Nefret söylemini yayan Amerikan siyaseti mağlup olacak

  2020-05-18 21:23:12  cri

Salgının patlak vermesinden bu yana, Washington'daki bazı politikacılar salgınla mücadeledeki yetersizliği örtmek için risk alarak ırklararası nefreti kışkırtarak sorumluluk ve suçlamaları başkalarına atmaya çalışmaktadır.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo defalarca yeni koronavirüsü "Wuhan virüsü" olarak adlandırdı ve hatta uluslararası alanlarda bu ırkçı tabiri dile getirdi; Beyaz Saray üst düzey yetkilisi Peter Navarro son zamanlarda söylentiler yayarak Çin'e virüs yaymak amacıyla 100 binlerce Çinlinin Milan, New York ve dünyanın çeşitli yerlerine uçakla gönderildiği iftirası attı.

Politikacıların kötü niyetli manipülasyonu altında, ABD'deki ırk ayrımcılığı salgından bu yana aniden yükseldi. "Times" web sitesinde New York Şehri Polis Departmanı'nın soruşturmaya aldığı COVID-19'la ilgili 15 nefret suçunun kurbanlarının hepsinin Asyalı olduğu bildirildi.

Bu raporda ayrıca, bir lobi kuruluşundan, salgından bu yana kuruluşun ABD'deki Asyalılara karşı 1.200'den fazla nefret saldırısına dair bilgiler topladığına dair bilgiler aktarıldı.

Foto: Asya kökenli Amerikalılar filmi

Nesnel olarak konuşmak gerekirse, ırkçılık uzun süredir Amerikan toplumunda var olmuştur ve yönetişim sisteminde kalıcı bir hastalık haline gelmiştir.

Salgının önlenmesi ve kontrolündeki tekrarlanan yanlış adımlarla, Beyaz Saray'dan Capitol Hill'e kadar yayılan ırkçılık, ABD toplumunun renkli ırklara yönelik adaletsizliğini gittikçe ciddileştiriyor. Bu zaten zor durumdaki salgınla mücadeleye yeni engeller getirilmesine neden oldu.

Salgın karşısında, ABD hükümetinin farklı ırklara karşı uyguladığı çifte standart giderek öne çıkıyor. New York'taki Brooklyn Savcılığı'ndan verilen bilgiye göre, 17 Mart-4 Mayıs tarihlerinde sosyal mesafe düzenlemelerini ihlal eden 40 kişi tutuklandı. 40 kişiden 35'i Afrika kökenli, 4'ü Latin Amerika kökenli ve sadece 1 kişi beyaz ırktandı.

Tıbbi kaynakların yetersizliği bağlamında, beyaz ırktan olmayanlar "terk edilmiş insanlar" haline gelmiştir. Demokrat Partisi Senatörü Elizabeth Warren, onlarca yıldır ABD'nin "yapısal" ırkçı politikaları nedeniyle pek çok insanın kaliteli tıbbi hizmet alamadığını kabul etti. Hatta salgına karşı, ten rengi bazı Amerikan hastanelerinde kurtarmanın önceliğini değerlendirmek için bir standart haline geldi! ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü'nden (NIH) immünolog Kizzmekia Corbett, ABD'nin sağlık kurumlarında ventilatörlerin yetersiz olduğunda önce Afrika kökenli insanların entübasyon tedavilerinden vazgeçildiğini açıkladı.

Washington Post'ta yer alan haberde, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin (CDC) açıklamasına dayanılarak, tespit edilen vaka sayısı ve ölüm sayısı açısından Afrika kökenli Amerikalılar ve diğer renkteki insanların COVID-19 virüsünden orantısız olarak mustarip oldukları kaydedildi. Amerikan AIDS Araştırma Vakfı (AMFAR) ve Emory Üniversitesi Rawlings Halk Sağlığı Okulu, Nisan ayının ortalarında ilgili verileri analiz ederek, Afrika kökenli Amerikalıların trajik durumunu ortaya koydu. Verilere göre, Afrika kökenli Amerikalılar, ABD'de tespit edilen tüm COVID-19 vakalarının yüzde 52'sini ve ölüm sayısının yüzde 58'ini oluşturdu. Bu oranlar, Afrika kökenli Amerikalıların toplam nüfustaki payı olan yüzde 13'ten çok daha yüksek seviyede.

Benliği ön saflarında yer alan Amerikalı siyasetçiler, gözyaşı dökmede daha fazla sermaye kazanabileceklerini düşünüyor ve ABD'yi karanlığa ve kine itiyorlar. Ancak ırkçılığı kışkırtanlar nefretle boğulacak.