Telekulak girişimlerinden sonra ABD’nin güvenirliği kaldı mı?
Danimarka’da yayın yapan Danmarks Radio’nun kısa süre önce yaptığı habere göre, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA), Danimarka istihbaratının yardımıyla internet ortamında ham verileri toplayarak, Almanya Başbakanı Angela Merkel dahil birçok Avrupa ülkesinin liderinin telefon konuşmalarını dinledi.
Son skandalla birlikte, kendisine “siber güvenlik koruyucusu” unvanı veren ABD’nin çirkin yüzü bir kez daha aydınlatıldı. Aslında dünyanın en büyük siber casusu olarak bilinen ABD, kendi müteffiklerine bile casusluk yapmaktan imtina etmiyor.
ABD’nin bu girişimleri hiç de alışılmadık değil. Avrupa ülkelerinin liderleri çoktandır ABD’nin telekulak girişimlerinin mağduru. 2013 yılında ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) çalışanlarından Edward Snowden, medya kuruluşları üzerinden ABD’nin telekulak skandalını ortaya çıkardı.
Snowden’in verdiği bilgilere göre, ABD hükümeti yerli ve yabancı telefon görüşmelerini ve internette yapılan yazışmaları düzenli olarak izliyor. Bu kapsamda Merkel’in cep telefonu onlarca yıl dinlendi. Merkel daha sonra dönemin ABD Başkanı Barack Obama’yı arayarak ABD’nin girişimlerinin karşılıklı güvene fazlasıyla aykırı olduğunu söyledi. ABD tarafı ise daha sonra Merkel’e yönelik casusluk faaliyetlerini durduracaklarını açıkladı.
Ancak Danimarka basınının bildirdiği son telekulak olayı, ABD’nin Avrupa ülkelerini hedef alan casusluk faaliyetlerinin durmadığını, özellikle Merkel’e yönelik takibin devam ettiğini gösteriyor.
“Avrupa’nın karşısındaki asıl tehdit Washington.” İngiltere’nin tanınmış uluslararası ilişkiler uzmanı Tom Fowdy’nin bu değerlendirmesi, Avrupa ülkeleri için iyice düşünmeye değer nitelikte. Son günlerde Almanya, Fransa, Norveç ve İsveç gibi birçok ülke ABD’ye şikâyetlerini iletmeye başladı. Ancak Büyük Okyanus ötesinde yer alan ABD’den hiçbir karşılık gelmedi.
On gün sonra ABD Başkanı Joe Biden Avrupa’yı ziyaret edecek. Bu, Biden’ın göreve geldikten sonra yapacağı ilk dış ziyaret olacak. Ancak son casusluk olayı Avrupa ülkelerine büyük bir darbe oldu. Amerikan siyasetçiler ne kadar kendilerini savunurlarsa savunsunlar, casusluğa düşkünlüğü aşikâr olan ABD’nin uluslararası arenada güvenirliğinin kaldığını söyleyebilir miyiz? Şimdi Avrupa ülkeleri için ABD ile ittifak rüyasından uyanmanın tam zamanı.
