Dinler

cri 2011-09-14 22:08:53
    Tarih boyunca Budizm, Nasturilik, Manicilik ve İslamiyet Xinjiang'da hakim olmuştur. Dolayısıyla Xinjiang, dünyada bu dört büyük dinin kaynaştığı tek bölge olma özelliğini taşıyor.

    Budizm, M.S 1. yüzyılda Xinjiang'dan İpek Yolu güzergahını izleyerek doğuya doğru Çin'in iç kesimine girdi. Bir Hıristiyan mezhebi olan Nasturilik M.S 6. yüzyılda Xinjiang'a girdi. Arkeolojik çalışmalara göre tarihte Xinjiang, Nasturiliğin geniş bir şekilde benimsendiği bir bölge olmakla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda bu dinin merkezi konumundaydı. Nasturilik, daha sonra İslamiyet'in girişiyle birlikte Xinjiang'da tarihe karıştı. M.S 694 yılında Manicilik, Çin'e girdi. 19. yüzyıldan bu yana Çin'in Gansu eyaletinin Dunhuang şehri yakınlarındaki Mogao Mağaraları ve Xinjiang'ın Turfan bölgesinde bulunan Maniciliğe ait dini kitap ve belgeler, Maniciliğin Çin'in kuzeybatısında yaygın olarak benimsendiği ve derin etkiye sahip olduğunu gösterdi. İpek Yolu aracılığıyla 10. yüzyılın ortalarında Kaşgar'a giren İslamiyet ise 16. ve 17. yüzyıllar arasında Xinjiang'ın tümüne yayıldı. Bugün Xinjiang'da yaşayan Uygurlar, Kazaklar, Huiler, Özbekler, Kırgızlar, Tacikler ve Tatarların da aralarında bulunduğu 10 etnik grup, İslamiyet'e inanır.

    İslamiyet

    İslamiyet, dünyanın üç başlıca dini arasında Xinjiang'a en son giren, ancak en hızlı yayılan din oldu.

    10. yüzyılda Xinjiang'a giren İslamiyet, 16. yüzyıla gelindiğinde Xinjiang'daki en önemli din haline gelmişti. Uzun bir tarih süreç içerisinde İslamiyet, Xinjiang'daki ekonomik, kültürel ve sosyal yaşamda derin iz bıraktı. Günümüzde İslamiyet, Xinjiang'da en fazla kişi tarafından inanılan, en geniş kesimi etkileyen din olmaya devam ediyor. İslamiyete inanan Uygur, Kazak, Hui, Kırgız, Tacik, Özbek, Tatar, Dongxiang, Sala ve Bao'an olmak üzere 10 etnik gruptan yaklaşık 8 milyon kişi, bölge nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturuyor.

    Xinjiang'daki Müslümanlar Sünni, Sufi ve Şii mezheplerine mensup. Tarihte aralarında ciddi sorunlar bulunan bu farklı mezheplere mensup Müslümanlar, 1949 yılında Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra izlenen din ve inanç özgürlüğü politikası ışığında anlaşmazlıklarını gidererek karşılıklı saygı temelinde birlik ve beraberlik içinde yaşamaktadır.

    Bügün Xinjiang'da toplam 79 İslam cemiyeti, hukuk çerçevesinde dini faaliyetde bulunmanın yanı sıra, İslam ülkeleriyle temas ve iletişimi de yoğun biçimde sürdürmektedir. Bölgede 20 bin 10 cami ile 3 bin 927 küçük çaplı ibadet yeri bulunmaktadır. Genel olarak her köyde en az bir, iki cami vardır.

    Yüksek vasıflı din adamları yetiştirmek üzere 1987'de kurulan Xinjiang İlahiyat Fakültesi'nden bugüne kadar 167 din adamı yetiştirildi, ayrıca 187 öğrenci fakültedeki öğrenimlerini sürdürmektedir. Ayrıca fakültede imamlar için kısa süreli kurslar da düzenleniyor. Bunun yanı sıra, Xinjiang'ın çeşitli yörelerinde 33 imam hatip okulu açıldı. Bu okullarda 1762 kişi düzenli eğitim, yaklaşık 30 bin imam da kısa süreli kurs gördü.

    Reform ve dışa açılma politikasının uygulanmasından bu yana hacca giden Xinjianglı Müslümanların sayısı her geçen yıl artıyor. Devletin de maddi katkısıyla bugüne kadar yaklaşık 20 bin Xinjianglı Müslüman hac görevini yerine getirdi.

    Budizm

    M.Ö 6. ile 5. yüzyıllar arasındaki dönemde Hindistan'da ortaya çıkan Budizm, M.Ö 1. yüzyılda Keşmir üzerinden Çin'in Hotan bölgesine girdi ve daha sonra Xinjiang'da hızla yayılarak buradaki siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal yaşamın her yönünü etkiledi; kısa süre içinde de bölgenin hakim dini haline geldi.

    Tarihi İpek Yolu güzergahında yer alan Xinjiang'ın Budizm'in Çin'e girdikten sonraki ilk durağı olmasından dolayı Tarım Havzası'nın iki ucunda yer alan Hotan ve Qiuci, o dönemde Budizm'in en önemli iki merkeziydi. Tarihi kayıtlara göre Hotan'da 10 binlerce Budist rahip vardı. Bölgede kurulan çok sayıdaki Budist tapınağındaki rahiplerin sayısı 1000 ile 4000 arasında değişirdi. Bugün Kuça olarak adlandırılan Qiuci'da ise yaklaşık 1000 Budist tapınağı kurulmuştu. Sayıları oldukça fazla olan tapınakların yanı sıra, Budizm'in öğretilerini ve hikayelerini anlatan çeşitli mağaralar da açıldı. Kuça yakınlarında bulunan Kızıl Bin Buda Mağarası, bunların en önemlisiydi.

    O tarihte bölgede geniş katılımlı Budist törenleri yapılırdı. Bazen 14 gün süren bu görkemli törenlere sıradan insanların yanı sıra kral ve kraliçeler de katılırdı.

    M.S 5. ile 7. yüzyıllar arasındaki dönemde Xinjiang, arkası kesilmeyen savaş ve kaoslara sahne oldu. Vaha ekonomisinin ciddi darbe alması üzerine bölge insanlarının yaşamı hızla yoksullaştı. Buna rağmen tapınakların ve pagodaların inşası ile dini faaliyetlerin yüklü masraflarını karşılamak zorunda bırakılan Xinjianglıların acı kaderleri karşısında Budizm'e olan sadakati giderek zayıfladı. M.S 7. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, Manicilik dahil diğer dinlerin etkisi altında Budizm'in Xinjiang'daki hakim din konumu sarsılmaya başladı ve 10. yüzyılda yerini İslamiyet'e bıraktı.

© China Radio International.CRI. All Rights Reserved.
16A Shijingshan Road, Beijing, China