Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Çin malının menbaında alışveriş

(GMT+08:00) 2008-07-22 21:17:33 cri
   Çin malının menbaında alışveriş

29/06/2008

EMEL ALPTEKİN (Radikal)

Pekin'de alışveriş yapmak çok kolay. Hesap makinesi esperantosu diye bir dil geliştirmişler. Bakkal-çakkal herkesle rahatça anlaşabiliyorsunuz. Yemekler görsel açıdan muhteşem. Yalnız 'Ben beslenme piramidinden şaşmam' diyenleri biraz aşıyor

Yasak Şehir çok güzel. Çin Seddi muhteşem. Bunlar Pekin'deki diğer şeyler. Önce alışveriş... Tek kelime Çince bilmeseniz de alışveriş çok kolay. Çünkü 'hesap makinesi esperantosu' diye bir dil var. Büyük alışveriş merkezlerinde de küçük bakkallarda da geçerli. Dükkâna girip istediğiniz şeyi "Bu" diye işaret ediyorsunuz. Satıcı hemen hesap makinesine davranıp çıt çıt çıt bir şeyler yazıyor. Gösteriyor. Sonra çat diye makineyi elinizden çekip yeniden çıt çıt çıt bir şeyler yazıyor, "Ama sana bu fiyata olur" gibisinden bir jestle üç beş eksik bir şey gösteriyor. Yapmanız gereken tek şey hesap makinesini kapıp sıfırdan büyük herhangi bir rakam yazmak. Yazdığınız şey ne olursa olsun. "Ne, inanamıyorum" bakışı eşliğinde makineyi elinizden alıyor. Ve müzakere süreci resmen başlamış oluyor. Hesap makinesi gidiyor, geliyor. Sonunda istediğiniz şeyi, kötü ihtimalle başta söylenenin yarı fiyatına, iyi ihtimalle onda birine koltuğunuzun altına kıstırıp sizi yolluyor. "Ben pazarlık sevmem, alışverişten hoşlanmam" filan hiç demeyin. Değil mi ki o hesap makinesine bir kez dokundunuz, bir girdaba kapılıp gidiyorsunuz. Sonuçta kâğıt parayı, kredi bankacılığını icat etmiş bir ülkedesiniz. 1980 yılında nüfusunun yarısı yoksulluk sınırlarının altında yaşayan Çin, bugün dünyanın en büyük dördüncü ekonomisi. Economist dergisinin tahminine göre, 2040'ta bir numarası olacak.

MUTFAK

'Yediğin içtiğin senin olsun, sen gördüklerini anlat', Çin için geçerli değil. Çin mutfağı, Çin Seddi kadar merak konusu. Aslında Çin mutfağı diye genellememek lazım. Çin Halk Cumhuriyeti, Pasifik'ten Afganistan dağlarına, Hindistan'dan Moğol steplerine uzanan kocaman bir ülke. Dolayısıyla tek bir mutfak değil, mutfaklar silsilesi var. Ortak yan, çubuklar. Çubuklar zaten tüm dünyayı saran 'dünya mutfakları' modası yüzünden sınır aşmış. Sadece Çinliler değil, gördüğüm kadarıyla Avrupalılar da büyük bir maharetle çubuk kullanıyor. Ben de derhal bir âdet edindim. Çubuk kullanamayanlara 'mağara insanıymış' gibi bakanlara karşı öldürücü bir silah olarak kullanmak üzere teknikler geliştiriyorum. Yemekler genel olarak ucuz. Lüks otellerde, restoranlarda bile en pahalı yemek, 40-80 yuen (7-14 YTL) arasında bir yerlerde. Sokaklar daha da ucuz. Ve daha lezzetli.

Yalnız grup halinde gidilen restoranlarda, yemekler genelde ortasında yuvarlak bir disk olan masaya geliyor. Ayrı porsiyon mantığı yok. Ismarlanan tüm yemekler art arda diskin üzerine sıralanıyor. Masanın etrafındakiler diski döndüre döndüre ortadaki yemeklerden tabaklarına alıyor. Yemeklerin görünüşü ve sunumu tam bir görsel şölen. Tat konusu, beni aşıyor. Tadlar, sadece beslenme piramidinde adı ve eşkali yer alan şeyleri (dilim halinde ekmek, yumurta halinde yumurta, ucunda kemiğiyle but) yiyenler için, fazla sürprizli. Tatlılar ve tuzlular, hiç ummadığınız sıralamalar halinde geliyor. Çorba sonlara doğru, bazen çaydanlık içinde assolist olarak sahneye fırlıyor. Çaylar zaten resmi geçit halinde. Fincanına doldurulan şeyin çay mı çorba mı çıkacağını bilememek tedirginlik verici.

MÜZİK

Çinliler, müziği seviyor. Hatta aşıklar. Asansörde, yolda, parkta her an "Kapıldım gidiyorum, bahtımın rüzgârına" makamında şarkı söyleyen birine rastlayabilirsiniz. Sınır yok. Turistik ShiChahai bölgesinde Houhai Gölü'nün kenarında yemek yerken, elinde CD'lerle bir genç yanımıza yaklaştı. "Hah işte menbaından korsan ürün bulma imkânı" diye şöyle bir gerindim. Ama kendi albümünü bizzat kendi pazarlayan genç bir müzisyen çıktı. Bir nevi 'kendi kendinin korsanı' olan arkadaş, meraklılara yanındaki kulaklıkları uzatarak müziğini dinletti, beğenen kapağında bu arkadaşın gayet artist bir fotoğrafı bulunan albümü parayı bastırıp aldı. Sanata ve sanatçıya hiç bu kadar yakın hissetmemiştim. Yaygın bir yöntem olduğunu söylediler.

İNSANLAR

Rastladıklarım, ya zarif ve sıcak. Ya mesafeli ve saygılıydı. Olimpiyat Oyunları konusunda genel bir heyecan hissediliyor. Ve gurur. Turist Enformasyon Bürosu'nda tanıştığım Li Hao gibi. Bay Li, 40 yaşında. Aslında yazılım mühendisi. Ama gönüllü olarak bu büroda çalışıyormuş. Gönüllülük zaten çok yaygın. Olimpiyat Oyunları, korkunç Sichuan depremi ve diğer tüm büyük olaylarda gönülller ordusu sokaklara yayılıyor. Olimpiyat Oyunları için de yaklaşık 6 milyon gönüllüden söz ediliyor. Kimi resmi, yani resmi olarak sağlanan ilkyardım dahil eğitimlerden geçerek gönüllü olmuş. Kimi gayriresmi. Ama mahallesinin saygın, sevilen siması. Bu yüzden koluna kırmızı bir gönüllü bandı takarak, olimpiyat oyunlarına verdiği desteği gösteriyor.

Bay Li'ye "10 yıl öncesiyle şimdi arasında ne fark var" diye soruyorum. "Şimdi daha mutluyuz" diyor. Bu gelişmede olimpiyatların etkisini soruyorum. Kolunu dünya ekonomi bültenlerinde Çin'in müthiş gelişimini gösteren grafiklerdeki gibi 45 derece açıyla büküp, dirseğini gösteriyor: "100 yıl önce buradaydık, açtık." Sonra bileğini gösteriyor: "Olimpiyatlarsa burada bir yerde."

Nihau, şı, şiye şiye...

Hiç bilmeyenler için sezgisel Çince:

Nihau: Merhaba, nasılsın, bakar mısınız.

Şiye şiye: Teşekkür ederim, güle güle, anca gidersin...

Şı: Evet.

Hayır anlamına gelen bir sözcüğü çıkartamadım. Bu sözcükleri kullanırken de karşınızdakinin tavrını izlemeye gayret edin. Çünkü bir kelime, kısa kesilmesine, uzatılmasına, uzatıldıysa düz, nağmeli veya kesik kesik uzatılmasına bağlı olarak farklı farklı anlamlara gelebiliyor.

Hiç gitmeyenler için Pekin fiyatları...

24 saat bisiklet kiralama: 30 yuen (5.3 YTL). 300 yuen depozito veriliyor. Houhai Gölü'nde dört kişilik tekne kiralama: 40 yuen (yaklaşık 7 YTL).

Çin Seddi tırmanışında fenalık geçirenlere buz gibi bira: (Bakkaldan) 10 yuen (yaklaşık 1.7 YTL)

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040