Bu bağlamda, Tayland'ın geçtiğimiz günlerde yasadışı göçmenlerin iadesine ilişkin olarak aldığı karar da uluslararası işbirliği açısından örnek teşkil etti. Kararı olumlu değerlendiren Çin Dışişleri Bakanlığı, yasa dışı göç akımlarını hiçbir hükümetin görmezden gelmemesi gerektiğini, bu konuda karşılıklı işbirliğinin uluslararası hukukun bir gereği olduğunu kaydetti.
Türkiye'de ortaya atılan Xinjiang'da Ramazan kısıtlamaları iddialarını yerinde araştırmak üzere Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de bulunan Çin Uluslararası Radyosu ekibi de akademik ve dini çevrelerin bu konudaki fikirlerini aldı .
Xinjiang Eğitim Üniversitesi Profesörü Dilmurat Ömer, Çin'in bu konuda uluslararası hukuk çerçevesinde uluslararası işbirliği talep ettiğini hatırlattı. Çin'den yasadışı yollarla yurtdışına çıkan göçmenlere ilişkin olarak yapılan araştırmalarda, kaçakların öğretim ve dini eğitim seviyesinin son derece düşük olduğunun gözlendiğini belirten Dilmurat Ömer şunları söyledi:
"Bazı kişiler ilkokula dahi gitmemiş. En basit dini temel bilgileri dahi bilmiyorlar. Son derece kolay biçimde kandırılıyorlar. Yani, bu kişiler zulüm gördükleri için kaçmak zorunda kalıyor değiller."
Xinjiang İlahiyat Fakultesi'nde düzenlenen bir dini sohbet toplantısına katılan Muhammed Kayyum ise, yasadışı göç konusunda bölücü ve aşırı dinci güç odaklarına dikkat çekti. Yasadışı göçlerde bu güç odaklarının ortaya attığı yalanların önemli payı bulunduğunu belirten Kayyum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halkımız bunun farkında, asla üç kötü gücün ortaya attığı yalanları dinlemeyecek, evlerini terk ederek öz vatanını geride bırakıp yurt dışına kaçmayacak. Hükümetin desteğiyle vatan evini inşa edeceğiz. Kendi anavatımızda dini faaliyetlerimizi ve ibadetlerimizi sürdüreceğiz."
Kayyum ayrıca, halihazırda yurtdışında bulunan kaçak göçmenlere de çağrıda bulundu. Bu kişilerin bölgedeki dini özgürlük ortamını yadsımamaları gerektiğini ifade eden Kayyım, yurtdışında bulunan göçmenlere seslenerek, "umarım yalanlara inanmaz ve doğru yolu bulursunuz." dedi.
Sohbet toplantısına katılan Abdukar Mesud da bazı kişilerin ülkede sınırsız serbesti beklentisi içinde bulunduğunu dile getirdi. Dünyanın hiçbir ülkesinde sınırsız özgürlüğün bulunmadığını belirten Mesud, kaçak göçmenlerin bir kısmının sınırsız özgürlük yanılgısıyla ülkeyi terk ettiğini kaydetti.
Mesud, bu konudaki sözlerini şöyle tamamladı:
"Ortaya attıkları iddialar gerçeğe aykırı. Hep birlikte burada yaşıyoruz ve din serbestisinden faydalanıyoruz. Hem din ortamında hem de günlük hayatta özgürlük hakim. Onlar bunu unutmamalı ve anavatanın kucağına dönmeliler."