Bu hafta stüdyomuzda konuk olarak Beijing'de üniversitede Çince öğrenen eski bir dinleyicimiz var: Alican Ersin...

    CRI - Merhaba Alican Bey, hoşgeldiniz.

    ALİCAN ERSİN- Hoş bulduk.

    CRI - Dinleyicilerimize kendinizi tanıtır mısınız?

    ERSİN- İsmim Alican Ersin. 1981 yılında Ankara'da doğdum. İstanbul Teknik Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Fakültesi'nden mezun oldum.

    CRI - Çin'e gelmeye ne zaman karar verdiniz?

    ERSİN- Üniversiteye daha başlamadan önce, Çin'e, daha doğrusu Türkiye'nin batısına değil doğusuna karşı ilgim vardı. Acaba Çin dili, edebiyatı mı okusam, ondan sonra Çin'e mi gitsem şeklinde düşüncelerim vardı. Fakat üniversite öncesi bu kısmet olmadı. Üniversiteye girdim, mühendislik okudum. Yüksek lisansımı bitirdim. Ondan sonra Çin'e gelmek kısmet oldu. Çin Kültür Merkezi diye bir aracı firma vasıtasıyla Çin'e geldim ve o şekilde bir Çin macerası başlamış oldu.

    CRI - Çin'deki hayatınız nasıl geçiyor?

    ERSİN- Geçen sene 24 Ağustos 2006 tarihinde Beijing'e geldim. Xi'an, Guangzhou gibi birkaç şehre gittim. Esas olarak Beijing'deyim. İlk geldiğim zamanlarda tabii ki çok büyük sıkıntı yaşadım. Çünkü KFC, Carrefour, McDonalds' gibi yabancı firmalarda bile İngilizce bilen kimse yok. İlk geldiğimde "Nihao" dışında hiçbir şey bilmiyordum. Otobüs ve metro kullanamıyordum. Bir buçuk, iki aylık bir süre geçtikten sonra ve böyle basit, derdimi anlatabilecek Çince öğrendikten sonra Beijing'i gerçekten sevmeye başladım. İlk geldiğim zaman büyük olasılıkla bir sene kalıp ondan sonra Türkiye'ye geri döneyim düşüncesindeydim. Fakat bu düşünce yavaş yavaş değişti ve şu an önümüzdeki üç dört yılda daha Beijing'de severek bulunacağımı düşünüyorum. Şimdilik Beijing'deki hayatım gayet güzel.

    Çin'i nasıl buldum derseniz, ilk göze çarpan Beijing'deki düzenlilik. Beijing'den Guangzhou'ya gittiğim zaman uçakta havalandık ve sırf dışarıdan belki bir kilometre, iki kilometre yükseklikte Beijing'e baktığımız zaman bile sanki kalemle çizilmiş gibi bir düzen var; bir şehir yapısı var.O yüzden şimdilik Çin'deki hayatımdan çok memnunum.

    CRI - Çin Uluslararası Radyosu ile nasıl irtibat kurdunuz?

    ERSİN- Daha Çin'e gelmeden önce, acaba Çin'e gidebilir miyim, ne şekilde gidebilirim, Çin'e gidip doktora mı yapayım yoksa sadece dil öğrenmeye mi gideyim gibi düşünceler kafamda canlanmaya başladıktan sonra, Çin'de kimleri tanıyorum, Çin'de Türk olarak kimle irtibat kurabilirim, kimlerden bilgi alabilirim diye düşünmeye başladım. Bu yüzden sizinle bir-iki kez yazıştık. Size Çin'deki üniversitelerle ilgili burada doktora yapma koşullarıyla ilgili bir-iki defa soru sordum. Yaklaşık 2006 yılının Haziran ayından itibaren CRI Türkçe yayınını dinliyordum, hatta Çince yayını anlamıyordum ama sadece dinliyordum. Çin'deki gelişmelerle ilgili bilgi almaya çalışıyordum. Yavaş yavaş Çin'e geleceğim kesinleşmeye başladıktan sonra da, bu irtibatları hiç koparmamaya ve bu şekilde neler öğrenebilirim diye devam etmeye başladım.

    CRI - CRI Türkçe yayınının hangi programlarını tercih ediyorsunuz? Programlar için ne gibi önerileriniz var?

    ERSİN- Her zaman, zaten Türkiye'deyken de Türkiye'deki televizyonlarda esas olarak haber, yani Çin'de neler olmuş, Türkiye'de neler olmuş, bu bilgi verici ve beni aydınlatıcı programları tercih ettim. Buradaki hayatı ve alışkanlıkları tanıtıcı programları esas olarak dinlemeyi tercih ettim. Onların dışında "Çince Öğreniyoruz" bölümünde basit olarak "Merhaba" nasıl denir, yemek nasıl denir, alışveriş nasıl yapılır, özellikle hem Pinyin hem Çince karakterlerin yazılı olduğu sayfalarla çok fazla ilgilendim. Oraların bana bayağı faydalı olduğunu sanıyorum.

    Tabii ki uluslararası bir radyo olduğu için birçok dilde programlar yapılmak zorunda. Ben tercih ederim ki, CRI yayın zamanını uzatsın, bize daha fazla şey anlatsın. Programların içeriği zengin, verimli; kendinize ayrılmış süre içinde yaptığınız bütün programlar gerçekten bence çok başarılı, bu konuda burada çalışan herkesi tebrik ederim.

    Benim ilk başta yararlanmaya başladığım "Çince Öğreniyoruz" kısmıydı. Sadece şu şekilde bir öneri yapabilirim: Bu kısımda bütün her yerde hem Çince karakterler hem de Pinyin yazılabilirse ve aynı zamanda bu pinyinler sesli olarak kaydedilebilirse bence çok daha verimli olur.