Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

NATO'nun zor zirvesi

(GMT+08:00) 2008-04-07 17:43:09 cri

    Sami Kohen 01.04.2008 Milliyet

    Kim hayal edebilirdi bir gün NATO zirvesine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in katılacağını?

    Sadece o mu? Sovyetler Birliği'nin eski 7 cumhuriyetinin (Ukrayna'dan Gürcistan'a, Moldova'dan Özbekistan'a kadar) liderlerinin böyle bir NATO toplantısında yer alacağını da kim düşünebilirdi?

    Yarın Bükreş'te başlayacak olan 3 günlük NATO zirvesi, bu bakımdan ittifakın 59 yıllık tarihinin en geniş toplantısı olacak. Ve kuşkusuz, en önemlilerinden biri de...

    Bunun önemi sadece 26 "üye", 23 "ortak" dahil, 60 ülkenin liderlerinin bir araya gelmesinden ibaret değil. Bu zirve, Batı ile Rusya arasındaki ilişkilerin geleceğini olduğu kadar, bizzat NATO'nun kaderini de belirleyecek.

    Soğuk Savaş'tan sonra dünya konjonktürü bu kadar değişmeseydi, elbet böyle "genişletilmiş" bir toplantı gerçekleşemezdi. Henüz 20 yıl öncesine kadar NATO ile Varşova Paktı karşı karşıya bulunuyordu. Avrupa iki cepheye bölünmüştü...

    Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra bütün dengeler altüst oldu: Doğu Avrupa ve Baltık ülkeleri peş peşe NATO'ya girdiler. İttifak böylece birdenbire "genişledi". Bununla da kalmadı, hedef ve "misyon" anlayışı da değişti: NATO Balkanlar'dan Afganistan'a kadar çok daha yaygın bir coğrafyada siyasi ve askeri bir rol oynamaya başladı. Nitekim bu rol, şimdi NATO içinde de "nereye kadar genişleme ve nereye kadar yayılma" sorusunu gündeme getiriyor.

    Karar bekleyen sorunlar

    NATO zirvesinde tartışılacak olan konuların başında bu "genişleme-yayılma" meselesi geliyor. Diğer ivedi sorunlar arasında Afganistan, Balkanlar, füze kalkanı da yer alıyor.

    - Genişleme bağlamında, ilk etapta, Arnavutluk ile Hırvatistan'ın ve eğer Yunanistan'ın isim üzerindeki itirazlarına çare bulunursa Makedonya'nın üyeliği kesinleşiyor.

    Üyeliği söz konusu olan iki ülke daha var ki, ciddi bir sorun yaratıyor. Ukrayna ve Gürcistan'ın olası üyeliğine Rusya şiddetle karşı çıkıyor. ABD bastırıyor, Almanya ve Fransa gibi bazı NATO üyelerinin ise tereddütleri var.

    Putin bu iki ülkenin NATO'ya alınması girişimini kendisine karşı bir "kuşatma" hareketi olarak görüyor. Rus yetkililer açıkça bunun Batı ile Moskova arasında büyük gerginlik yaratacağını söylüyorlar.

- Afganistan konusunda sorun, NATO'nun beş yıldan beri üstlendiği sorumluluğu bundan böyle nasıl sürdüreceğiyle ilgili. Taliban'ın yeniden şahlanması üzerine, ABD müttefiklerden ek muharip birlikler istiyor. Çoğu NATO ülkesi, açıkçası buna pek hevesli değil.

    Ama NATO bu konuda bir karar almak durumunda. Eğer Taliban'ın Afganistan'a giderek hâkim olması karşısında NATO aciz duruma düşerse, bu kendi geleceği (ve güvenirliği) açısından büyük bir fiyasko olur.

    Herhalde zirvede bu konuda bir konsensüse varmak kolay olmayacak.

    - Füze savunma sistemi üzerinde şimdiye kadar daha çok ABD'nin Doğu Avrupa'da kurmaya çalıştığı "kalkan"dan söz edildi. Washington bunu daha çok İran'a karşı düşündüğünü belirtiyor, ama Rusya bundan gocunuyor. Bush-Putin görüşmesinde buna bir çare aranacak. Ancak bunun dışında NATO'nun da kendi füze savunma programını geliştirme projesi var ki, bu da zirvede tartışılacak.

    Türkiye'nin ilgisi

    Bu zirvede ele alınacak sorunlardan NATO'nun genel stratejilerine kadar bütün konular Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor.

    Bazı hususlarda Ankara'nın görüşleri belli: Örneğin 3 Balkan ülkesinin üyeliği ve "genişleme" politikası destekleniyor. Buna karşılık Afganistan'a muharip güç sevki konusunda rezervler var.

    Umarız Ankara'daki siyasal fırtınanın kaldırdığı toz duman, bu önemli zirvenin gerektiği gibi izlenmesine engel olmaz...

    Zor bir NATO zirvesi

    İlter Türkmen 01.04.2008 Hürriyet

    NATO'nun 3-4 Nisan tarihlerinde Bükreş'te yapılacak zirve toplantısı, ittifakın zor ve çetrefil sorunlarla karşı karşıya bulunduğu bir zamana rastgeliyor. NATO, Soğuk Savaş sonrasında, Avrupa'da olduğu kadar ittifakın sınırlarının ötesinde de operasyonel misyonlar üstlendi.

    Halen bu misyonları yürüten NATO birliklerinin asker mevcudu 60 bin düzeyinde. NATO'nun Kosova'daki görevi, özellikle bağımsızlık ilanından sonra daha da kritik bir hale geldi. Fakat asıl çetin sınav Afganistan'da.

    Orada NATO kuvvetlerinin bir kısmı, çatışma olmayan bölgelerde normal barışı koruma görevi yaparken Amerikalı, Kanadalı, İngiliz ve Hollandalı birlikler Güney'de ve Doğu'da Taliban ile çarpışıyorlar. Bu çarpışmalarda geçen yıl ölen askerlerin sayısı 230'u buldu.

    Taliban'a karşı savaşan ülkeler, müttefiklerinin büyük bir kısmının bu fedakárlığa katılmamalarına karşı tepkililer. Kanada başka ülkeler de kendileriyle aynı safta savaşmadıkları takdirde kuvvetlerini çekeceğini bildirdi. Şimdi anlaşılan Fransa, bin kişilik bir kontenjanla savaşanlar grubuna iştirak edecek.

    NATO zirvesinde Taliban ile mücadeleye daha geniş katkı çağrıları yapılacaktır. Bunların muhatapları arasında tabii olarak Türkiye de var. Ancak Amerikalıların şimdiye kadar Türkiye'den, özellikle Başkan Yardımcısı Cheney'nin ziyareti sırasında, ayrıca somut bir talepte bulunmadığı anlaşılıyor.

    Ankara ise bildiğimiz kadarıyla halen Kabil bölgesinde konuşlandırılmış 800 kişilik birliğinin sayısını, misyon değişikliği olmadığı takdirde, artırmaya kapıyı kapatmıyor, fakat muharip birlik göndermek istemiyor.

    Bu tutumun Türkiye'nin içinde bulunduğu özel koşullar ve bilhassa PKK ile mücadelenin boyutu ışığında anlayışla karşılanması gerekir. Ne var ki meseleye bir başka açıdan da bakmak mümkündür. ABD ile AB arasında güvenlik alanında işbirliğinin artma eğiliminde olduğu bir devirde Türkiye'nin çıkarı, Batı ile en önemli bağını teşkil eden NATO'nun ve transatlantik işbirliğinin güçlenmesidir.

    Türkiye'nin prensipte tehlikeli bölgelerdeki uluslararası güçlere katılmamak gibi bir siyaseti olduğu da söylenemez. 2003 yılında, 1 Mart tezkeresinin reddini takip eden aylarda, Irak'ın en tehlikeli bölgelerinde koalisyon güçlerine katılacak oldukça büyük bir kuvvet göndermeye talip olduğumuz unutulmamalıdır.

    Dolayısıyla, Afganistan'da, hem NATO içinde hem de NATO-AB askeri işbirliği çerçevesinde konumumuzu pekiştirecek bir rol oynamak opsiyonunu peşinen bertaraf etmek eğiliminin isabeti tartışılabilir.

    NATO zirvesinde ikinci önemli konu, ittifakın genişlemesidir. Arnavutluk ve Hırvatistan'ın ittifaka katılmaları konusunda sorun yok. Makedonya'nın üyeliği ise Yunanistan, devletin ismini kabul etmediği için şimdilik bloke durumda. Asıl problem, ABD'nin desteklediği Ukrayna ve Gürcistan'ın üyeliğinden kaynaklanıyor.

    Birçok NATO ülkesi, Rusya için ağır bir provokasyon teşkil edeceği düşüncesiyle bu iki ülkenin üyelik süreçlerinin başlatılmasına sıcak bakmıyor. Özellikle ilk Rus devletinin beşiği olan Ukrayna'nın üyeliğine Moskova'nın tepkisiz kalması beklenemez.

    NATO'nun gündeminde füze savunması da var. Bu konuda, ABD'nin İran füze tehdidine karşı ikili destek arayışlarından ayrı olarak, ittifak içinde henüz somut aşamaya gelmemiş bazı çalışmalar başlatılmış.

    Cheney'nin ziyareti sırasında medya spekülasyonlarının aksine Türkiye'de bir radar kurulması istenmemiş. Buna karşılık Türkiye'nin kendi savunması için Patriot füzesavar füzelere ihtiyacı devam ediyor.

    NATO gelecek yıl 60 yaşına basacak. Bükreş zirvesini takiben ittifakın 1999'da saptadığı "Stratejik Konsept"inde gerekli ayarlamalar üzerinde durulacak. İttifakın kuvvetli ve etkili olması ve küresel dengelerde ağırlığını muhafaza etmesi, kuşkusuz Türkiye'nin de yararınadır.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040