden sonra bu bölgede adım adım yeni bir milliyet oluştu. Daha önce kabilenin ismi olarak kullanılan "Moğol" bir milliyetin ismi haline geldi.
Moğol milliyetinin kendi dili ve yazısı var. Moğolca, Altay dil ailesi Moğol dili grubuna aittir.
Çadır
Moğollar keçeden yapılan çadırlarda oturuyorlar.
Büyük çadırlarda 20'den fazla kişi, küçük çadırlarda ise 10 kadar kişi barınabiliyor.
Çadır yapımı çok basit. Genellikle su ve otlak kıyısında yapılmak istenilen çadırın boyutuna göre bir yuvarlak çiziliyor. Sonra çemberin üzerinde söğüt direkler kuruluyor sonra üzerine keçe, kıl dokuma veya sık dokunmuş kalın bez kaplanıyor. Böylece kolayca taşınabilir bir çadır kurulmuş oluyor.
Moğollar, çadır kurduktan sonra süsleme çalışmalarına başlarlar. Çadır içine hep kalın halı döşerler, 4 tarafa resimler ve diğer süs eşyaları asılır. Günümüzde çadırlarda modern beyaz eşya bile bulunuyor.
Çadırın en büyük özelliği kolayca sökülür, kurulur ve taşınabilir olmasıdır. 2 ya da 3 saat içinde kurulan bir çadır, söküldükten sonra iki deve ya da iki tekerli inek arabasıyla başka yere taşınabilir.
Çadırın diğer bir özelliği, içinde hava dolaşımının ve ışık almasının çok kolay olmasıdır. Kış aylarında sıcak, yaz aylarında serin tutulan çadırlar, aynı zamanda rüzgar ve yağmura karşı dayanıklıdır.
Nesiller boyunca otlaklarda yaşayan Moğollar esas olarak hayvancılıkla geçiniyorlar. At sütü içkisi ve kızartılmış dana eti onlar için en sevilen içecek ve yiyecek olduğu gibi misafirleri ağırlarken sundukları en güzel yemekler arasında bulunur.
Temmuz ve Ağustos ayları Moğolların at sütü yaptıkları dönemdir. Çalışkan Moğol kadınlar, önce at sütü toplarlar. İyice karıştırılan bu süt birkaç gün sonra mayalanıp içki haline getirilir. Bilimin gelişmesi ve yaşam seviyesinin yükselmesiyle birlikte, Moğolların at sütü içkisini yapma teknolojisi de geliştirildi. Moğollar, artık bilimsel yöntemlerle kaliteli içki üretiyorlar.
Sağlığa yararlı olan at sütü içkisi, Yuan hanedanı sarayında ve Moğol aristokratları arasında başlıca içecek olmuştur. Yuan hanedanı imparatoru Kubilay, at sütünü altın kâselerle başarılı vezirlere ikram etmişti.
Et, Moğolların esas yemeğidir. Moğollar, eti çubukla değil, elle yerler.
Sıcakkanlılıkları ve misafirperverlikleriyle tanınan Moğollar, konuklarına saygılarını göstermek için genellikle at sütü içkisi ve et ikram ederler. Otlaklara gidip çadırlara girdiğinizde Moğollar, güzel içkiyi altın ve gümüşten yapılan kâselere döküp ellerinde upuzun hada denilen ve genellikle konuklara saygı gösterilmek için kullanılan uzun beyaz şerit ile tutup şarkı söyleyerek sizlere ikram ederler.