Yorum: İnsan hayatının önceliği Çin'in salgınla mücadeledeki en temel tutumu

  2020-04-19 17:02:02  cri

Ren Jie-CRI Haber Merkezi

Çin'de COVID-19 salgınına yakalanan ve tedavi görüp sağlığına kavuşan 79 yaşındaki Fu Chunzhi CRI muhabirine verdiği demeçte, "Sağlık görevlileri bize çok iyi baktı, onlara çok teşekkür ederiz." dedi.

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping salgınla mücadelenin ilk günlerinde yaptığı bir açıklamada, halkın can güvenliğinin ve sağlığının ilk sıraya koyulması gerektiğine vurgu yapmış, salgından en ciddi şekilde etkilenen Wuhan kentinde de Xi'nin bu talimatı harfiyen yerine getirilmişti.

CRI muhabirine demeç veren Fu nine, Şubat ayında COVID-19 salgınına yakalandı ve eşi de şüpheli hasta olarak müşahede altına alındı. Wuhan Çin Tıbbi Hastanesi'nde tedavi gören Fu nine ile eşi, doktor ve hemşirelerin titiz tedavilerinin ardından sağlıklarına kavuşarak taburcu oldu.

Wuhan'da Fu nine gibi salgının pençesinden kurtulup normal hayatlarına dönen hasta sayısı bir hayli yüksek. Wuhan'da şu an 22'sinin durumu ağır, 109 kişinin tedavisi sürüyor.

Bu büyük başarının arkasında hastaların ölüm eşiğinden döndürülmesi için harcanan çetin mücadele yatıyor.

Çin Ulusal Sağlık Komisyonu tarafından verilen bilgiye göre, Wuhan'da 80 yaşın üstünde 2 bin 500'den fazla hastanın tedavisindeki başarı oranı yüzde 70'i buldu. Bu taburcular arasında yaşı yüzün üzerinde olan 7 kişi var. Risk grubunda olan yaşlıların iyileşme oranındaki bu yükseklik, Çin'in salgınla mücadelesinde insan hayatının önceliği ilkesinin izlendiğini gösteriyor.

17 Nisan'da yapılan ÇKP Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Toplantısı'nda, Hubei eyaleti ve Wuhan kentinde salgınla mücadele çalışmalarının sürdürülmesi ve durumu ağır olan hastaların tedavilerine odaklanılması talimatı yinelendi.

Çin'in kriz anında insan hayatına gösterdiği saygı ve canları kurtarmak için harcadığı çaba, bazı detaylarla daha iyi anlatılabilir.

Çin'in dört bir yanından 42 bin sağlık görevlisi, salgınla mücadeleye destek vermek amacıyla Hubei eyaletine ve Wuhan kentine sevk edildi. Hastaların tümüne tedavi sağlanması için Wuhan'da 10 gün içinde iki tam donanımlı hastane inşa edilirken, Hubei eyaleti kapsamında da çok sayıda kabin hastane kuruldu. Merkezi hükümet tarafından yapılan koordinasyon ve satın alma sayesinde, hastaların tedavisinde acil ihtiyaç duyulan ECMO gibi tıbbi teçhizat ve malzemeler Hubei ile Wuhan'a ulaştırıldı.

Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasından bu yana en hızlı şekilde yayılan, yayılma boyutu en geniş olan, önleme ve kontrol altına alma zorluğu en çetin olan söz konusu kamu sağlığı krizi karşısında Çin'in hızlı ve verimli tepkisi çok etkili oldu. Bunun tek bir amacı vardı; o da mümkün olduğu kadar çok hayatın kurtarılması.

Çin hükümeti tarafından açıklanan verilere göre, 6 Nisan itibarıyla hastanelerde tedavi gören hastaların tedavi masrafları 2,15 trilyon yuana ulaşırken, ağır vakaların tedavi masrafları ise kişi başına 150 bin yuanı aştı. Ağır hastaların az bir kısmının tedavi ücretleri yüz binlerce yuanı, hatta bir milyon yuanı aşmış durumda. Bu ücretlerin büyük kısmı sağlık sigortaları tarafından karşılanıyor, hastalara düşen küçük kısmına ilişkin mali yardım politikası ise hazırlanıyor. Bu, temel olarak halkın kaygılarının giderilmesine yardımcı oluyor.

Çin, hastaların canlarını kurtarmak için elinden geleni yapıyor. Çin'de incelemelerde bulunan Dünya Sağlık Örgütü Genel Sekreter Yardımcısı Bruce Alyward, Çin'in hastaların sağlıklarına kavuşması için büyük bir kararlılıkla çalıştığını ve yüklü yatırımlar yaptığını ifade etmişti.

Çin'in ABD Büyükelçisi Cui Tiankai, kısa süre önce Eurasia Group Yönetim Kurulu Başkanı Ian Bremmer'e verdiği demeçte, Çin'in salgınla mücadelede halkın can güvenliğine ve sağlığına öncelik verdiğini, Çin'e göre en önemli kısmın bu olduğunu, özellikle zayıf toplulukları korumak için ellerinden gelen her şeyi yapmaya hazır olduklarını söylemişti.

Salgın döneminde insanlar çok fazla acıklı hikaye duyuyor. Örneğin, dünyanın en gelişmiş ülkesi ABD, dünyada en fazla vakanın ve can kaybının yaşandığı ülke oldu. ABD basınında, salgının zararlarının 11 Eylül'den çok daha büyük olduğuna işaret edildi.

Bazı yorumlarda, ABD toplumunda uzun zamandır mevcut olan ırk ayrımcılığı ve toplumsal adaletsizlik gibi problemlerin salgın nedeniyle öne çıktığına işaret edildi. Örneğin, ABD'de sağlık sigortası bulunmayan 29 milyon kişi var, bu kişilerden biri, salgına yakalanması durumunda 7 günlük tedavi için 35 bin ABD doları harcaması gerekiyor. Chicago'da enfekte olan hastaların yarısı ve yaşamını yitirenlerin yüzde 70'i Afrika kökenliler.

Dikkat çeken bir diğer nokta ise, ABD hükümetinin ekonominin yeniden başlatılması amacıyla 16 Nisan'da açıkladığı 18 sayfalık belge. Belge uyarınca, ülkenin bütün eyaletlerinde ekonomik faaliyetler üç aşamalı şekilde yeniden başlatılacak ve son kararı verme yetkisi valilerin olacak.

Ne var ki, ABD kamuoyunda şu an COVID-19 testlerinin kapsamının, halkın güvenli bir şekilde işbaşı yapmasına yetmediği düşünülüyor. Johns Hopkins Üniversitesi'nden açıklanan verilere göre, bugün Beijing saatiyle 06.40 (TSİ 01.40) itibarıyla ABD'de tespit edilen vaka sayısı 730 bini, ölü sayısı ise 38 bini aştı.

Gözlemciler ABD yönetiminin yanlış karar vermesinin bir felakete yol açtığına işaret etti. Sermaye üstünlüğü mantığı ve zenginlerle yoksullar arasındaki farkın genişlemesi, Amerikan halkının yaşam hakkının yeteri kadar güvence altına alınamamasına neden oldu. Analistler salgının yol açacağı sonuçlardan birinin de Batı toplumlarının yönetim modellerindeki ve değer düşüncelerindeki kriz olacağını belirttiler.

Sosyal sistem ne olursa olsun insan hayatına saygı gösterilmesi ve canların koruma altına alınması temel çizgi olmalı. Bütün ülkelerin önyargıları ve özel çıkarları bir kenara bırakarak, işbirliğini güçlendirmesi durumunda canların kurtarılması için daha fazla zaman kazanılabilecek.