Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Eda Türkyiğit-" Beijing-Ankara, Shanghai-İstanbul"

(GMT+08:00) 2009-02-23 15:51:58 cri

Sevgili dinleyiciler, Sayın Eda Türkyiğit'le sohbetimizin ikinci bölümüyle sizlerleyiz.

CRI- Çinli kadını gözlemleyebiliyor musunuz? Sizce Çin'de, kadın olmak nasıl bir durum?

E.T- Çinli kadınlarda açıkçası gördüğüm şu; yani çok fazla da Çinli, görmüyorum artık. Çünkü tamamen bir batıya kayma var. Bir yandan, bir batı nefreti var, ama çok az bir kesimde görüyorsunuz onu. Genel olarak hep gördüğüm, işte markalar olsun, üst, baş, takı, kıyafet anlamında hep bir batı taklidi çok fazla artık yoğunlaşmış durumda. Özellikle Beijing'de dediğim gibi. Beijing, çok metropol bir kent olduğu için, bunu çok yoğun görüyorum. Özellikle metroda, otobüste artık sürekli, hep böyle yüksek topuklu, işte şık paltolar, takılar, rengarenk bayanlar görüyorum yani. Pek öyle dediğim gibi, eski gördüğüm Çin'deki filmlerine benzemiyor. Tamamen Avrupai olmuş yani.

CRI- Çok haklısınız. Çin'in tarihi ve kültürel zenginliklerini gezme şansınız oluyor mu? Beijing'in, sizi cezbeden yanları neler?

E.T.- Çin'in tarihi ve kültürel zenginliklerini görme şansını tamamen olmasa da yine büyük bir kısmına eriştim bu zaman içerisinde ama, çok fazla etkilendiğimi söyleyemeyeceğim. Çünkü Ben, Türkiye'de gördüklerimi ve bizim tarihimizde ve bizim kültürümüzde çok daha iyi tarihin yansıtıldığını düşünüyorum. Artı, çok daha iyi korunduğunu düşünüyorum. Ama tabii ki bir Çin Seddi, özellikle mesela, kaç kez gittiğim Çin Seddi' ne gördüm. Ama tabii gerçekten etkileyici. Ama tabii ki dediğim gibi ben, Türkiye'de çok daha fazla bu konulara, Çin belki, fazla önem veriyor ama, bence yeteri kadar değil. Ama tabii Çin çok büyük bir ülke olduğu için, artı çok fazla turist olduğu için ve bir Asya kültürü olduğu için hep, cezp edici oldu. Çünkü çok uzak olduğu için cezp etti herkesi. Bu yüzden, çok fazla turist geliyor ama ben, gereken önemin verildiğini düşünmüyorum.

CRI- Biraz önce beş- altı kenti gördüm Beijing, dışında dediniz. O kentlerin, Beijing'den farkı neydi?

E.T.- Gördüğüm şehirlerin arasında en büyüğü olarak sayarsam Shanghai geliyor. Çok uzun uzun gezme fırsatım, maalesef olmadı. Ama Shanghai'n da en önemlisi, Beijing gibi havasının aynen pis olduğunu söyleyebilirim. Onun dışında Shanghai, tabii çok daha yabancılaşmış bir şehir. Çok büyük, yine çok kalabalık, yine trafik var ama Sahnghai'da çok fazla yabancı görüyorsunuz. Çok fazla yabancı şirket görüyorsunuz. Çok fazla İngiliz binalarına benzer binalar görüyorsunuz. Ama tabii ki, biraz daha böyle hani Türkiye'de de çok olan, özellikle İstanbul'da olan, hep diyorlar ya; Beijing-Ankara, Shanghai-İstanbul, o biraz doğru evet ama İstanbul çok daha güzel tabii ki.

CRI- Shanghai dışında diğer kentler hangileriydi?

E.T.- Shanghai dışında gördüğüm yerler; Wuxi'ye gittim, Changzhou'ya gittim, Suzhou'ya ve Hangzhou'ya gitme fırsatım oldu. Ailem geldi geçen sene. Onları bir tura götürdüm. Onlarla beraber gezdim. Ama bu şehirler, tabii ki çok daha küçük şehirlerdi. Hangzhou örneğin, yemyeşil bir şehir. Biz, maalesef kışın gittik ama baharda da gitmeyi çok isterim. Çok güzel bir şehir. Yemyeşil bir şehirdi. Aynı Karadeniz gibi diyebilirim. Onun dışında diğer gittiğim kentler, yine tarihi yapısı gerçekten güçlüydü. Özellikle tabii ben, turla gittiğim için, oraları gezme fırsatını buldum. Ama tabii ki Beijing'le, asla karşılaştırılamaz veya Shanghai'la. Çok daha küçük, tam böyle bir yerel insanların yaşadığı, bir şehir. Suzhou olsun, diğer şehirler de olsun.

CRI- Sizin gibi yurtdışında eğitimini sürdürecek olanlara, önerileriniz neler olur?

E.T.- Öncelikle şunu söyleyebilirim; nereye gideceklerini öğrenmeleri gerekiyor. Artı ne öğreneceklerini bilmeleri gerekiyor. Yani, ne öğreneceklerini bilmek derken, Çinceyi asla şey demek değil bu, Çinceye başlaması gerekmiyor Türkiye'de. Kesinlikle başlanmaması gerekiyor hatta. Ben, asla bunu desteklemiyorum. Çünkü Türkiye'de özellikle maalesef çok yanlış bir Çince eğitimi veriliyor. Türkiye'de Çince eğitimi alıp da buraya gelen çok insan görüyoruz. Yani çok yanlış şeyler öğrenmişler. Burada görüyorlar ki yanlış, özellikle tonlamalar olsun, mutlaka yanlış yönlendirmeler oluyor. O yüzden kesinlikle söylemem gereken şey; kesinlikle Çince, öğrenmeden buraya gelip, Beijing, özellikle Beijing, öğrenci şehri zaten Beijing. Burada sıfırdan başlamalarıdır. Onun dışında, tabii ki çok iyi araştırmaları ve yani ben, neden buraya gidiyorum, gerçekten istiyor muyum diye bunu düşünmeleri gerekiyor. Ben, açıkçası biraz körü körüne geldim diyebilirim. Çünkü çok fazla Çin'i de bilmiyordum. Çinceyi hiç bilmiyordum. Artı, bazı insanlardan aldığım duyumlarda hep şeydi, "Çince hiç öğrenme, direk buraya gel" diyorlardı. O yüzden böyle geldim ve Çince hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama bu çok büyük bir şans oldu benim için. Ters tepmedi neyse ki. Ama terste tepebilirdi. O yüzden, nasıl bir yere gidiyorum? Mutlu olabilir miyim? Yapabilir miyim? Becerebilir miyim? Bu çok önemli. Çünkü, bazı insanların dile kapasitesi olabiliyor, yeteneği olabiliyor ama bazı insanların bambaşka şeylere yeteneği olabilir. O yüzden insanların bunu ölçüp, tartıp, çok iyi düşünüp, aileleriyle beraber, özellikle gençlerin, on yedi-on sekiz yaşındaki gençlerin bunları çok iyi düşünüp, gelmeleri lazım.

CRI- Sohbetimizin sonunda Çin yemekleri diyeceğim. Çin yemeklerini seviyor musunuz?

E.T.- Maalesef çok bu konuda çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Çin yemekleriyle aram, geldiğim günden beri hiç iyi olmadı. Yani, acı olduğu zaman, mutlaka yerim. Çünkü Gazianteplide olduğum için, acıya karşı böyle bir zaafım var aslında. Ama onun dışında çok fazla Çin yemeği, yani yiyorum ama kesinlikle tercih etmem. Önüme başka bir Türk yemeği koysalar, asla Çin yemeği yiyim demem yani. Çok severek yediğimi söyleyemem. Ama zaman zaman özlüyorum da tabii. Genelde evimde Türk yemekleri yapıyorum. Ama yine de Çin yemeğini de bazen yiyorum tabii, mutlaka.

CRI- Peki Eda Hanım, programımıza katıldığınız için, çok teşekkür ederim.

E.T.- Ben, teşekkür ederim, sağ olun.

Sevgili dinleyiciler, içten gelen her olumlu düşünce evrenle öyle ahenkle birleşiyor ki, önce bize sonra tüm evrene yayılmış oluyor. Lütfen her olumsuzluğa rağmen, düşüncelerimizi iyiye yönlendirelim, inanıyorum ki, paylaşıldıkça büyüyecek güzellikler ve mutluluklar.

Dostlukla kalın, hoşça kalın.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040