Hakkımızda | CRI  Hakkında | Eski Versiyonumuz
 
Türkler'den Çin'e Bakış | Ekonomi, Bilim ve Sağlık | Xinjiang | Çin Ansiklopedisi
Ana sayfa | Haber & Gündem | Kültür & Sanat | Yaşam Panoraması | Spor | Çin'i Gezelim | Çince Öğreniyoruz | Sanal Türk-Çin Dostluk Kulübü | Ankara Radyosu

Irak'ın geleceği ve Türkiye

(GMT+08:00) 2007-09-17 19:50:29 cri

                                                    

                         NEJAT ESLEN (Emekli Tuğgeneral)/Radikal/17.09.2007

    Taktikleri olmayan strateji zafere giden en uzun yoldur. Stratejisi olmayan taktikler ise yenilgiden önceki gürültüdür. Sun-Tzu

    2003 yılı mart ayında ABD tankları Bağdat istikametinde ilerlerken Irak seferinin stratejik planlayıcısı Rumsfeld, bu savaşın da 1991 Kuveyt savaşı gibi kısa bir sürede zaferle sona ereceğine emindi. Oysa Rumsfeld, iki savaşın farklı amaçlar taşıdığını,1991 savaşı ile Kuveyt'in 'işgalden kurtarıldığını', Irak'ın ise Saddam'ın kitle imha silahları bahanesi ile petrol ve İsrail'in çıkarları için 'işgal edildiğini', farklı amaçları nedeni ile bu iki savaşın doğalarının farklı olduğunu kavrayamamıştı.İşte bu, ABD'nin Irak stratejisinin en ciddi yanlışını oluşturdu ve başlangıçta yapılan stratejik hata, direniş karşısında operatif ve taktik hamlelerle düzeltilemedi. Aslında, ABD'nin hiçbir zaman tutarlı bir Irak stratejisi de olmadı.

    Kısa süreli manevra savaşları için kurgulanmış, savaşın başlangıcında direnişçilerle mücadele için doktrini ve eğitimi bile olmayan, gereken sayıda askeri savaş alanında bulundurma yeteneğinden yoksun ABD ordusu, savaş teknolojisi alanında  rakipsiz olsa da aradan dört yıldan uzun bir süre geçtiği halde Irak'ta görevi tamamlayamadı. Askeri strateji başarılı olamadığı için Irak devleti de yeniden yapılandırılamadı

    Artık ABD ordusunun Irak'ta 'görevi tamamlaması' mümkün değil. Sık sık gerçekleşen birlik ve personel görevlendirmeleri nedeni ile ordunun yorgun düşmesi, yedek birliklerden silah ve teçhizat noksanı nedeni ile yeterince istifade edilememesi, asker tedarikindeki sıkıntılar, cenazeler, firarlardaki ve intihar olaylarındaki artış, politik baskılar, kamuoyundaki tepkiler ve savaşın giderek artan maliyeti (ayda 9 milyar dolar) ABD'nin Irak'ta mevcut şartlarda devam veya çekilme dışında bir alternatif uygulama ve Irak'ı şekillendirme yeteneğini yok etti.

    2007 yılı başlarında benimsenerek uygulanan ve Irak'taki birliklerin 30 bin askerle (beş tugay) takviye edilmesini, öncelikle Bağdat'ta ve çevresinde güvenliğin sağlanmasını esas alan ve asıl amacı Irak'taki farklı etnik ve mezhep grupları arasında uzlaşma sağlanıncaya kadar zaman kazanmak olan strateji de başarılı olamadı.

    Bu stratejiyi uygulamak için seçilen ve görevlendirilen Orgeneral Petraeus 10 Eylül tarihinde Kongre'de 2008 yılı ortalarına kadar Irak'tan beş tugaylık bir gücün çekilebileceğini açıkladı. Başkan Bush ise 13 Eylül tarihinde yaptığı konuşmada bu teklifi kabul ettiğini bildirdi. Aslında, Irak'taki ve Afganistan'daki birlikleri döndürme yeteneğinin zora girmesi, potansiyel kriz bölgelerine müdahale için yeterli kara birliği olmayışı ve savaşın giderek artan maliyeti, ABD'yi daha büyük çapta birliği çekmeye zorluyor. Temmuz 2008 tarihine kadar beş tugaylık bir gücün çekilmesi planlansa bile alınan karar ABD'nin Irak'ta aynı stratejiyi uygulamaya devam etmesi anlamına geliyor. Amaç ise Irak'taki farklı gruplar arasında uzlaşma sağlanıncaya kadar ve çekilme kararı sorumluluğunu Bush'tan sonra seçilecek başkan devretmek için zaman kazanmak.

    Artık eski Irak yok. BOP ile şekillendirilmesi amaçlanan Ortadoğu, ABD başarılı olamasa da giderek daha karmaşık sorunların coğrafyasına dönüşerek değişiyor. 1 Mart tezkeresinin kabul edilmemesi nedeni ile ABD'nin haksız savaşına ve içine düştüğü batağa ortak olmadığı için kendini şanslı sayması gereken Türkiye,bir zamanlar 'kırmızı çizgiler' olarak tanımlanan yaşamsal çıkarları nedeni ile istese de istemese de Irak'taki gelişmelerin içinde ve kendisini Irak'taki gelişmelerden soyutlaması mümkün değil.

    Türkiye öncelikle Irak ile ilgili politika hedefleri ile eylemlerini uyumlu hale getirmeli. ABD'den çok Irak'ın içindeki gruplar ve çevre ülkeler Irak'ın şekillendirilmesindeki egemen unsurlar olacağı için şartlar, Türkiye'nin gelişen duruma uyum sağlayarak çıkarlarının örtüştüğü alanlarda çevre ülkelerle ve Irak içindeki gruplarla ortak inisiyatifler kullanmasını gerektiriyor.

    Türkiye Irak'ta ya kendi çıkarlarına uygun olarak hareket edecek ya da ABD dayatmalarına göre. Soğuk Savaş sonrasının gerçeklerine göre tanımlanmadığı için Türkiye-ABD ilişkileri, Irak'ta da sağlıksız gelişiyor. Asıl sorun da bu.

  İlgili Haberler
  Yorumunuzu Gönderin
Yayın Çizelgesi
Günlük Konuşma
• Ders 45 Kayıt yaptırmak
• Ders 44 Kaybedilen önemli belgeler için bildirimde bulunmak
• Ders 43 Kredi kartı kullanmak
• Ders 42 Havale yapmak
• Ders 41 Ödemek
Diğer>>
Tavsiye Edilen Programlar
• Çin döviz rezervleri ve Amerika
• Amerika'yı "kazanmak" stratejisi
• "Avrupa futbol takımları 18 yaşı altındaki yabancı futbolcuları almamalı"
• Çin Seddi'nde Beşiktaş kutlaması
• "Çıplak ayaklı doktorlar"dan köy hastanelerine
• Makam sanatının "ilkbaharı" için
• Dışlanan rejimlerle ilişkiler...
• An Lee, Booker ödüllüromanını peyaz perdeye aktaracak
• Almanya Badminton Açık Turnuvası'nda en büyük galibiyet Çin takımının
• "Çirkin ördek yavrusundan güzel kuğu"ya dönüşen halterci Chen Xiexia
Diğer>>
china radio international china radio international

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved. 16A Shijingshan Road, Beijing, China. 100040