Asya fillerinin göçü akıllara Çin'in "Yeşil Hikayesi"ni getirdi
Çin’de “seyahate” çıkan 42 Asya fili, yerel polis ve gözetmenlerin korumasında doğal yaşam alanlarına geri döndü. Üç yıl önce 15 Asya fili, dört ay süren bir göçün ardından göç güzergahı üzerindeki insanların da yardımıyla Xishuangbanna Ulusal Doğa Koruma Bölgesi’ne güvenli bir şekilde ulaşmıştı.
Fil sürüsünün bu “turistik seyahati” 2021’de dünya genelinde büyük yankı uyandırmıştı.
Üç yıl önceki göç esnasında filler, halkın ekili tarlalarına zarar vermiş ve hayvanların işlediği “suçlardan” mağdur olanlara ödenecek tazminat konusu gündeme gelmişti.
O tarihte, Yunnan eyaleti ülke genelinde ilk yabani hayvanlara yönelik kamu sorumluluklar sigortası sistemini hayata geçirdi.
Xishuangbanna Asya Filleri’nin Korunması Yönetim Merkezi Başkan Yardımcısı Xiong Chaoyong, “Tüm tarafların çabalarıyla yerli halk ile filler daha uyumlu bir şekilde bir arada yaşayabiliyor. İnsanlar, vahşi Asya fillerini bilinçli olarak koruyor. Yurtdışından gelen uzmanlar tesis, personel ve bütçe kaynaklarımızın tahsisi ile fillerin yabani ortama alışmaları için yaptığımız eğitimleri takdir ettiler” ifadelerini kullandı.
Bu olay aslında Çin’in çevreyi koruma çalışmalarının küçük bir ispatı niteliğinde.
Çin’in güneybatı sınırında bulunan Yunnan eyaleti, dünyanın en zengin biyoçeşitliliğine sahip bölgelerden biri.
“Kanatlı tohumlar”, “ağlayan ağaçlar”, ya da “yapışkan pirinç kokulu yapraklar”… Doğanın birçok mucizesini burada görebilirsiniz.
Yunnan’da Asya’da var olan yabani türlerin en büyük genetik kaynaklar merkezi kuruldu.
Çin bu konuda birçok ülke ve uluslararası teşkilatla işbirliği yaparak genetik kaynakları depoluyor.
Çin Komünist Partisi (ÇKP) 20. Merkez Komitesi 3. Genel Kurulu Toplantısı’nda ekolojik medeniyete ilişkin reformun derinleştirilmesi hakkında yeni bir düzenleme ortaya konuldu.
Toplantıda ekolojik ortamı iyileştirme ve biyoçeşitliliği koruma çalışmalarında koordinasyon mekanizmasının güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
Aslında çevrenin korunması, üretim gücünün koruması anlamına geliyor. Ekolojik çevrenin iyileştirilmesiyle üretim gücü de geliştirilebilir.
Yeşil kalkınma, Çin’in gelişmesinde önemli konulardan biri. ÇKP 20. Merkez Komitesi 3. Genel Kurulu Toplantısı’nda yeşil ve düşük karbonlu gelişim mekanizmasının düzeltileceği belirtildi.
Yunnan eyaletinin merkez kenti Kunming’de faaliyet gösteren CNPC Yunnan Firması’nda bağlı bir fabrikada petrolden arındırma ve biyokimyasallaştırma dâhil 20’den fazla işlememin ,ardından atık suyun yüzde 80’i yeniden kullanılabilir hale getirilebiliyor.
“Bir damla kirli petrol toprağa düşmesin; Bir parça kirli gaz havaya karışmasın; Bir damla atık su nehre dökülmesin” şeklindeki slogan, Çin’in yeşil dönüşümünü ifade ediyor.
Çin, dünyanın en büyük ve tamamlanmış endüstriyel yeni enerji üretim zincirini kurmak için çalışıyor.
2023 yılında Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın (GSYİH) birim başına enerji tüketimi ve karbon yoğunluğu 2012 yılına kıyasla yüzde 26 ve yüzde 35 oranlarında düştü.
Bu yılın haziran ayının sonuna kadar yenilenebilir enerji kaynaklarından kurulu elektrik kapasitesi, ülkenin toplam elektrik kapasitesinin yüzde 53,8’ini oluşturdu.
Çin, küresel yeşil dönüşümün önde gelen gücü oldu. Uluslararası Enerji Ajansı tarafından yayınlanan rapora göre 2023 yılında dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulu elektrik kapasitesi artışının yüzde 50’inden fazlası Çin katkısıyla gerçekleştirildi.
Yeşil dağlar ve temiz sular altın ve gümüş değerindedir. Söz konusu canlı hikâyeler, Çin’in insan ile doğa arasındaki uyumu amaçlayan modernleşmenin peşinde koştuğunu gösteriyor. Bu modernleşme süreciyle yeşil dağlar ve temiz sulardan oluşan ekolojik çehre yenilenirken vatandaşların refahı da yükseliyor. Gelecekte Çin, dünyanın gelişmesine daha fazla “yeşil” rengi katarak, küresel ekolojik yönetime daha fazla “Çin çözümü” sunacak.