Açık ortamda terörle mücadele etmek, gizli ortamda ise yağmalamak
Çin basınında kısa süre önce yer alan haberlere göre, Suriye’de yasadışı olarak konuşlanan ABD ordusu, Suriye’den tahıl kaçırmaya çalışıyor. ABD ordusuna ait onlarca araç her gün, Suriye’de üretilen buğdayı diğer ülkelere sevk ediyor. ABD ordusu, bu yağmalama eylemini gizlemek ve ilgili fotoğrafların sızdırılmasını önlemek için de yol kenarında duran kişilerin cep telefonlarını bile kontrol ediyor.
Aslında, ABD ordusu Suriye’deki tahılın yanı sıra, ham petrolü de kaçırmaya çalışıyor. ABD ordusu, Suriye hükümetine muhalif silahlı güçlerle işbirliği yaparak, her gün onlarca tankerle yağmaladığı petrolü diğer ülkelere sevk ediyor. Gerçekler, ABD’nin terörle mücadele kisvesi altında Suriye’deki kaynakları yağmaladığını gösterdi ve ABD tarzı demokrasinin ve insan haklarının gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koydu.
Mart 2011’de, yani Suriye krizinin patlak verdiği dönemde, ABD terörle mücadele kisvesi altında Suriye’yi bombaladı ve yerel halkı savaş trajedisine soktu. BM’nin ilgili istatistiklerine göre, Suriye’deki kriz 100 binlerce kişinin ölmesine ve 11 milyondan fazla kişinin evsiz kalmasına neden oldu. Günümüzde ABD birliklerinin çoğunun Suriye’den çekilmesine rağmen, yine de bu ülkenin petrol ve tahıl merkezlerini ellerinde tutuyor. Suriye halkı, ABD ordusunun Suriye’de varlığını sürdürmesinin esas olarak bir terörizm olduğu görüşünde.
Şu an Suriye nüfusunun üçte ikisi ise insani yardıma dayanarak zorla geçiniyor; nüfusun yarısından fazlası gıda güvencesinden yoksun. Suriye hükümetinden verilen bilgilere göre, Suriye’de üretilen ham petrolün yüzde 82’si ABD ordusu tarafından kaçırıldı. 2011-2022 döneminde ABD ordusu ve ABD’nin desteklediği muhalif silahlı güçlerin petrol kaçırmaları, Suriye’deki petrol ve doğal gaz sektörlelerinde 107 milyar 100 milyon ABD Doları tutarında doğrudan veya dolaylı kayba yol açtı.
Dünyanın büyük tahıl ve petrol üreticilerinden olan ABD, niçin Suriye’deki tahılı ve petrolü kaçırmaya çalışıyor? Suriye’nin önde gelen siyasi analistlerden Muhammed Omri basına verdiği demeçte, ABD ordusunun yağmasının esas olarak Suriye halkının Suriye hükümetine karşı çıkmasını, ülkedeki gelişmemiş durumun şiddetlenmesini, kaosun ve terörizmin yayılmasını ve özellikle de Suriye’de savaş sonrası yeniden yapılanmasını önlemeyi hedeflediği görüşünü dile getirdi.
Aslında Suriye’nin yanı sıra dünya genelinde başka ülkelerde de ABD’nin kaynakları yağmalama eylemi görüldü. ABD ordusu Afganistan’dan çekildikten sonra, Afganistan’a yaptırım uygulamaya devam ediyor; Afganistan Merkez Bankası’nın yurtdışında 100 milyonlarca ABD Dolarlık mal varlığını dondurdu. Bu eylem, Afganistan’da döviz yetersizliğine, mal fiyatlarında büyük artışa, küresel yardımın azalmasına ve ekonomik büyümenin engellerle karşı karşıya gelmesine neden oldu. “Dünya polisi”, “insan hakları savuncususu” ve “demokrasinin deniz feneri” olmakla övünen ABD, adeta “küresel eşkiyaya” dönüştü.
Geride kalan uzun süre içinde ABD insan haklarından sıkça bahsedip gündeme taşımaya kalkıştı, ancak diğer ülkelerin halklarının başta yaşama hakkı olmak üzere insan haklarını çiğnedi. ABD Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeli, Suriye’de yasadışı asker konuşlandırmaya derhal son vermeli, Suriye’nin kaynaklarını yağmalamayı durdurmalı ve atacağı somut adımlarla Suriye halkının savaş yaralarını onarmalı. (Yazar: Liu Barış)