Hint gazeteci: Salgının kontrol altına alınacağını biliyordum, Çin'de kalmayı seçtim

  2020-05-02 16:20:54  cri

M.Pandarinathan, CRI

Pandarinathan, CRI Tamil Departmanı'nda çalışıyor

"Korkuyor musun?"

Yeni koronavirüs salgını ilk çıktığında kendi kendime sordum. Açıkçası korkmadım. Biliyordum ki, benim çalıştığım kurum bizi salgından korur. O dönemde, Hindistan'daki bir arkadaşım benimle dalga geçiyordu, "Neden Çin'den ayrılmıyorsun, çok tehlikeli. Para kazanmalısın, açgözlüsün." Ama, o beni yanlış anlıyordu, yaşadıklarımı da bilmiyordu.

Son salgın riskini bir meydan okuma olarak görüyorum. Çeşitli meydan okumalar var, her biriyle karşılaşma yöntemi de farklıdır. Ama bir kişinin başarılı olup olmamasına meydan okumaya bakışı karar verir. Korkudan saklanamazdım. Meydan okumayla baş etmek için Çin'de kalmaya karar verdim.

Çin'de kalmamın bir diğer sebebi, Çin hükümetinin salgını kontrol altına alacağına güven duymamdır. Salgın karşısında, gerek Çin hükümeti, gerek Çin halkı çetin bir savaşta bulundu. Herkes birlikte ve dayanışma içindeydi. Neden korkayım?

Zor günlerde birbirlerini nasıl desteklediklerine ve motive ettiklerine tanık oldum. Meslektaşım ve dostlarım beni rahatlatmak ve motive etmek için sürekli mesaj yazıyordu. 74 yaşındaki "Beijing annem" mutlaka bahsetmem gereken isimlerden biridir.

Pandarinathan'ın "anne" dediği teyze

Çin'e geldiğim altı yılda çok şey öğrenmiştim. "Meydan dansı" öğrendiğim şeylerden biri. Meydanda dans ederken "annem" ile tanışmıştım. Beijingli teyze, ona teyze yerine "anne" dememi istedi.

Salgının etkili olduğu şubat ve mart aylarında, toplu faaliyetler yasaklandı, "meydan dansı" da durduruldu. Mesai dışındaki zamanım ancak evde kitap okuyarak geçiyordu ve canım sıkılmaya başlamıştı. Bir gün, "annem" beni aradı, "nasılsın? Kendine iyi bak, iyi yiyin. Maske tak, dışarı çıkma, dansa da gitme" dedi. Çok kibardı. Daha sonra her hafta beni arardı ve kendi çocuğu gibi benimle ilgilendi. Kibarlık ve yakınlığından çok duygulandım.

Şimdi salgın kontrol ve önleme durumu Çin'de iyiye gidiyor. Meydanda tekrar dans etmeye başladım. Bir gün "annem" de geldi. Tebessümle bana yaklaştı ve sırtıma hafifçe vurdu. "Ne var ne yok?" dedi. Onu iyi gördüğümde ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.

Devlet, hükümet ve dinin sınırları vardır, ama insanlık sınır tanımaz. Sevgi sınırları aşıp bütün zorlukları yenebilir. Sevgiler tüm dünyada kazanmamıza yardımcı oluyor.