Yorum: Sınırda barışın korunması Çin ve Hindistan'ın ortak çıkarı

  2020-07-07 20:25:19  cri

Liang Qingwen-CRI haber Merkezi

Çin Devlet Konseyi Üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi önceki gün, Hindistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Kumar Doval'la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, sınır bölgesinde yaşanan gerginliğin yumuşatılması konusunda iki ülkenin liderleri arasında varılan mutabakata ve iki ülke arasında sınır sorununa ilişkin olarak imzalanan bir dizi anlaşamaya uyulması, özel temsilciler görüşmeleri mekanizmasıyla iletişimin güçlendirilmesi, iki tarafın cephedeki birliklerinin direkt temastan uzaklaşması sürecinin bir an önce tamamlanması dahil 4 konuda mutabakat sağlandı. Çin ve Hindistan'ın mutabakata varması, tarafların fikir ayrılıklarını diyalogla çözme kararlılığını gösterdi.

Çin ve Hindistan sınırlarında yer alan Galwan Vadisi'nde Nisan ayından bu yana meydana gelen çatışmalar, uluslararası toplumun geniş ilgilisini çekiyor. Hindistan sınır birlikleri daha önce iki bölge komutanı arasında varılan mutabakatı bozarak, Fiili Kontrol Hattı'nı geçip, provakatif eylemlerde bulundu ve hatta müzakere için olay yerine giden Çinli subaylar ile erlere saldırdı. Bu nedenle iki ülke askerleri arasında fiziksel çatışmalar yaşandı ve çatışmalar can kaybı ile yararlanmalara yol açtı. Hindistan tarafının bu riskli davranışı, iki ülkenin sınır konusunda varmış olduğu anlaşmayı ve uluslararası ilişkiler kurallarını ciddi şekilde ihlal etti. Çin olay hakkında ciddi girişimlerde bulundu ve kendi toprak egemenliğini korudu.

Çin ve Hindistan'ın birbirinin önemli komşusu olarak, sınır bölgesindeki barış ve istikrarı koruması iki tarafın ortak çıkarlarına uygun. Bu da, iki tarafın çatışmalardan sonra askeri ve diplomatik kanallardan defalarca temas kurarak gerginliği gevşetmeye çabalamalarının önemli bir sebebi.

Çin ve Hindistan'ın üst düzey kadroları arasında varılan fikir birliğinde dikkat çeken iki kritik nokta var. Birincisi, mevcut fikir birliklerine uymak.

Çin ve Hindistan liderleri, Nisan 2018'de Wuhan'da gerçekleştirilen gayri resmi görüşmede, iki ülkenin birbirine kalkınma fırsatı sağladığı ve fikir ayrılıklarını uygun şekilde çözmesi ve kontrol altına alması gerektiği konusunda fikir birliğine vardı.

İki lider, Ekim 2019'da yaptıkları ikinci gayri resmi görüşmede ise, iki ülkenin dostane işbirliğini sürdürerek, sınır bölgesindeki barış ve huzuru savunmak ve fikir ayrılıklarını titizlikle kontrol ederek anlaşmazlık seviyesine çıkmalarını önlemek için çaba harcamaya devam etmesi gerektiğini vurguladı. Bu önemli fikir birlikleri, Çin ve Hindistan'ın anlaşmazlıkları doğru bir şekilde ele almasına yol gösterdi. Mevcut sınır gerginliğini gevşetmek için de bu anlayışlar temel ilke olarak görülmeli.

İkincisi ise, diyalog ve istişareyi sürdürmek. İki taraf, sınır bölgesi işleri istişare ve koordinasyon çalışmaları mekanizması toplantılarının düzenli olarak sürmesi konusunda anlaştı. Sınır bölgesinde güven arttırıcı önlemlerin inşasını güçlendirmeye karar verdi. Diyalog ve istişareyi sürdürmeyi de kabul etti. İki ülkenin üst düzey yetkilileri arasında sağlanan fikir birliği, her iki tarafın da diyalog ve istişarenin sınırdaki gerilimleri çözmenin tek yolu olduğunu kabul ettiğini gösteriyor.

Dünyanın en büyük iki gelişen ülkesi ve 1 milyardan fazla nüfusa sahip yeni yükselen iki piyasa ekonomisi olarak, Çin ve Hindistan'ın sınır bölgesindeki barış ve huzuru koruması büyük önem taşıyor.

Ulusal kalkınmayı gerçekleştirme, Çin ve Hindistan'ın öncü planları arasında yer alıyor ve her iki tarafın da ortak talepleri mevcut. Örneğin, Çin 2020'nin sonuna kadar mutlak yoksulluğu ortadan kaldırmayı, kapsamlı bir orta halli refah toplumu inşa etmeyi ve dışa açılmayı genişletmeyi planlıyor. Hindistan da, 2025 yılına kadar 5 trilyon dolarlık bir ekonomiye sahip olmayı ve dünyadaki en güçlü ekonomilerin arasına girmeyi planlıyor. İki ülkenin kalkınma stratejilerinde birçok benzerlik var. Dolayısıyla, iki ülkenin birbirine tehdit oluşturmamak, birbirine kalkınma fırsatları sunmak ve işbirliğini güçlendirmek için yeterli sebepleri var.

Özellikle COVID-19 salgınının tüm dünyada yayıldığı bugünlerde birçok ülke salgını önleme ve ekonomiyi yeniden başlatma baskılarıyla karşı karşıya. Bu durumda, Çin-Hindistan ilişkilerinin istikrarına zarar veren herhangi bir eylem, ateşe körükle gitmek anlamına gelir.

Hindistan askeri birliklerinin geçen ay Galwan Vadisi'nde Fiili Kontrol Hattı'nı geçerek provakatif girişimlerde bulunmasından sonra Hindistan'da radikal milliyetçi duygular yükselmeye başladı. Çinli şirketleri ve Çin menşeli ürünleri engellemek için girişimler hayata geçiriliyor. Bu tür irrasyonel davranışlar iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların çözülmesine yarar getirmeyeceği gibi gerginliği arttıracaktır ve Hindistan'ın kendi çıkarlarına zarar verecektir.

Diğer taraftan, yakın komşular olan Çin ve Hindistan, dünya ekonomisinin büyümesinde önemli birer itici güç. İki ülke, uluslararası yasalar temelinde oluşturulan uluslararası düzeni savunma ve ilerletme konusunda geniş ortak çıkarlara sahip. Bu bağlamda, Çin ve Hindistan'ın fikir ayrılıklarını uygun şekilde çözüp, diyaloğu güçlendirmesi, bölge ve dünya barışı ile istikrarının korunmasına da yarar getirecek.

Bu yıl, Çin ile Hindistan arasında diplomatik ilişki kurulmasının 70. yıldönümü. İki ülke liderleri arasında varılan fikir birliğinin de gösterdiği gibi, işbirliği, iki ülkenin tek doğru tercihi olarak iki ülkenin ve halklarının temel çıkarlarına uygun düşüyor. Ayrıca, dünyanın kalıcı barışı ile refahına da uyuyor. İki taraf, bu fikir birliği ışığında aynı hedefe doğru ilerleyerek, sınır bölgesindeki barış ve huzuru korumak için somut adım atıp, bölge ve dünya istikrarına yönelik sorumluluğu üstlendiğini göstermeli.