Yorum: İnsan hakları bahanesiyle terör güçlerini destekleyen ABD bundan zarar görecek

  2020-06-18 20:50:35  cri

Wang Juemian-CRI Haber Merkezi

ABD Başkanı Donald Trump dün, sözde "2020 Uygur İnsan Hakları Politikası" başlıklı yasa tasarısını imzaladı. Yasa tasarısında, Çin'in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesindeki insan hakları durumuna dair iftiralar ve Çin'in Xinjiang politikasına dair kötü niyetli saldırılar yer alıyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yapılan açıklamada, ABD'nin Çin'in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ndeki insan hakları durumunu kasten karalama ve Çin'in Xinjiang politikalarını kötü niyetlerle suçlamanın yanı sıra, uluslararası hukuku ve uluslararası ilişkilerin temel ilkelerini ihlal ettiği, bunun da Çin'in iç işlerine kabaca bir müdahale anlamına geldiği belirtildi.

ABD'de bazı kesimler son yıllarda sürekli Xinjiang meselesi hakkında olay çıkartarak, Xinjiang'ın refahı ile istikrarına zarar vermeye, Çin ulusunun dayanışmasını bozmaya ve Çin'in kalkınmasını engellemeye çalışıyorlar. Çin karşıtı Amerikan siyasetçi Macro Rubio'nun girişimleriyle Senatoya sunulan söz konusu yasa tasarısı, Senato ile Temsilciler Meclisi arasında bir yıl kaldı ve tasarının içeriğinde sürekli düzeltmeler yapıldı. Bu da, Amerikan siyasetçilerin Xinjiang hakkındaki suçlamalarına herhangi bir delil bulamadıklarının bir kanıtı.

Xinjiang ile ilgili konuların özünde etnik köken, din ve insan hakları meselesi değil, terör ve bölücülükle mücadele yer alıyor. Xinjiang'da 1990-2016 arasında binlerce terör saldırısı yaşandı. Bu ciddi durum karşısında Xinjiang'da mesleki eğitim merkezlerinin kurulması gibi bir dizi önlem alındı. Bu tedbirler sayesinde, son 3 yılda Xinjiang'da hiçbir terör olayı yaşanmadı. Bölgedeki etnik gruplar dayanışma, eşitlik, huzur, uyum ve barış içinde yaşıyorlar.

Xinjiang'ın gayri safi yurtiçi hasılası geçen yıl yüzde 6,2 yükseldi. Xinjiang'ın kırsal bölgelerindeki yoksulluk oranı da 2013 yılında yüzde 19,4 iken, bu sayı geçen yıl yüzde 1,24'e kadar düştü. Xinjiang da bu yıl Çin'in diğer bütün bölgeleriyle birlikte yoksulluğun tamamen ortadan kaldırılması hedefine ulaşacak.

Şu an Çin genelinde COVID-19 salgını kontrolünde büyük ilerleme kaydedildiği bir zeminde, Xinjiang'da işletmeler yeniden işbaşı yapmak için adımlarını hızlandırıyor. Xinjiang'da bu yılın ilk çeyreğinde büyük ölçekli sanayi işletmelerinde gerçekleştirilen katma değerdeki artış, ülkenin ilk sırasında bulunuyor. Bu durum, Xinjiang'da terörle ve aşırıcılıkla mücadele için alınan önlemlerin, bölgede yaşayan 25 milyon kişinin yaşama ve kalkınma haklarını güvence altına aldığını ve uluslararası topluma değerli deneyimler sunduğunu gösteriyor.

Ancak bazı Amerikan politikacılar, Xinjiang'daki gerçekleri görmezden gelerek, terörle mücadele ve insan hakları konusunda çifte standart uyguluyor. Bu politikacılar daima Çin'in terörle mücadele etmek ve aşırıcılığı gidermek için aldığı meşru önlemleri karalamaya çalışıyor, hatta terör örgütleriyle bağlantılı olan ve Çin'i bölmeyi amaçlayan gruplara destek veriyor. Amerikan bağımsız haber sitesi Grayzone'da Mart ayında yer alan bir habere göre, Amerikan Ulusal Demokrasi Vakfı'nın (NED) 2016 yılından bu yana bir terör gücü olan Dünya Uygur Kurultayı'na sağladığı sermaye, 1 milyon 284 bin doları aştı. Birçok Amerikan üst düzey siyasetçi, terör örgütü Doğu Türkistan'ın bölücü faaliyetlerine açık bir şekilde destek veriyor ve Xinjiang işlerine müdahale ediyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın sözde "2020 Uygur İnsan Hakları Politikası" başlıklı yasa tasarısını imzalaması, bazı Amerikan politikacıların Çin'e baskı yapma niyetini bir kez daha gösterdi.

ABD'de siyahi George Floyd'un polisler tarafından uygulanan şiddet nedeniyle hayatını kaybetmesi tüm ABD'de protestolara yol açtı. ABD yönetimi ise, vatandaşların meşru taleplerini görmezden gelerek, protestocular için "en vahşi köpeklerle ve en uğursuz silahlarla karşılanacaklar" dedi. Ülkedeki insan hakları ihlalleri konusunda sabıkası yüksek olan ABD'nin, Xinjiang konusuna "ilgi gösterme" hakkı nereden geliyor?

Terörizm insanlığın ortak düşmanı. Küresel salgınla mücadelenin kritik bir evreye girdiği bu durumda, Çin ve ABD'nin salgınla mücadelenin yanı sıra, terörle mücadelede de yan yana durması gerekir. Fakat bazı Amerikan politikacılar özel siyasi çıkarları nedeniyle, şiddet ve terör güçlerine açıkça destek veriyor. ABD'nin küresel salgınla mücadele işbirliğinin yanı sıra dünyanın kalkınmasını ve istikrarını bozan bu girişimleri, başkalarının yanı sıra kendisine de büyük zarar verecek.

Xinjiang meselesi Çin'in içişlerine ait bir mesele. Çin'in ulusal egemenliğini, güvenliğini ve kalkınma çıkarlarını savunma kararlılığı sarsılmaz. ABD'nin şiddet ve terör güçlerine destek vererek, Xinjiang meselesine müdahale etmesinden doğacak kötü sonuçların bedelini yine ABD ödeyecek.