YORUM: Washington "medya savaşında" histerik davranmayı bırakmalı

  2020-10-22 19:48:53  cri

ABD Dışişleri Bakanlığı Çarşamba günü, yönetimin 6 Çin medya kuruluşunu daha "yabancı misyonlar" olarak etiketlediğini ve listedeki Çin medya kuruluşlarının toplam sayısını 15'e çıkardığını duyurdu. Yeni eklenen medya organları arasında Yicai Global, Jiefang Daily, Xinmin Evening News, Social Sciences in China Press, Beijing Review ve Economic Daily yer alıyor.

Amerikan yönetimi ticaret ve teknoloji alanında başlattığı savaş siyasetini, beşeri ve kültürel alanlara yaymaktan çekinmiyor. Soğuk savaş zihniyetinin ürünü olan hesapların yeni savaş alanıysa medya ve habercilik.

Psikolojik baskı büyük: Köşe yazarları yazmaya cesaret edemiyor

Pompeo, "Amerikalı izleyicilerin Çin medyasının gerçek kimliğini bilmesini istediğini" söylüyor. Bu tam bir ikiyüzlü diplomatik retoriktir.

Çin medya kuruluşlarının ABD ofislerinde çalışan personele ağır psikolojik baskı uygulanıyor. Bazıları istifa etmek zorunda kaldı. Bazı şubelerin kapanmaktan başka seçeneği yoktu. ABD ve Avustralya'dan köşe yazarları artık Çin medyası için yazmaya bile cesaret edemiyor.

Çin ve ABD'nin siyasi sistemleri farklıdır, bu nedenle her iki ülkedeki medyanın siyasi niteliği de farklıdır. Ülkeler arasındaki alışverişler, farklılıkları rafa kaldırma ve ortaklıklar bulma sürecidir.

ABD medyası, ABD değerlerini Çin toplumuna yaymak ve Çin'in içişlerine karışmak için önemli bir güçtür. Çin medyası, ABD toplumuna aynısını yapabilecek yeteneğe sahip değildir. Çin, ABD medyasına her zaman hoşgörü göstermiştir. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından Çin medyasına karşı başlatılan "medya savaşı"nın aksine, Çin Amerikan medyasına toplu baskı uygulama girişiminde asla bulunmadı.

Çin'in ABD haberleri, ABD'nin Çin haberlerinden daha objektif

Global Times gazetesinin analizine göre, Çin toplumunun ABD'yi anlaması, ABD toplumunun Çin anlayışından çok daha nesneldir. Medya birbirini anlamanın şekillenmesinde en büyük rolü oynar. Açıktır ki, Çin medyasının ABD hakkındaki haberleri, ABD medyasının Çin hakkındaki haberinden daha objektif.

Washington'a göre, ABD ne yaparsa yapsın doğru ve Çin ne yaparsa yapsın yanlıştır.. Washington bu tip üstünlük fantezilerine öteden beri düşkündür. ABD, başkanlık seçimleri öncesinde Çin'e saldırmak istiyor ve Çin medyasını hedef almaya devam ediyor. Dünyanın süper gücünden beklenmeyecek sorumsuz ve fütursuz adımları arka arkaya izlememizin sebebi budur.

Çin, medya aracılığıyla sesini dünyaya duyurmaya, aynı zamanda dünyayı da anlamaya devam edecek. Yabancı medyayı tehdit unsuru olarak görmek, her şeyden önce bir kendine güven problemine de işaret eder. Amerikan kamuoyu, neyin gerçek, neyin dezenformasyon olduğunu takdir edebilecek olgunluktadır.

Pompeo ve mesai arkadaşları, Çin medyasının "dezenformasyon ve propaganda" yaptığını iddia ederken, tüm dünyada Çin'e karşı yüksek sesli bir dezenformasyon atağına kalkışmaktan geri durmamıştır. Bu zihniyet, Çin'in öznesi olduğu bir haberde en ufak bir olumlu unsura tahammül edemiyor.

Pompeo her sabah gazetesini açtığında, Çin'in "tarihi ekonomik daralmasından" bahseden, Çin'de sel faleketlerini, kazaları, yolsuzluğu gösteren haberler okumak istiyor. Öyle bir Çin yok.

Amerikan kamuoyunun, gerçek Çin'i görme hakkına engel olan bu tür medya kısıtlmaları, en büyük zararı Amerikan entelektüel yaşamına verecektir.

ABD, sorumlu bir büyük güç gibi davranarak, medya ve diğer alanlarda histerik davranışlardan uzaklaşmalıdır.