Yorum: Amerikalı siyasiler Çin'i asılsız kötüleştirmenin acısını çekecek

  2020-03-17 21:57:07  cri

Çin ve ABD'nin dışişlerinden sorumlu yetkilileri dün bir telefon görüşmesi yaptı.

Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Bürosu üyesi ve Merkezi Dış İlişkiler Çalışma Komisyonu Genel İşler Ofisi Direktörü Yang Jiechi, telefon görüşmesinde ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'ya, ABD tarafının Çin'in salgınla mücadelesine dair suçlayıcı açıklamalarının Çin halkında öfke yarattığını söyledi.

Yang, ABD'nin hatalarını derhal düzeltmesi ve Çin'e karşı asılsız suçlamaları durdurması gerektiğini vurguladı. Yang, "Çin'i itibarsızlaştırmaya yönelik herhangi bir girişimin başarılı olmayacağını" söyledi.

Çin'in öfkesi anlaşılabilir. Geçen bir aydan fazla sürede, Çin halkı büyük fedakarlıklar yaptı, küresel salgın önleme ve kontrolü için ilk savunma hattını inşa etti, değerli zaman kazandı ve uluslararası toplumun genel kabulünü kazandı. Bununla birlikte, Pasifik Okyanusu'nun öbür kıyısında bazı insanlar dikkatlerini salgının önlenmesi ve kontrolüne odaklamamış, bunun yerine salgını ideolojik bir araç olarak kullanmıştır. Bu hem salgınla mücadeleyi yavaşlatmış hem de küresel barışa darbe indirmiştir.

ABD'nin Çin'i yaftalamaa çabası aslında çaresizlik ve panik işaretidir. Bu tavır aynı zamanda DSÖ önerilerine de aykırıdır.

ABD'de 20 Ocak'ta ilk COVID-19 vakasının tespit edilmesinden yaklaşık iki aydan sonra, ABD Federal Hükümeti ulusal acil durum ilan etti. Bazı ABD'li siyasetçiler, bilgilerin paylaşımı, virüsün testi, mahalli önleme ve kontrol, tıbbi tedavi güvencesi gibi konularda yetersiz çalışarak salgın önleme ve kontrolünün en değerli zamanını kaçırdı.

Salgın ve zayıf hükümet kontrolünden ötürü, ABD borsasında peş peşe ciddi düşüşler yaşandı. Beijing saatiyle bu sabaha karşı, ABD borsasında iki hafta içinde üçüncü kez devre kesici sistem tetiklendi.

Kriz karşısında "Çin virüsü" hakkında spekülasyon yapmak ve sorumluluğu Çin'e yüklemek, ABD'deki bazı insanlar için bir seçim haline geldi.

ABD'nin salgın önleme ve kontrolünde sorunlar ortaya çıkmaya devam ederken, Amerikalı politikacılar çaresizce Çin'e leke atıyor. Belki daha derin bir amaçları var, yani virüsün kaynağına dair gerçeği örtbas etmek.

Son zamanlarda ortaya çıkan kanıtlar, yeni koronavirüsün kökeninin ABD'de olabileceğini düşündürmektedir. Özellikle, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri direktörü Robert Redfield, geçmişte gripten ölen bazı hastaların aslında COVID-19 ile enfeksiyondan öldüğünü itiraf etti. Bu salgının ABD'den kaynaklanmasıyla ilgili tahmine delil kazandırdı.

Şu anda, küresel salgın durumu karmaşık ve ağırdır. 16 Mart'ta, dünyanın diğer ülke ve bölgelerinde tespit edilen toplam COVID-19 vaka sayısı Çin'i aşmış durumda. Özellikle Avrupa ülkeleri ve ABD, salgından ciddi zararlar görmektedir. Salgınlara karşı mücadelede işbirliği uluslararası toplumun önceliği haline geldi.

Bu kritik anda, ABD'deki bazı politikacılar umutsuzca Çin'e damgalama yapıyorlar, hatta bir Alman ilaç şirketi için geliştirdikleri aşının "sadece ABD'de olduğundan emin olmak için bir milyar ABD doları teklif etmeye çalıştılar. Bu sorumsuz ve bencil yaklaşım, uluslararası salgın önleme işbirliğine yıkıcı bir güç ve dünya çapında acilen ortadan kaldırılması gereken bir "politik virüs" haline geldi.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, dün yaptığı açıklamada "Almanya aşı araştırma hakları satmıyor" dedi. Alman "Bonn Genel Raporu"nda yer alan yorumda ABD planının Washington'un çirkin yüzünü dünyaya gösterdiğine yer verildi.

Bazı Amerikalı politikacıların durumu anlaması ve Çin'in ülkenin imajını ve çıkarlarını koruma konusundaki kararlılığını hafife almamaları tavsiye edilir. Virüs nereden geliyor? Bilimsel araştırma cevap verecektir. Çin'i herhangi bir dayanak olmadan damgalayan ve başkalarından kurtulmaya çalışan Amerikalı politikacılar, gerçekle yüzleşecekler, yalan söylemeye ve aldatmaya alışkın "ahlaki yoksunluğu" daha da artmış olacaktır.