EL EL ÜSTÜNDE MİSAFİR VAR

    Kiraz Perinçek

   Çin'de iki buçuk yılı aşkın zamandır yaşıyorum; dünyanın en kalabalık ülkesinde bu kadar kalabalık görmemiştim. Meydana yerleştirilen sandalyelerde, yüzlerce mavi tulumlu işçi oturuyordu. Bütün köy halkı da meydanda toplandı. Ama esas ilginç olan, bu küçük köyün dünyanın her yanından yüzlerce yabancı gazeteci ağırlamasıydı. Çin'de bulunduğum süre içinde, bu kadar çok ve farklı ülkeden yabancıyı başkentte bile görmemiştim. Tahmin edersiniz ki, bu kadar iddialı bir köyün ilk turizm festivalinin açılışı da, bir o kadar şatafatlı, bir o kadar iddialıydı... Geçitler, gösteriler, havai fişekler, müzikler, danslar...

    Misafir her yerde önemli; ama Asya kültürlerinde daha da önemli. Onun için en değerli yemekler ikram edildi. Mevsim, yengeç mevsimiydi. Pahalı bir yiyecek olan yengeç, Çin'de "bu sene şu kadar yengeç yedim" gibi, adeta bir alım gücü ve zenginlik ölçüsü. Huaxi köyünde misafirlere her öğün yengeç ikram edildi. Biz de artık yengeç nasıl ayıklanır, neresi yenir neresi yenmez iyice öğrendik.

    Bir de "hetun" balığı var; o da çok değerli. Balığın değeri, az bulunmasından değil, zehirinden kaynaklanıyor! Evet, yanlış duymadınız zehirinden! Çünkü çok zehirli olan bu balık eğer doğru şekilde temizlenmezse, yedikten birkaç dakika sonra dilinizde başlayan uyuşma sizi çok kısa bir sürede öte dünyaya götürüyor. Japonya'da ve Çin'de her yıl bu balıktan ölenler oluyormuş. Önemli olan ise balığı kimin ayıkladığı. Bu öyle bir yetkinlik ve maharet ki, bu balığı ayıklayan kişinin lisansı olması gerekiyor; kolay iş değil, hayat memat meselesi. Lisanslı balıkçıya ayıklattığınız için de balık pahalıya geliyor.

    KUYUYU KAZANI UNUTMA

    "Bir kuyudan su içersek, o kuyuyu kazanı hiçbir zaman unutmayacağız" diyor Huaxi köylüleri... "Bir damla su verene, bir çeşme yaparak teşekkür edilir" diyorlar bir de...

    Bu cenneti yaratan, "beş çehre" olarak adlandırdıkları dağları, nehirleri, tarlaları, fabrikaları ve nihayetinde dünyanın ilk köyünü yaratan hep köylüler... Bu zenginliklerin, hep köylülerin refahı ve mutluluğu için kullanılması dileğiyle...

    Çünkü, emperyalizme karşı halen "süreverdikleri" mücadelelerle tüm mazlum dünyaya örnek olan, güç veren iki büyük devrimin önderleri Atatürk ve Mao'nun dediği gibi, "köylü milletin efendisidir"...