Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

"Medvedev mirası üstlendi"

(GMT+08:00) 2008-06-24 17:01:04 cri
Cumhuriyet Strateji

16 Haziran 2008

Barış Adıbelli

"Medvedev mirası üstlendi"

KOLEKTİF GÜVENLİĞE DOĞRU

  Kuşkusuz, Çin-Rus stratejik ilişkileri kusursuz değildir. Soğuk Savaş'ın bitmesinden bu tarafa her iki ülke arasındaki ilişkiler inişli ve çıkışlı uzun bir süreçten geçmiştir. Uzun zamandan beri, Çin ile Rusya arasında aslında görünmeyen bir güven krizi vardı. Bu kriz, kendisini Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) yapısı üzerine olan tartışmalarda somutlaştırdı. ŞİÖ'nün kurulmasından bu yana Çin ve Rusya arasında örgütün kimliği ve kontrolü üzerinde görüş ayrılığı bulunmaktaydı. Ancak bu ayrılık çabuk giderildi. 2007'de ŞİÖ'nün Bişkek Zirvesinde ilk defa Rusya ve Çin örgütün bölgesel güvenlik tabanlı askerî kimliği üzerinde görüş birliğine vardı. Rusya'nın bu hamlesi doğrudan ABD ile yaşadığı güç mücadelesiyle ilgilidir. Ancak Çin, son bir yılda füze tartışmalarına pek fazla karışmadı. Bunun nedeni Hu Jintao'nun izlediği komşularla sıfır sorun ve barışçıl kalkınma politikasıydı. Çin'in son bir yıl içindeki en önemli ulusal hedefi olimpiyat oyunlarına en iyi şekilde ev sahipliği yapmaktı. Bu nedenle derin ticari ilişkileri olduğu ABD ile ters düşmemeye gayret gösterdi. Buna rağmen 2007 yazından itibaren Çinli yetkililer, ABD'yi Çin'in içişlerine karışması nedeniyle sert bir şekilde eleştirmeye başladılar. Bunun yanında, ABD'nin Çin'in yanı başında Tacikistan'da üs arayışı içinde olduğunun gündeme gelmesi Pekin'in tepkisini çekti.

ASYA MİHVERİ

Çin, Rusya ile başlattığı stratejik ilişkileri bir adım öteye götürerek Japonya ile de yeni bir dönem başlatmıştır. Çin başbakanı Wen'in kişisel gayretleriyle son bir yıldan beri iki ülke arasında siyasi, kültürel, ekonomik ve askerî alanda ilişkiler hızla gelişmeye başlamıştır. İki Japon başbakanının Çin'i ziyaret etmesi, Çin başbakanının da Japonya'yı ziyaret ederek parlamentoda konuşması beraberinde Doğu Asya'da barış rüzgarlarının esmesine neden olmuştur. Bu ortam içinde 10 yıl aradan sonra ilk defa bir Çin cumhurbaşkanı da Japonya'yı geçtiğimiz Mayıs ayında ziyaret etmiştir. Hu Jintao, Japonya'da başta imparator olmak üzere üst düzey Japon yetkililer ve Japon halkı tarafından sıcak karşılanmıştır. Japonya ABD'nin yeni Asya-Pasifik güvenlik oluşumu için önemli bir yer işgal etmektedir. Washington yönetimi, Pasifik bölgesinde Japonya'nın yeniden bir güç olarak ortaya çıkmasına Çin'i dengeleyeceği gerekçesiyle olumlu bakmaktadır. Ancak Japonya'nın kontrol altında bir güç olmasını istemektedir.

Çin, doğudaki büyük tehdit olarak gördüğü Japonya ile ilişkileri düzelttikten sonra batıdaki diğer bir tehdit olan Hindistan ile de yeni bir süreç başlattı. 2005 yılında ŞİÖ'ye alınan Hindistan ile Çin bireysel ilişkileri geliştirerek savunma alnında işbirliğine doğru götürdü. Geçtiğimiz yıl her iki ülkenin kara kuvvetleri Çin'de terörizmle mücadele tatbikatı yaptılar. Hindistan da ABD'nin Çin'e karşı oluşturmaya çalıştığı suni güç merkezlerden birisidir. 2006'da Bush'un ziyaretinde ABD tarafından birçok vaatlerle kandırılan ancak bu vaatlerin hiçbirinin gerçekleşmediğini gören Hindistan yeni oyunda tarafını Çin'den yana belirlemiş görünmektedir. Rusya, tek başına Latin Amerika'da ve Afrika'da ABD'ye karşı koyması şimdilik mümkün olmadığı için ister istemez Çin'i yanına almak zorundadır. Japonya ile Kuzey Toprakları sorunu nedeniyle yakın bir işbirliğine giremeyen Rusya, Çin üzerinden Japonya ile yeni bir süreç başlatmak istemektedir. Rusya'nın son bir yılda Çin'le daha da yakınlaşmasının altında yatan en önemli neden Çin'in Japonya'yı ve Hindistan'ı yanına çekmiş olmasıdır.

KÜRESEL TERFİ

Sonuç olarak Çin, küresel güce giden yolda hiçbir engel tanımıyor. Bütün engelleri ince diplomatik manevralarla aşıyor. Deng'in izlediği ılımlı politikayı bugünkü yönetim de takip ediyor. Pekin, hiçbir güç mücadelesinin tarafı olmamaya çalışıyor. Fakat son iki yıldan beri ABD ve Rusya arasında ortaya çıkan füze tartışmaları ve İran'a müdahalede ABD'nin ısrar etmesi, Çin'in de rengini belli etmesine neden olmuştur. ABD, Irak'ta ve Afganistan'da yaşadığı başarısızlıkları telafi etmek ve dünyanın dikkatini başka yere çekmek için suni krizler üretmektedir. Bu krizlerden bir kısmı da Çin'in yanı başında bir takım küçük Asya ülkelerinde meydana gelmektedir. Pekin'e göre bütün bu gelişmelerin amacı barışçıl kalkınmasını devam ettiren Çin'in önünü kesmek içindir. Çin, uzun süre İran konusunda ABD'ye direndi. Füze tartışmalarına taraf olmayan Çin, Medvedev'in ziyareti sırasında bu tavrından vazgeçerek ABD'yi sert bir şekilde eleştirdi. Kuşkusuz bu eleştiride Myanmar'a ABD'nin tutumu ve Tibet'te gerçekleştirilmeye çalışılan isyan hareketlerinin Washington merkezli olduğu inancı önemli rol oynadı. Kuşku yok ki, bölgesel güçten küresel güce terfi etmenin bir takım maliyetleri bulunmaktadır. Çin, son iki yıldan beri dış güçlerin dolaylı baskısı altında bulunmaktadır. Çin'in yakın çevresinde oluşturmaya çalıştığı stratejik ittifaklar zinciriyle başta ticaret, enerji sevkıyatı ve ulusal güvenliğini güvence altına almıştır. ABD'nin büyük umutlar bağladığı ve Putin'in izlerini sileceğini düşündüğü Medvedev'in ilk dış gezisini Çin'e gerçekleştirmesi şüphesiz Washington'u memnun etmedi.

Medvedev'in Çin ziyareti ve Çin devlet başkanının Japonya ziyareti bir kez aha gösteriyor ki ABD'nin inisiyatifi dışında Avrasya coğrafyasında güçlü bir kutup oluşmaya başlamıştır. Çin, bu oluşumu biraz daha kurumsallaştırarak Asya Birliği'nin kurulmasını dile getiriyor. Bu yeni oluşumun, kendisini ŞİÖ'de de göstereceği kesin gözüküyor. Rusya ve Çin, ŞİÖ'yü Japonya ve Hindistan'ın desteğiyle küresel düzeyde NATO'yu dengeleyecek kolektif bir örgüt olarak düşünüyorlar. Toparlamak gerekirse, Soğuk Savaş'ta tek cephede mücadele eden ABD şimdilerde ise iki cephede pek yakında çıkacak bir mücadeleye doğru hızla yaklaşıyor. Tek Kutuplu dünya düzeni artık çok kutuplu bir düzene doğru kaymaya başladı.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040