ÇİN' DE GERÇEK ANLAMDA  KADIN, ERKEK EŞİTLİĞİ VAR.    

Merhaba sevgili dinleyiciler . Bu hafta programımız da yaşamını ülkesinden uzakta kurmuş bir iş kadını aramızda. Sevgili Deniz Genez Aydın'a hoşgeldiniz diyorum.

DA- Hoşbulduk.

DT- Deniz Hanım biraz kendinizi anlatmanızı rica etsem.

DA- Tabi ki.1965 Ünye doğumluyum,İlkokulu,ortaokulu,liseyi ve üniversiteyi farklı şehirlerde okudum.Daha sonra yaklaşık onbeş yıllık bir iş deneyimim oldu.2004 yılında ise ailem ile Çin'e yerleştik.

DT-Çin'e gelmeden önce Türkiye'de neler yapıyordunuz?

DA-İlk iş deneyimim Tübitak'ta oldu. Yaklaşık sekiz buçuk yıl çalıştım. Daha sonra Serbest Bölge, Sanayi Odası, Odalar Birliği, Avrupa Birliği projelerin de görev aldım.

DT- Çin'de yaptığınız işten biraz bahseder misiniz?

DA- Şu anda bir danışmanlık şirketi kurduk.Bu danışmanlık şirketi vasıtası ile de özellikle KOBİ'lere hizmet üretmekteyiz. Bu arada özellikle Türkiye'den müşterimiz olan firmalara da temsilcilik hizmeti vermekteyiz. Türkiye'de de daha önce küçük ve orta ölçekli firmalar da çalıştığım için burada da aynı şekilde KOBİ'ler ile çalışmaya devam ediyoruz. Özellikle de Türk KOBİ'lere Çin'den alım yapmaları konusunda, Çin'e satış yapma konusunda, onların alıcı ,satıcı bulma, satış ağlarının kurulmasında, kontrat hazırlama ve daha sonrası ürün kalitesinin talebi konuların da danışmanlık hizmeti üretiyoruz.

DT-Bu işi yapmak için Çin'i tercih etme sebebiniz ne idi?

DA-Çin'e aslında eşimin işi nedeni ile geldik. Eşim tıbbi malzemeler üreten Hipokrat firmasında çalışıyordu Türkiye'de iken.Onların Çin satış ağını kurmak için buraya geldik. Hala da Hipokrat'ın burada ki Çin temsilciliğini yürütmekteyiz.Bunun yanı sıra Ege Serbest Bölgesi'nin temsilciliğini de yürütüyoruz. Yine İzmir'den ,Ankara'dan ve İstanbul'dan diğer firmaların da gerek temsilcilik bazında, gerekse burada ki danışman firmaları olarak onlara hizmet üretmeye devam ediyoruz.

DT- Çin'e ilk geldiğinizde neler size ilginç gelmişti?

DA- Çin, Uzakdoğu ülkesi olarak bize oldukça ilginç gelen bir sürü özelliğe sahip. Bunlardan birincisi, dili ve özellikle de yazılı dili. Buraya ilk geldiğimizde üç sene önce ,sadece Chinese karakterler vardı yollarda,binaların üzerinde. Bunların latin alfabesi kullanılarak yazılmış 'pinyin' şeklinde ki yoktu henüz o zaman. Onun için de ilk geldiğimizde kendimizi okuma, yazma bilmeyen cahil insanlar gibi hissetmiştik. Bu çok gerçekten bize zor gelmisti. Tabi buraya gelmeden önce en büyük ilgimizi Çin'in tarihi ve kültürü çekmişti. Buraya gelir gelmez ilk yaptığımız iş tarihi ve kültürel yerleri gezmek oldu. Gerçekten çok büyük, çok eski bir kültüre sahipler. Çok ilginç bir ülke, görülmeye değer bir ülke bence.

DT-Çin'de kadın olmak nedir?

DA- Çin'de kadın olmak aslında kolay birşeydir. Çünkü burada yollarda, işlerde, ofislerde baktığınız zaman hemen her iş dalında kadını ve erkeği yan yana, omuz omuza görebiliyorsunuz.Gerçek anlamda bir eşitlik var. Kadın şu işi yapar, erkek bu işi yapar gibi bir ayrım yok.Her alanda, her iş kolunda kadın ile erkek ortaklaşa aynı işi yapabiliyorlar.İşin en güzel tarafı kadın veya erkek olmanıza bakılmaksızın istediğiniz kıyafetle, istediğiniz yerde ve istediğiniz saatte bulunabiliyorsunuz ve bu hiç bir şekilde kimse tarafından garip karşılanmıyor.Rahatsız edilme gerekçesi olarak kullanılmıyor.

DT- Peki, Çinlilerin Çin'de yaşayan yabancılara tavrı nedir?

DA- Çinliler yabancılara karşı, özellikle de batılılara karşı büyük bir sempati ile yaklaşıyorlar, bizim gözlemlediğimiz kadarıyla.

DT- Aynı zaman da annesiniz Deniz Hanım. Sizce Çin'de çocuk büyütmenin kolaylıkları ve zorlukları nelerdir?

DA- Çin'de çocuk büyütmek çok zor bir iş değil aslında. Burada çok fazla çocuk var ve çocuklar için bir sürü kolaylıklar sağlanmış durumda.Okullar,kreşler ona göre ayarlanmış.Oldukça geniş çaplı bir öğretim yelpazesi var. Çok iyi devlet okulları olmakla birlikte,çok çeşitli de yabancı kollejler mevcut. Onun için istediğiniz seçimi yapmanız çok kolay. Bunun yanı sıra bazı zorlukları da var tabi bir yabancı olarak. Ama, bu sadece Çin'den kaynaklanmıyor bence.Bir başka ülkede oturuyor olmaktan kaynaklanıyor. Doğal olarak hepimiz kendimizi kendi ülkemizde daha rahat ve güven de hissediyoruz. Yabancı bir ülkede olduğunuz zaman ve söz konusu çocuklarımız ise, çok fazla tedbirli olma yoluna gidiyoruz ve bu biz de biraz stres yapıyor doğal olarak. Aslında Pekin çok güvenli bir şehir ama, bunu bilmek içimizi çok rahatlatmıyor işin aslı.

DT- Konular çocuk olunca her zaman çok farklı bakılıyor degilmi herseye. Pekin'de diğer Türkler ile iletişiminiz nasıl? Birlikte neler yapıyorsunuz?

DA- Pekin'de çok güzel bir Türk grubu var. Özellikle elçiliğin yapmış olduğu resepsiyonlarda büyük grup olarak bir araya geliyoruz. Bu nedenle de hemen hemen herkes birbirini tanıyor. En azından merhabası var. Bunun dışın da daha küçük gruplar olarak daha sık bir araya geldiğimiz zamanlar oluyor. En büyük desteğimiz aslında burada ki arkadaşlarımız gerçekten. Bizim özellikle bayanlar olarak kurmuş olduğumuz 'Pekinli Hanımlar' grubumuz var. Yahoo üzerinden, bu grup vasıtası ile birbirimiz ile sürekli ve çok kolay haberleşebiliyoruz. Bunun yanı sıra tabi birlikte olduğumuz zaman bazı kültürel ve diğer faaliyetlerde de bulunmayı hedefliyoruz.. Birlikte topladığımız yardımları, burada ki çocukların faydalanacağı şekilde bir yerlere iletmeye çalışıyoruz. Bunun yanı sıra müze gezmeye,tarihi ve doğal güzelliklerini görmeye çalışıyoruz. Elimizden geldikçe burada ki yaşamı birlikte daha keyifli yaşamaya çalışıyoruz.

DT- Peki, Çin'e gelecek olanlara tavsiyeleriniz nelerdir?

DA- Öncelikle Çin hakkında bilgi edinmelerini öneriyorum gelmeden önce.

Çünkü Çin gerçekten çok köklü bir geçmişe, çok köklü bir kültür ve bilgi birkimine sahip bir ülke. Burada eğer çalışacaksak, yaşayacaksak onların inançlarını, kültürlerini ,tarihlerini ve davranış biçimlerini iyi anlamamız ve iyi analiz etmemiz gerekiyor ki iletişimimiz de çok kolay olsun. Yaşamımız da buna paralel olarak daha kolay olsun. Onun için öncelikle Çin hakkında biraz bilgi sahibi olarak gelmelerini öneriyorum. İkinci bir konu da dil problemi. Çin'e yerleştikten sonra mutlaka en az iki veya üç ay bir Çince kursuna gitmelerini tavsiye ediyorum. Günlük yaşamlarını daha rahat geçirebilmeleri için, çok basit düzeyde de olsa bir takım ihtiyaçlarını karşılayabilecek Çince'ye sahip olmalarında fayda var.Sonuçta eğer burada yaşıyorsak, burada kazanıyorsak bunların dilini de en azından bir parça konuşmak durumundayız diye hissediyorum.

DT- Deniz Hanım'a çok teşekkür ediyorum.

DA- Ben çok teşekkür ederim.

Ben Demet Topuz bir daha görüşünceye kadar neşe dolu kalın diyorum.