İkbal Kalın : "İnsanların acılarını paylaştıkça, azaldığına inanıyoruz. Bizim atalarımız derler ya, "Bize, damdan düşeni getirin."

Merhaba sevgili dinleyiciler. Bugün ki konuğum, kısa bir ziyaret için Beijing'e gelen ve çok yeni yaşadığımız, hala yaralarını sarılmaya çalışıldığı deprem günlerinde de buradaki Türklerle ve tüm Çin halkıyla olmayı istemiş bir hanımefendi. Sayın, İkbal Kalın'a programımıza ve Beijing'e hoş geldiniz diyorum.

CRI- Kendinizi tanıtmanızla sohbetimize başlayalım İkbal Hanım.

İkbal Kalın- Ben İkbal Kalın. Adana Olgunlaşma okul müdürüyüm. Olgunlaşma Enstitüleri, Türkiye'de on iki tane. Türk el sanatlarının incelendiği, araştırılıp, yaşatıldığı yerlerdir. Mustafa Kemal Atatürk kurmuştur. Okullarımız da halen onun izinden devam etmektedir. Kaybolmaya yüz tutmuş veya kaybolacak olan, Türk el sanatlarına sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bizden sonraki nesillere, doğru ve düzgün aktarılmasına çalışıyoruz. Şu anda da bu kültürümüzü, Maraş işi, Türk işi nakışları olarak, rölyef, minyatür, hat, teship. Çin halkıyla ve Çin'deki Türk halkıyla paylaşmaya çalışıyoruz. Şu anda buraya getirdiğimiz eserler bunlar. Sizlerle birlikte olmak, Çin'in, bu zor günlerinde, burada bulunmak, onların acılarını paylaşmak, çok kısa bir süre önce, yaşadığımız sıkıntıları, onların gözleriyle de görebilmek, bizi gerçekten çok mütehassıs etti. Çok duygulandırdı. Türkiye'den buraya gelişimiz, bu deprem konusunda, onlara yüreğimizi açışımız, onlarla birlikte olduğumuzu göstermemiz açısından, bizim için çok önemliydi. Tanrım, bir daha kimseye, böyle acılar yaşatmasın diyoruz. Bu arada, buradaki Çinliler ve Türklerle, Türk kültürünü paylaşmak istedik. Bunun geliriyle de depremzedelere yardım ulaştırmak istedik.

CRI- Ne kadar süredir Beijing'desiniz?

İ.K.- Bir hafta oldu, Beijing'deyiz. Çok mutluyuz. Beijing'i çok sevdik. Çin hayalimde, inanın, bu kadar canlı değildi, bir çok yeri.

CRI- Çin'e gelmeden önce, Çin hakkında neler biliyordunuz? Çin' gekdiniz, size neler farklı ya da aynı geldi?

İ.K.- Genelde Avrupa'ya çok çıktık. Türk Cumhuriyetlerine de çıktık. Beijing'i bu kadar gelişmiş, bu kadar ileri, bu kadar mükemmel bulacağımı düşünmüyordum işin doğrusu. Çin'e geldikten sonra, Beijing'de yaşadığım ortamlar, yaşadığım güzellikler, Beijing'in, bir çok Avrupa ülkesinden çok daha iyi durumda olduğunu gözlemledik. İnanılmaz güzel bir memleket. Çok sıcacık insanları var. İnsanlarıyla, çevresiyle, şehirciliğiyle çok güzel, çok keyifli bir memleket. Tanımak, burada olmak inanılmaz bir mutluluk veriyor. Buna vesile olan güzel insanlara, çok teşekkür ediyoruz.

CRI- Türkiye'de de çok derin acılarla yaşadığımız depremin, bir benzerini de maalesef Çin'de, Sichuan bölgesinde yaşadık. Acıların büyük olduğu konusu kesin.Peki bu dönemde burada olmak size ne tür duygular hissettirdi?

İ.K.- İnsanların acılarını paylaştıkça, azaldığına inanıyoruz. Bizim atalarımız derler ya, "Bize, damdan düşeni getirin." Bu bir atasözümüzdür. Bunu çok süre önce yaşadığımız için, onların duygularını çok net anlıyorum. Çok iyi anlıyorum. Onlar gibi düşünüp, onların duygularını hissedebiliyorum ve onlarla, bu acılı günlerinde yanında olduğumuz, paylaştığımız için de, azalttığımızı düşünüyorum ve mutlu oluyorum.

CRI- Sohbetimizin sonunda, Beijing'den yarın ayrılıyorsunuz sanıyorum. Giderken duygularınız ne durumda?

İ.K.- Evet, yarın buradan ayrılıyoruz. Eğer sonraki programımız 28'inde Suriye'de olmasa, orada programımız olmasa, inanın bir kaç gün daha kalmayı düşünebilecek durumdayız. Gerçekten burada, Türk halkı da, Çinliler de çok sıcacıklar. İnanılmaz güzel, inanılmaz donanımlı, birikimli insanlarla birlikte olmak, bir çok şeyi paylaşmak, bizi çok mutlu ediyor. Beni ve ekibimi, çok mutlu ediyor. Herhalde biraz daha kalırdık, gitmeyi düşünmezdik. Çok sevdik kısacası.

CRI- Tekrar bekliyoruz. Değerli dinleyiciler, İkbal Hanım'a çok teşekkür ediyor ve iyi yolculuklar diliyorum.

Acılar paylaşıldıkça azalır dedi, İkbal Hanım. Bizler de aynı düşüncelere sahibiz. Umarım, büyük kayıplar yaşayan insanlar çabucak toparlanır ve hayata kaldığı yerden, eksikleriyle devam etme gücüne sahip olurlar.

Yüreğim, depremzedeler için atıyor.

Tekrar karşılaşıncaya kadar esen kalın,

Hoşça kalın.