Wushan Dağı'nın tanrıça zirveleri

  2017-02-13 09:35:48  cri

Sel sularına karşı sürekli devam eden mücadelesinde Yüce Yu'ya yardım eden tanrıça Yaoji'nin öyküsünü sizinle paylaşacağımız bugünkü Çin'deki Büyük Yaşam programımızda Wushan Dağı'nın efsaneye konu olan güzelliğine de değineceğiz.

Çin mitolojisine göre Yaoji, İmparator Yandi'nin kızıydı. İmparator Yandi eski zaman kutsalıdır. Tarım üretimini ve ilaçları keşfettiği düşünülmektedir. İmparator Yandi'nin ölümünden sonra insanlar ona Güney Gök Tanrısı diye saygı gösterdi.

Yaoji, kız kardeşi Nüwa'yı çok severdi. Nüwa daha önceki Çin'deki Büyük Yaşam programlarından anımsayacağınız gibi ilgi duyduğu denizlere kayıkla açıldıktan sonra elim bir kaza sonucu Doğu denizinde boğularak can vermişti.

Yaoji zeki ve tutkulu bir kızdı, ayrıca kardeşi Nüwa gibi gezmeyi çok severdi. Yaoji'nin seyahat etmeye ve oyun oynamaya yatkınlığı vardı. Ancak Yaoji seyahat ederken kız kardeşi gibi bir kaza geçirmekten korkuyordu. İmparator Yandi, kızının seyahat tutkusunu bildiğinden Batı'daki kraliçe ile yaşaması için kızını süt annesine yolladı.

Batı'nın kraliçesi ölümsüzler gölünün yakınında yaşıyordu. Kraliçe Yaoji'yi çok sevdi ve gölün çevresindeki tüm güzel manzaraları göstermesi için onunla gezmeye başladı. Ancak Yaoji kısa sürede günlük hayatın sıradanlığından sıkıldı. Böylece süt annesinden ayrılarak tek başına gezmeye başladı.

Yangtze Nehri kıyısında yer alan Wushan Dağı yakınına gelen Yaoji gölgeli korular, süzülen bulutlar ve yükselen falezler karşısında büyülendi. Dağın etrafında günlerce süren yürüyüşlerinin ardından Yaoji oradaki büyüleci manzaralardan ayrılamıyordu.

Tüm bunlar olurken Yüce Yu Wushan Dağı'nın engellediği sel sularını başka yöne çevirmek için su kanalları kazıyordu. Yüzlerce kilometre boyunca uzananan ve kayalıklardan oluşan dağın iklimi değişken ve sertti. Aylar süren zorlu çalışmalardan sonra Yu ve ekibi küçük bir ilerleme kaydedebilmişti.

Sel sularının kontrol altına alınmasında uzun soluklu bir çözüm için kafa yorduğu birgün Yu, ansızın Wushan Dağı'nın zirvesi boyunca rengarenk bulutları süren güzel bir tanrıça gördü. Yu birden ileri atılarak selam verdiği güzel tanrıça Yaoji'den başkası değildi.

Yu bu karşılaşmada sel sularıyla mücadelede karşılaştığı zorlukları Yaoji'ye anlattı ve ondan yardım istedi. Yu'nun hikayesini dinleyen Yaoji, sıradan insanların onlarca yıldır süren çabalarını ve Yu'nun fedakarlığını takdir ederken halkın bezdirici yaşam şartlarına da üzülmüştü. Yaoji tüm bu duyguların etkisiyle yardım edeceğini söyledi.

Yaoji'nin çağırdığı diğer ilahlar da geldi ve Wushan Dağı'nı ateş ve yıldırım kullanarak ısıtıp kayaların yumuşamasını sağladılar. Gece gündüz süren yıldırımların ardından kayalar Yu ve halkının başarıyla kazıp geniş kanallar açabileceği kadar yumuşadı. Ve bu durum kanallar boyunca serbest kalan suyun doğu denizine dökülmesini sağladı.

Proje tamamlandıktan sonra Wushan Dağı'nın Yangtze Nehri yakası ünlü Üç Boğazlar'a dönüştü. Ancak Yaoji cennete geri gidemeyecek kadar bitkin düşmüştü. Bu sebeple dünyada kalacaktı.

Her gün falezlerin tepesinde durup Üç Boğazlar boyunca gidip gelen tekneleri izleyen Yaoji, zamanla Wushan Dağı'nın zirvesine dönüşürken ona yardım eden diğer ilahlarda onun etrafında çeşitli yükseklikteki zirvelere dönüştü. Günümüzde zirvede yer alan bu şekillere Wushan Dağı'nın 12 zirvesi adı veriliyor.

200 kilometre uzunluğundaki Üç Boğazlar, Çin'in turizm açısından da önemli bir ilgi merkezi konumunda yer alıyor. Yangtze'nin yukarı ve orta havzasında bulunan boğazların günümüzdeki isimleri sırasıyla Qutang, Wu ve Xiling isimlerini almıştır.

Ve ayrıca dünyanın en büyük hidroelektrik santrali olarak bilinen Üç Boğazlar Barajı, Yangtze Nehri üzerine kurulmuş olan tam anlamı ile bir mühendislik harikası olarak tanımlanabilir. Yapımında ortalama 1 milyon işçi çalışmış ve ortalama 20 milyar dolarlık bir bütçe ile yapılmıştır. Diyebiliriz ki Yangtze Nehri boyunca suyun kontrol altına alınıp, fayda ve güzellik elde edilme çabası bugün de devam ediyor.

Çin'in günümüzde birçok alandaki başarıları geçmişiyle olan bağlarını koparmamasından ileri geliyor. Özellikle 3500 yıllık tarih boyunca kesintisiz yaşamaya devam eden Çince karakterler bu bağlantının sağlam kalmasının en mühim temeli olmuştur. Bu olgu Çin'deki büyük yaşamı bizlere doğrudan deneyimleme şansı veriyor.