Otomotivde Japon işletmelerin yerini, Kore, Avrupa ve Amerikan şirketlerinin alacağı tahmin ediliyor. Özellikle Alman markalarının, Çin pazarında Japonya'nın en büyük rakibi olduğuna dikkat çekiliyor. Amerikan General Motors'un da satışlarını artırdığı belirtiliyor.
Çin halkının tepkisi, Japon mallarına karşı kendiliğinden gelişen bir boykota dönüştü. Başta otomotiv ve turizm olmak üzere bazı sektörlerde Japon şirketler Çinli tüketicilerini kaybetmeye başladılar.
Xinhua haber ajansı, geçenlerde konuyla ilgili bir haberine şöyle başlıyordu: "Japon hükümeti sözde 'satın alma' için Diaoyu Adalarına 26 milyon dolar ödemiş olabilir, ama 'anlaşma' ülkeye çok pahalıya malolabilir."
Çin Sosyal Bilimler Akademisi Uluslararası Strateji Enstitüsü'nden araştırmacı Wang Yuzhu, Daiyou krizinin Japon yatırımları üzerindeki etkisinin üç ya da beş yıl devam edeceğini söylüyor.
Japonya Dış Ticaret Teşkilatı Ekonomik Bilgiler Bölümü'nden bir araştırmacı, kendiliğinden gelişen boykotun ciddi boyutlara ulaştığını, ülke çapında satışları etkilediğini söyledi.
Japon yatırımcılar planlarını yürütemiyor
Bu yıl Haziran ayının sonunda, Japonya ülkede 83 milyar 970 milyon dolar yatırım yaparak Çin'in en cömert yurtdışı yatırımcılar listesinin tepesine oturdu.
Japon şirketlerin yüzde 70'i imalat alanında, diğerleri ise çoğunlukla sentetik kimya sanayi ve gıda alanlarında faaliyet yürütüyor.
Son yıllarda Çin'in ana kesimindeki iş gücü maliyetinde görülen artışlar nedeniyle, Japon işletmeler Çin'deki fabrikalarını Güneydoğu Asya'ya kaydırmaya başladı. Ancak, büyük pazarı ve nitelikli işgücü, Japon şirketlerin ağırlıklarını Çin'de tutmalarını sağlıyor. Japon şirketler, özellikle, ARGE birimlerini Çin'de tutuyorlar.
Japon sermayesiyle kurulan şirketler, Çinli personel çalıştırıyor, Çin'de hammadde ve ara mal satın alıyor ve Çin'e vergi veriyor. Bu işletmeler, kârlarını Çinli işletmelerin tabi olduğu kurallara göre yurtdışına transfer ediyor.
Reuters ajansının bir anketine göre Japon şirketlerinin yüzde 41'i Diaoyu krizi yüzünden iş planlarını yürütemediklerini ifade ettiler.
Turizme etkisi yıllar sürer
Beijing'de, 16 Eylül ve 8 Ekim arasında Japonya'ya yapılacak bütün turistik tur rezervasyonlarının iptal edildiği, bireysel müşteriler arasından da iadelerin olduğu belirtiliyor. İptallerin, toplamda yüzde 40'a vardığı saptanmış.
Turizm sektörünün verilerini seyehat şirketleri de doğruluyor. Japan Airlines, Eylül ve Kasım ayları arası uçuşlarda yaklaşık 12 bin rezervasyonun iptal edildiğini açıkladı.
Krizin turizm üzerindeki etkisinin bu yıl sonuna kadar devam etmesi bekleniyor.
Japonya Turizm Ajansı verilerine göre, Çinli turistler geçen yıl ülkeye gelen yabancı ziyaretçilerin toplam harcamalarının dörtte birini yapmıştı. Çinlilerin harcamaları, 196 milyar 400 milyon Japon yenine ulaşmıştı.
Gümrük denetimleri sıkılaştırıldı
Çin, dünyanın en büyük otomobil pazarı.
Otomotivde Japon işletmelerin yerini, Kore, Avrupa ve Amerikan şirketlerinin alacağı tahmin ediliyor. Özellikle Alman markalarının, Çin pazarında Japonya'nın en büyük rakibi olduğuna dikkat çekiliyor. Amerikan General Motors'un da satışlarını artırdığı belirtiliyor.
Bir Amerikan firmasının tahminine göre Toyota, Honda, Nissan ve Mazda'nın araç çıkış sayısında, Çinli gösterilerin yüksekliği 17-21 Eylül günleri arasında 14 bin 950 kayıp yaşandı.
Çin'de Japon otomobillerinin 100 bin yuan ortalama etiket fiyatı esas alınarak gelirlerde 1,5 milyar yuan dolarla ifade edersek 238 milyon dolar zarar kaydedildi.
Toyota ve Honda ile iki ortak girişim sahibi Guangzhou Automobile Group, Şanghay Menkul Kıymetler Borsası'nda Ağustos'tan Eylül sonuna kadar yüzde 31 değer kaybetti.
Japon markalarının bayileri promosyonları durdudu ve yerel otomobil fuarlarına katılmama kararı aldı.
Öte yandan, Çin limanlarına gelen Japon ürünleri üzerindeki gümrük denetimlerinin sıkılaştırıldığı belirtiliyor.
Canlanma "yarım yıl" gecikti
Japonya Merkez Bankası Başkanı Masaaki Shirakawa'nın ifadesiyle, Diaoyu anlaşmazlığı, Japon ekonomisinin yeniden canlanma tarihini "yarım yıl " geciktirdi. Ekonomide sorunların gün geçtikçe şiddetleneceği belirtiliyor.
Japonya Ekonomik Topluluklar Birliği Başkanı Hiromasa Yonekura da, iki ülke arasında sivil toplum tarafından güçlükle kurulan dostane ilişkilerin bozulup kötüleşmesinden üzüntü duyduğunu söylemişti.