|
|||||||||||||||||||||
|
Sevgili dinleyiciler, Ilgın Alagöz'le sohbetimizin ikinci bölümüyle sizlerleyiz.
CRI- Peki, Çin'de yaşamak ve bu eski kültürü öğrenmek hakkındaki düşüncelerin nelerdir?
I.A.- Çin tarihi, Çin tarihi hep denir. "Adamlarda kaç bin yüz yıllık tarih var." Evet, gerçekten var. Buraya geldiğimde açıkçası, alışamadım Çinlilere. Bizlere göre farklı insanlar. Çinli insanlar, insanı hiç rahatsız etmiyor. Şu anlamda; itmeleri, kakmaları dışında, gözleriyle, bakışlarıyla, konuşup, laf atmalarıyla. Turiste saygılılar. Ülkelerini yabancılarla paylaşıyorlar. Yaşam kolay. Bizim paramıza göre zaten burası, hani ailesi para yollayanlar için daha kolay. Ama, İngilizcesi olup, burada İngilizce öğretme şansınız da var. Bu insanlar, İngilizceye aç. Böyle bir durumda da kendi paranı da kazanabiliyorsun. Bu da ayrıca insana acayip derecede gurur veren bir şey. Çünkü ailenden para çekmiyorsun. Bunun yanı sıra, okul hayatı dışında, buradaki gece hayatı da güzel. Kimse, kimseye karışmıyor, zaten suç oranı çok az. Rahatsın, mutlusun.
CRI- Çin'i tanımak ve öğrenmek için, neler yapıyorsun?
I.A.- Çin'i tanımak ve öğrenmek için, öncellikle dilini çözmeye uğraşıyorum. Dilini çözdükten sonra, Çin'de gezilmesi gereken çok fazla yer var. Çincesi olup da, o duvarlarda yazılan yazıları okuyan ve gerçekten tarihe meraklı insanlar için Çin, çok güzel.
CRI- Kısa bir süre için de olsa Çin, eğitim sistemi içerisinde yer alıyorsun. Türk eğitim sistemiyle, Çin eğitim sistemini nasıl karşılaştırırsınız?
I.A.- Çinliler çok önem veriyorlar. Biz Türkler çok rahatız. Okulda da öyle. Çinliler, sabah sekiz, akşam üstü altıya kadar çalışıyorlar. Çinlilerin eğitimi, okullarda çok iyi. Kafanıza vura, vura öğretiyorlar. Bir özürlüye ders anlatır gibi ders anlatıyor bizim hocalarımız. Bir kitapta, otuz tane ünite var ve biz üç kitap bitirdik. Bu üç kitaptaki bütün ünitelerin, bir ünitede otuz tane de yeni kelime var. Hocalar üşenmeden her gün kart hazırlayıp, kocaman kartonlara, insanlara öğretiyorlar, öğrencelere onları gösteriyorlar, ezberletiyorlar tek, tek.
CRI- Çin yemeklerini de konuşalım seninle Ilgın. Çin yemeklerini seviyor musun?
I.A.- Sevmiyorum.
CRI- Hiç mi Çin yemeği yemiyorsun?
I.A.- Yiyorum. Beijing ördeği özellikle baş yemeği ama, Beijing ördeğini de güzel bir yerde yersen, kesinlikle lezzetli olduğuna inanıyorum. Her yerde yemek yiyemiyorum. Böyle bir problemim var ama, Allahtan evde kalıyorum, Türk yemekleri yapıyorum. Yemekleri tatlı buluyorum. Şerbetli. Yani bir tavuğun ya da parça etin üzerine şekerli sos döküyorlar ve kesinlikle Türk damak tadıyla, çok farklı. Alışamadım. Yani her şey şekerli. Tuzluyla tatlıyı, çok bir arada kullanıyorlar ve bu beni çok rahatsız ediyor.
CRI- Sichuan bölgesinin yemeklerinin, acı olduğunu söylüyor herkes. Onları denedin mi?
I.A.- Denemedim.Ama, acılı fasulyeleri, güzel yemekleri var. Acılı yemekleri var. Özellikle ben, okulun restoranına gittiğim zaman, kesinlikle acılı yemek istiyorum. Soruyorum acılı mı, tatlı mı. Sadece acılı yemek yiyorum.
CRI- Peki Ilgıncığım, çok teşekkür ediyorum, sohbetin için ve sorularımı yanıtladığın için. Başarıların da devamını diliyorum.
I.A.- Rica ediyorum. Teşekkürler.
Bir sohbetimizin daha sonuna geldik sevgili dinleyiciler. Küçük damlalar oluşturuyorsa, büyük su birikintilerini, siz de esirgemeyin lütfen minik gülümsemelerinizi, öncelikle kendinizden ve tüm evrenden. Bakarsınız bir süre sonra, kahkahalar gerçeğimiz oluverir...
Neşe dolu kalın, hoşça kalın.
© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040 |