Sinemada Çin-ABD işbirliği sonuç veriyor

8. Beijing Uluslararası Film Festivali sona erdi. Festivalde Çin'in yabancı ülkelerle sinema alanındaki işbirliği ilgi odağı haline geldi.

Finansal işbirliği, uzman personel yetiştirilmesi ve sinema kaynaklarının paylaşılması gibi konular, Çin ile diğer ülkeler arasındaki sinema işbirliğinin hareketli alanları oldu.

Dinlediğiniz bu ses 2015 yılında vizyona giren "Kahire Deklarasyonu" filminden. Gerçek bir tarihi olaya dayanan bu filmde küresel anti-faşizm savaşı ve Çin halkının Japon saldırganlara direniş savaşı sırasında Kahire Konferansı öncesi ve sonrasında meydana gelen olaylar anlatılıyor.

Filmin yönetmeni Hu Minggang, bu tarihi olayın ABD, Çin, Eski Sovyetler ve İngiltere'yi ilgilendirmesinden dolayı, pek çok ülkeden 50'ye yakın yabancı oyuncunun çekimlere davet edildiğini kaydetti. Hu Minggang, filmin başarısının, yabancı oyuncuların aktif katılımına bağlı olduğunu kaydetti: (ses 2)

"Son birkaç yılda, Çin ekonomisinin hızla gelişmesi ve büyük miktardaki sermayenin sinemaya aktarılması, Çin'de film yapımının gittikçe uluslararası standartlara uygun olmasını sağladı. Çin güçlü bir sinema devi haline geliyor. Çinli sinemacılar aynı zamanda gelecekte bu alanda daha elverişli uluslararası işbirliği için zengin deneyimler biriktirdi."

Yönetmenin dile getirdiği gibi son yıllarda Çin sinema sektörü hızlı büyümeyi koruyor: Ülke genelinde beyaz perde sayısı 54 bini aştı. Çin, dünyada en fazla beyaz perdeye sahip ülke haline geldi. 2017 yılında ülkede gişe geliri 55 milyar 900 milyon yuanı buldu, sinema salonlarında film izleyenlerin sayısı 1 milyar 620 milyona ulaştı. Çin sinema piyasasının verimli gelişmesi, yabancı sinemacılar ve oyuncuların, Çin sinema pazarına olan ilgisini artırdı.

Bu yıl Beijing Uluslararası Film Festivali'nin Cennet Tapınağı Ödülü'ne (Tiantan Ödülü) aday gösterilen İran yapımı "Tabestan-e Dagh" (2017) filminin yardımcı kadın oyuncusu Mina Saadati, CRI mikrofonlarına yaptığı açıklamada, Çinli sinemacılarla daha kapsamlı işbirliği yapmayı ümit ettiğini söyledi: "İran ve Çin'deki sinema çevrelerinin işbirliği yapması, iki ülkenin film yapımı seviyesinin yükseltilmesine yardım sağlayacak. Çin, zengin kültüre ve uzun geçmişe sahip bir ülke. Son yıllarda İran'ın film yapımında elde ettiği başarılar da çok dikkat çekici. Bu alandaki işbirliğimize umutla bakıyorum."

Son yıllarda Çin ile diğer ülkeler arasında işbirliği gittikçe olgunlaşıyor. 2017 yılı sonu itibariyle Çin 20 ülkeyle film çekimleri alanında işbirliği anlaşmaları imzaladı. Çin sinema çevresi, Hollywood'daki 6 şirketle işbirliği kanalı kurdu. İşbirliği modeli de değişti, başlangıçta sermaye işbirliğine odaklanan çalışmalar artık yaratıcılık, kalifiye eleman ve kaynak paylaşımına dayanıyor.

Son yıllarda gişe geliri rekoru kıran Çin ve yabancı sermayeli ortak yapımlara bakıldığında Pasifik Savaşı: İsyan (Pacific Rim: Uprising, 2018) filmi dikkat çeken bir örnek. Steven S. DeKnight'in yönetmen koltuğunda oturduğu bu film, vizyona girdiği ilk haftada 400 milyon yuan gişe geliri elde etti.

2016 yılında Zhang Yimou'nun yönettiği Çin Seddi adlı film doğu ve batı medeniyetinin kaynaşmasını gösterdi. Bu film toplam 1 milyar 100 milyon yuan gişe geliri kazandı. Çin'e ait bir hikayenin ABD'deki ileri animasyon teknolojisiyle anlatıldığı Kungfu Panda 3 ise 1 milyar yuan gişe gelirine ulaştı.

The Lion King ve The Forbidden Kingdom gibi ünlü filmleri yöneten Rob Minkoff, gelecekte Çin'le işbirliğinde kültürler arası hikayelerin daha iyi bir şekilde anlatılması gerektiğini savunuyor:

"Sinemada en önemli unsur seyircidir. Anlattığımız hikaye, farklı kültürlerden gelen seyircilerin ilgisini çekebilmelidir."

Huayi Kardeşler Medya Grubu İcra Müdürü Wang Zhonglei, yatırım ve film yaratıcılığındaki işbirliğinin yanı sıra, gelecekte film yayınında da işbirliği yapılabileceğini kaydetti:

"Film yayınında işbirliği yapılmalı. Avrupa ve ABD'deki profesyonel sinemacıların bizimle birlikte düşünmelerine fırsat sağlamalıyız."

Pasifik Savaşı: İsyan gibi Çin ve ABD işbirliğiyle üretilen bazı filmlerin çekimine katılmış olan yeni nesil bağımsız film yapımcısı Ye Yutong, Çin ve yabancı ülkelerin sinema alanındaki işbirliğinde gelecekte daha fazla temas geliştirilmesi gerektiği görüşünde:

"Çin ve ABD'nin film ve televizyon okulları arasında temas artırılmalı. Böylece Çin'de sinema okuyan öğrenciler, ABD'de sinema üretim prosedürünü daha iyi bir şekilde anlayacaklar. Amerikalılar da Çin'deki sinema eğitimi ve kültürü hakkında bilgi edinecekler."