"Çin'de İz Bırakan Kadınlar" |
2018-06-04 11:23:13 cri
|
Merhaba. Ben Özlem Özdemir. Kendi alanlarında başarılı bir Çinli kadını kısaca size tanıttığımız programımızın bu haftaki konuğu, 12 yaşında Dünya Satranç Şampiyonu olan ve "Grandmaster" unvanını alan Çin'in en genç satranç oyuncusu Hou Yifan… Yifan, 1994 yılında Jiangsu eyaletinde dünyaya geldi. Doğuştan yetenekli bir çocuktu. Satranç oynamaya 5 yaşında başladı. Babası ve dedesiyle Çin satrancı oynayabiliyordu. Hatta ona nasıl oynayacağını öğretmek isteyen kendinden büyükleri bile kolayca yeniyordu... Ailesi onun zekasını farkına varınca, Yifan'ın gelişimi için onu çocuklara çeşitli kurslar veren bir atölyeye götürdüler. Yifan, bu atölyede sadece satranç kursunu seçti. Yifan, 9 yaşındayken hem Çin Milli Kadın hem Erkek Satranç takımlarına karşı oynadı ve ilk birinciliğini daha o yaşta kazandı. Bu maçta yer alan bir satranç ustası, 9 yaşındaki bu küçük kızın, onun bütün zayıf hamlelerini fark etmesine çok şaşırmış ve onun istisnasi bir yetenek olduğunu söylemişti. Yifan, 10 yaşındayken genç yeteneklerin eğitim aldığı Ulusal Satranç Akademisi'ne alındı. Gittikçe seviyesi yükseldi ve yarışmalardaki derecelendirmesi daha da arttı. Ama o hep daha iyi olmak istiyordu… Yifan, diğer kadın rakiplerinden farklıydı. Onun en büyük farkı ise azmiydi. Çünkü o diğer rakipleri gibi sadece kadınlara karşı yarışmak istemiyordu. O erkeklere karşı da yarışmak ve o kulvarda da en iyi olmak istiyordu… Yifan, 12 yaşındayken bu kez Dünya Kadınlar Satranç Şampiyonası'nın en genç birincisi oldu. 13 yaşındayken, en genç Çinli şampiyon oyuncu da o oldu. 14 yaşında, sporun en yüce makamı sayılan "başusta" unvanını kazandı. 16 yaşında Türkiye'nin Hatay kentinde düzenlenen Dünya Kadın Satranç Şampiyonası'nda birinci oydu. Yifan'ın başarıları böyle devam etti. Ancak o hayatının sadece satrançtan ibaret olmasını istemiyordu. Koçunun hayallerinin aksine ve bir satranç yıldızından beklenmeyecek şekilde Pekin Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler eğitimi almaya başladı. Ardından Şikago Ünivesitesi'nde mastır yaptı. Uluslararası alanda, yaşam koşulları sınırlı insanlara yardım etmek istiyordu ve ününün de ona bu anlamda yardımcı olacağına inanıyordu. Elbette eğitimi sırasında da satranç oynamayı bırakmadı, turnuvalara katıldı. Sadece ona göre, satrançtan başka bir hayat da vardı. Ve Yifan, sadece satranç ile sıkışıp kalmış bir hayat istemiyordu. Hayatının zengin ve renkli olmasını hayal ediyordu. Yifan'ın en yakın arkadaşı Enkhtuul Altan-Ulzii, "O bana her zaman satranç sadece bir oyun, hayatın kendisi değil. Elinden gelenin en iyisini yap, yeter. Kazanıp kaybetmen önemli değil derdi," diye onu anlatıyor. Günümüzde, Yifan dünyadaki 100 başarılı satranç oyuncularından biri sayılıyor. Ayrıca Dünya Kadınlar Şampiyonası'nı 3 kez kazanan en genç kadın satranç oyuncusu da o. Gerek rakipleri gerek yetkililer onun güçlü içgüdüleri, soğukkanlılığı ve satranç hakkındaki derin bilgisine hayran olduklarını söylüyorlar. Özetle, herkes onun eşsiz bir yetenek olduğunu düşünüyor. Yifan'a göre satranç, vahşi dünyaya açılan bir pencereydi. Her türlü sporun ise, kızların kendini daha güçlü ve daha kararlı hissetmesini sağladığını ve toplumda kendi gelecekleri için savaşma gücü verdiğine inanıyor. Ona göre spor, karakterinizi oluşturmak için de çok doğru bir yol. Yifan kendi karakterine dair ise şunları söylüyor: "İki farklı kişilik vardır: Kimi oyuncular sadece satranç düşünür ama kimi oyuncular da satrancın içindeki her şeyi görür; güzellik, moda, strateji gibi… Ben kesinlikle ikinci tipe uyuyorum." |