Yetişkinlik çağına geçiş töreni ve kız kaçırma geleneği

  2016-12-29 08:45:45  cri

Çin'deki azınlıklardan biri olan Pumilere göre yetişkinlik çağına geçiş töreni---hayatın yeni bir başlangıç noktası sayılır.

Pumi çocukları 13 yaşına varınca erkek çocuklar için "pantolon giydirme", kız çocuklar için "etek giydirme" töreni düzenlenir. Bu, Pumilere göre yetişkinlik çağına geçiş töreni olarak adlandırılır.

Pumilerin yetişkinlik çağına geçiş töreni genellikle Yeni Yıl Bayramı sırasında düzenlenir. Törene genelde anne ya da dayı başkanlık eder. Tören sırasında aile üyelerinin hepsi alevlenmiş mangalın etrafında otururlar. Yetişkinlik çağına gelen çocuk, mangalın ön tarafındaki kutsal direğin yanında oturarak bir ayağını yağlı domuz eti üzerine, öbür ayağını ise hububat bavulu üzerine basar. Pumilere göre, yağlı domuz eti zenginliğin, hububat ise bol mahsulun sembolüdür. Dolayısıyla bu, çocuğun büyüdükten sonra yiyeceğinin ve giyeceğinin de bol olduğu mutlu bir yaşam sürdürmesi dileğini simgeliyor. Eğer yetişkinlik çağına varan çocuk erkek olursa çocuğun sağ elinde bıçak, sol elinde gümüş para tutulur. Pumilere göre, gümüş para hayat yolunun, bıçak ise kahramanlığın sembolüdür. Eğer çocuk kız olursa, sağ elinde küpe ve bilezik gibi süs eşyaları, sol elinde ise çuval bez tutulur. Bu, aile yetkisine sahip olması ve çalışma yükümlülüğünü üstlenmesi gerektiğini simgeliyor. Kız, ayrıca din adamının başkanlığında Ocak Tanrısı'na ve atalarına ibadet eder. Sonra, kızın dayısı ya da annesi, kızın uzun elbisesini çıkartarak, ona kısa ceket ve pilili etek giydirir. Bunlar bitince herkes kıza hediye vererek, kızı kutlar. Erkek ya da kız çocuklar Ocak Tanrısı'na, akrabalarına ve arkadaşlarına secde ederler, içki sunup teşekkür ederler ve bundan sonraki hayatında da onların korumaları ve yardım etmeleri isteğini dile getirirler. Törenden sonra yetişkinlik çağına geçen bu gençler kolektif üretim çalışmalarına ve çeşitli sosyal faaliyetlere katılabilirler.

Pumiler genellikle kışın boş zamanlarında düğün yaparlar. Ayrıca farklı bölgelerin farklı düğün biçimi vardır.

Bazı bölgelerde yaşayan Pumiler hâlâ "kız kaçırma" geleneğini koruyor. "Kız kaçırma" geleneği, genç erkek ve kızların evlenmesinin engellenmesini önlemek için başvurdukları "pirinç pişirerek pilav olma" yöntemidir. İki genç önce gizlice evlenme tarihini kararlaştırır. Düğünün yapıldığı gün kız sanki hiçbir şey olmamış gibi tarlada çalışır. Erkek tam o sırada arkadaşlarıyla gizlice kızı takip eder ve fırsat bulunca kızı "kaçırır" ve yüksek sesle "birisi seni çay içmeye davet ediyor" diye bağırırlar. Kız direnmiş gibi davranır. Bu sırada kızın arkadaşları ve yakınları hemen çıkar ve kızı "kaçıranlar"ın elinden kızı geri almaya çalışırlar. Kızı geri aldıktan sonra ailesine gönderirler. Kızın annesi ve babası, damattan memnun olmasalar bile kabul etmek zorunda kalırlar. Sonra yemek vererek düğün töreni düzenlerler.

Pumilerin yaşadıkları bölgelerde ilginç "kız kaçırma" geleneğinin dışında "dört telli" sazla güzel müzik çalarak kıza sevgi ifade etme geleneği de çok yaygındır.

Pumiler "dört telli" saz çalmayı çok severler. Pumilerin yaşadıkları bölgelerin her yerinde kulağa hoş gelen "dört telli" sazın müzik sesini duymak mümkün.

Rivayete göre, eski çağlarda Abu adlı bir genç, Anai adlı güzel bir kıza aşk olmuş. Ancak, Abu'nun aşk duyguları, kız tarafından reddedilmiş. Canı sıkılan Abu, ormandan ağaç kesip getirip, ağacın bir ucunu insan başı şeklinde yontmuş ve yonttuğu insan başının "yüzünü" koyun derisiyle örtmüş, ağacın öbür ucunu ise insan bedeni şeklinde yontarak üzerine dört çuval ipi bağlayarak "dört telli" bir saz yapmış. Abu, her gün bu sazla güzel müzik çalmaya başlamış ve müzik sesi köy üzerinde çınlamış. Dördüncü gün Anai, Abu'nun samimiyetinden etkilenmiş ve onunla evlenmiş. Bu olaydan sonra "dört telli" saz Pumilere göre uğur ve mutluluğun simgesi haline gelmiş.

Sesi güzel olan "Dört telli" sazın farklı tonları da çalınabilir. Pumiler bayram günlerinde, akrabaları ve arkadaşlarıyla bir araya geldikleri günlerde "dört telli" saz çalarak kendi duygularını ifade ederler.

Günümüzde radyo-teyplerin bulunmasına rağmen Pumiler hâlâ "dört telli" sazı bırakmak istemezler.