Yurtsever şair Xin Qiji |
2016-11-02 09:32:43 cri
|
Çin'in Song hanedanına ait Xin Qiji, yazdığı şiirler ve yurtseverliğiyle Çin tarihine ismini yazdırdı. Xin Qiji, "insanların seçkin temsilcisi, şiir çevresindeki ejderha" olarak adlandırılmış, hatta bazı insanlar, Xin Qiji'nin şiirlerinin Song Hanedanının en büyük başarısını temsil ettiğini savunmuştu...
Song hanedanı dönemindeki şiir türü Uzun-Kısa Ezgi olarak da biliniyor. Müzik eşliğinde söylenip, insanların duygularını anlatan Song dönemi şiirleri, ağıt ve yiğitleme olarak iki türe ayrılabilir. Xin Qiji'nin şiirleri, yiğitleme türüne dahil. 800 yıl önceki hüküm sürmüş olan Güney Song hanedanı döneminde Xin Qiji, etnik gruplar arasında en şiddetli çatışmanın çıktığı yılları yaşamış. Dıştan gelen baskı ve zulümlere dayanamayan Xin Qiji'nin, çocukken büyük iş kurma hayalleri varmış. 20 yaşında isyana katılan Xin Qiji, daha sonra Güney Song yönetiminin himayesine giderek, hanedanın eski topraklarının geri alınması için yapılan askeri ve siyasi mücadeleye katılmış. Bu özgeçmişi, Xin Qiji'nin şiir tarzını etkileyip, askeri konuları şiirlerinin esas teması haline getirdi. Xin Qiji'nin şiirleri, bir askerin cesareti, yiğitliği ve özgüvenini yeterince yansıtıyor. "Bir erkek ölünceye kadar yüreği demir olur. Becerisi varsa, çatlayan göğü onarabilir..." ve "Nehirde rüzgar şiddetle esiyor, sanki evleri yıkacak gibi..." türündeki dizeleri, Xin Qiji'nin hanedanın topraklarını geri alma doğrultusundaki şiddetli arzusunu ve zafer kazanacaklarına olan inancını ifade ediyor. Xin Qiji, Güney Song hanedanı yönetiminin himayesine girdikten sonra, memuriyet hayatı pürüzsüz olmamış. Birçok kere rütbesi yükseltilen Xin Qiji, birçok kere de görevinden alınmış, yani bir hayal kuruyor, bir hayal kırıklığına uğruyor. Hanedan yönetiminin zayıf ve siyasetin karanlık olması karşısında Xin Qiji, yoğun ümitsizlik duygusuna kapılmış. Xin Qiji, birçok şiir yazıp, hanedana kurban olmadığı için duyduğu büyük acı ve kızgınlığı ifade etmiş. "Acı" kelimesi, Xin Qiji'nin şiirlerinde önemli bir yer alarak, Xin'in çelişkili psikolojisinin ifadesi oldu. Hanedana katkıda bulunmadığı ve kayıp topraklar geri alınmadığı için Xin Qiji, yaklaşık 20 yıl işsiz kalmış, ömrünün baharından yaşlılığa geçmiş. Saçlarındaki aklar çoğalırken Xin Qiji, acılar içeren, ağıt niteliğinde şiirler de yazmak zorunda kalmış. "Çocuklar acının tadını bilmez, bir kat daha yukarıya çıkıp, şiirine zorla acı kelimesini sokuyor." Acı günleri yaşadıktan sonra acının tadını öğrenen Xin Qiji, kendi bebekliğine gülüp, "Bugün acının tadını biliyorum, söyleyecekken vazgeçtim... sadece 'Böyle derin bir sonbahar' demekle yetiniyorum" gibi dizeler yazdı. Hanedandaki gerçek durumu gören Xin Qiji, çok şeyleri dürüst şekilde yorumlamaz, bu nedenle sadece "Böyle serin bir sonbahar" diyerek, iç çekiş sesi çıkarmak zorunda kalmış. Tabii şiirlerinin Xin Qiji'nin hanedan yönetiminden duyduğu hoşnutsuzluğu içerdiği ortada. Xin Qiji, şiirlerinde köy yaşamına da geniş yer verdi. "En hoş olan, yaramaz çocukların nehir kenarında nilüfer tohumlarını çıkarması." Bu dize, köy yaşamındaki canlı örneği kağıda döktü. "7-8 yıldız gök dışında, 2-3 damla yağmur dağ önünde" dizesi ise bize bir su-mürekkep resmi çiziyor. Xin Qiji'nin köy yaşamını anlatan şiirleri, acının yanı sıra şairin başka tür bir iç dünyası olduğunu da gösterdi. Xin Qiji, eski günlerde savaşan bir yiğitti, aynı zamanda Çin tarihinde kendine özgü yeni şiir tarzı yaratan yüce bir şairdi. Xin Qiji, zengin bilgisi ve seçkin yeteneğiyle, Güney Song Hanedanı döneminde durgunluk içindeki şiir çevresinde taze bir rüzgar estirdi ve Güney Song Hanedanı dönemine ait şiirleri yüksek bir düzeye taşıdı. |