Dongsi camisi 700 yıllık el yazması Kuran'a ev sahipliği yapıyor

  2018-05-23 15:35:03  cri

-Emre Demir

Beijing'in camileri deyince akla önce şehrin en eski camisi Niujie geliyor. Yabancı elçiliklere yakın olması nedeniyle Dongzhimen camisi de yerli ve yabancı Müslümanlar için 'popüler' bir destinasyon.

Bu yıl Ramazan ayının ilk cuması için farklı bir cami seçtim, Ming Hanedanı döneminde inşa edilen Dongsi camisi, aynı zamanda Beijing İslam Derneği'nin merkezi.

Caminin asıl önemiyse, 700 yıllık el yazması bir Kuran'a ev sahipliği yapması ve Mısır Kralı Fuad'ın (Ahmet Fuad Paşa) hediye ettiği kitaplarla oluşturulan Fuat Kütüphanesi.

Beşinci metro hattında Dongsi durağında indikten sonra, D kapısından çıkış yapıp 150 metre güneye yürüyerek camiye ulaşmak mümkün.

Camiye vardığımda, ortamın sakinliği beni şaşırttı. Niujie ve Dongzhimen camilerinde, bilhassa Cuma ve bayram namazları sırasında, yoğun bir hareketlilik olur. Hatırı sayılır bir cemaat namaz için toplanır, meyve kurusu satan Uygurların tezgahları cami çevresini sarar, Müslüman olmasa da İslami bir ritüele tanıklık etmek için gelen turistler de az değildir. Öyle ki, Niujie camisi, Müslümanlar için bir ibadethane, turistler için bilet alarak girdikleri bir tapınak, bir müzedir.

Ramazan'ın ilk cumasında, Dongsi camisinde bu hareketlilikten eser yoktu. Hatta caminin önüne geldiğimde, ibadete açık olup olmadığı konusunda tereddüde düştüm. Kapı açıktı. Çinliler gibi, yüksek kapı eşiğine basmadan, adımımı doğrudan içeri atarak dış kapıdan geçtim, ancak bunu yaparken gayrı ihtiyari bizden bazı detaylar da eklemiştim: Kültürel bir kod olarak önce sağ ayağımı içeri atmıştım.

Dongsi camisi, Çin'deki pek çok cami gibi, bu kültürel harmoniyi çok güzel yansıtıyor. İslam burada, en çok da mimari olarak söylemek gerekirse, 'Çin'e özgü' bir hal almış. Ama 'İslamlığından' feragat etmeden tabii. Geleneksel Çin mimarisinin kıvrımlı ve esnek yapısı, bu kez Çin kaligrafisiyle yazılmış Budist mottoları yahut imparator levhalarını barındırmıyor; Arapça hatla yazılmış, ama bir yandan da Çin kaligrafi sanatının hareket ilkeleriyle akıp giden ayet ve hadisler, Allah'ın varlığına ve birliğine işaret ediyor. (Diğer yandan camiye dönemsel müdahaleler de var tabii, içinde bulunulan dönemin siyasi atmosferini yansıtan bir pankart da cami girişine asılmış.)

El yazması Kuran'ın Yuan Hanedanı dönemine ait olduğu belirtiliyor. Cuma namazı sonrası cami imamına sorduğumda, daha bu sabah bir heyet için açtıklarını, arşivlerindeki Kuran'ın sürekli ziyaret edilebilen bir alanda sergilenmediğini söyledi. 'Bir daha ne zaman açacaksınız?' diye sordum, 'Nasip' dedi.

Caminin ilginç bir özelliği de kütüphanesi. Dongsi camisine gitmeden evvel, bu bilgiye vakıf değildim. Cami içinde dolaşırken bilgi panolarında karşıma çıktı bu detay. Fude Kütüphanesi diye bir başlık vardı panoda, bu 'Fude' ne olabilir diye panoya yaklaştığımda, 1932 yılında Çinli Ma Songting adında bir imamın, Kahire'ye giderek Kral Fuad'la görüştüğünü öğrendim. Kral Fuad, kendisini ziyaret eden Çinli Müslümanlara 441 adet Arapça kitap hediye etmiş. Dongsi camisindeki kütüphane de, bu kitaplar temelinde 1936 yılında kurulmuş. O vakit, bu kitapların, Çinli Müslümanların din eğitimine büyük katkı yaptığı belirtiliyor.

Benzer bir durum Niujie camisi için de vardır, Sultan II. Abdülhamit'in bu camiye hoca ve kitap gönderdiği pek çok kaynakta sabit. Ancak Niujie camisindeki bilgi panolarında bu konuyla ilgili herhangi bir bilgi verilmiyor. İki ülkenin tarihçilerinin ortak bir çalışma yürüterek, bu konudaki hakikati gün ışığına çıkarmaları, faydalı olmaz mı? Yoksa bu konu, popüler tarihçilerin ve tarih bilmez gazetecilerin (kendimi de katarak) elinde, yaptıkları haberi daha ilginç hale getirmek için başvurdukları bir malzeme olmaktan öteye gidemiyor. (İnternette kısa bir taramayla pek çok örneğini bulursunuz bu tip haberlerin.)

Dongsi camisindeki bilgi panolarını okurken, Beijing'de İslam'ın varlığıyla ilgili bir bilgi dikkatimi çekti. Çin'in başkentinde tam 70 adet cami olduğu belirtiliyor burada. 260 bin Müslümanın yaşadığı Beijing'de, toplam 140 din adamının görev yaptığını da öğreniyorum. Bu istatistikler için tarih verilmemiş. Sosyalist bir ülkenin başkentinde 70 adet cami, hiç de az sayılmaz. Bunların bir kısmı, belli bir cemaati olan, yüzölçümü büyük camiler. Sanırım büyük bir kısmı da, Türkiye'deki mescitler gibi, daha sınırlı bir alanda, çevresindeki az sayıda Müslümanın gidip geldiği ufak yapılar.

Ian Jonhson'un ''The Souls of China'' adlı kitabında verdiği sayılara göre, Çin'de yaklaşık 25 milyon Müslüman yaşıyor. (Yazar, Budist ve Daoist nüfusunu yaklaşık 200 milyon, Protestan nüfusunu 50 ila 60 milyon, Katolik nüfusunu yaklaşık 10 milyon olarak not ediyor.)

Çin'de İslam ve Müslümanlar konusunu daha önce Cenk Özkömür'le Beijing Saati'nde konuşmuş idik. Meraklısına o programı tekrar hatırlatalım...

Beijing Saati 19 - Çin'de İslam ve Müslümanlar (23 Haziran 2017 )

http://www.criturk.com/multimedya/video/beijing-saati-19-cinde-islam-ve-muslumanlar-23-haziran-2017-30633