Truss’ın sığınmacı anlaşması iddiasına Türkiye’den yanıt gecikmedi

2022-07-17 16:34:15

Türkiye Dışişleri Bakanlığı, İngiliz basınında İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss’un vaat olarak sığınmacıları Türkiye’ye göndereceğine ilişkin iddialarına yanıt verdi.

The Times’te dün yer alan haberde, İngiltere'de başbakanlık koltuğuna aday olan Dışişleri Bakanı Liz Truss’ın Ruanda’yla yapılan sığınma alanındaki işbirliği anlaşmasının bir benzerinin Türkiye’yle de yapılmasını talep ettiği iddia edilmişti.

Söz konusu iddia, Türkiye kamuoyunda büyük tepki uyandırdı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, dün konu hakkındaki soruya yazılı cevap verdi. Bilgiç, Türkiye’nin herhangi bir ülkenin sığınmacı kampı veya sınır muhafızı olmayacağını belirtti.

Financial Times’ta yer alan haber

Tanju Bilgiç, İngiltere Dışişleri Bakanı Truss'a atfen İngiltere basınında yer alan bu iddiaların asılsız olmasını ümit ettiklerine dikkat çekti.

Sekiz yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’nin üçüncü ülkelerin talebi üzerine daha fazla yük alması, bunun da ötesinde iltica hakkı konusundaki uluslararası düzenlemelerle bağdaşmayan bir yaklaşımın içinde yer almasının söz konusu olmadığını belirten Bilgiç şunları kaydetti:

“Türkiye, herhangi bir ülkenin sığınmacı kampı veya sınır muhafızı olmayacak, üçüncü ülkelerin uluslararası yükümlülüklerini hiçbir şekilde devralmayacaktır. Tüm ülkeleri göç konusunda uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeye ve eşit sorumluluk üstlenmeye davet ediyoruz.”

Financial Times’in haberine göre, Türkiye dünyada en çok mültecinin bulunduğu ülke konumunda. Haberde, 3,7 milyon mültecinin son dönemde toplumda huzursuzluğa yol açtığı belirtildi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan açıklama

14 Nisan’da İngiltere Ruanda’yla bir anlaşma imzalayarak bu yıl İngiltere’ye gelen yasadışı göçmenleri Ruanda’ya göndermeyi planladı. İlk “işbirliği”nin maliyeti olarak İngiltere Ruanda tarafına önceden 120 milyon pound ödedi ve geri kalanlar için göçmen sayısına göre ek ödemeler yapacak.

İngiltere’nin bu hamlesinin önünde muhalefet partileri, insan hakları örgütleri, Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi güçlü bir şekilde karşı çıktı. İngiliz hükümetinin Ruanda’ya yasadığı göçmenleri taşıyan 14 Haziran’da yapmayı planladığı uçuş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin geçici müdahalesi nedeniyle ertelendi.

Buna rağmen Ruanda hükümeti 14 Haziran’da yaptığı açıklamada, İngiltere ile bir anlaşmaya bağlı kaldıklarını ve “ilk uçuşun başarısızlığından caydırılmayacağını” belirtti. Ruanda Hükümeti Sözcüsü Yolande Makolo, göçmenleri geldiklerinde her zaman kabul etmeye ve onlara güvenlik ve fırsatlar sağlamaya hazır olduklarını ifade etti.

Söz konusu iddianın ardından Liz Truss’un kampanya ekibi, istenmeyen mültecileri Türkiye gibi ülkelere transfer etme planını yalanladı. Ancak ekibi, Liz Truss’un bu fikri Muhafazakar Parti’den milletvekeli Christopher Chope’ye sunduğunu kabul etti.

Ekibi, Truss’un İngiltere’nin Ruanda politikasını desteklediğini ve bunun diğer ülkelere yayılmasını istediğini dile getirdi.

İngiltere’de bir “mülteci krizi” yaşıyor. Bu yıldan bu yana, 14 binden fazla mülteci küçük teknelerle İngiliz Kanalı’nı geçerek İngiltere’ye kaçmaya çalıştı. Bu, İngiliz hükümeti için mülteci sorunu üzerindeki siyasi baskıyı artırdı. Şu anda Ruanda hükümetinin mültecileri kabul etmesine rağmen diğer siyasi baskılar nedeniyle Ruanda’ya hiçbir mülteci gönderilmedi.

Öte yandan İngiltere’de başbakan yeniden seçiliyor ve mülteci sorunu da seçimde kritik bir konu haline geldi. Tüm Muhafazakar adaylar, İngiltere ve Ruanda arasında mülteci anlaşmasını desteklemeye devam etme sözü verdiler.