ÇİN ULUSLARARASI RADYOSU
China Radio International
Çin Haberleri
Türkiye Haberleri
Dış Haberler

Çince Öğreniyoruz

Çin'de azınlık milliyetler

Türklerin gözüyle Çin

Spor

Bilim ve Sağlık
(GMT+08:00) 2007-07-24 12:07:11    
AB Anayasası süreci yeniden başlatıldı

cri

    Avrupa Birliği ülkeleri arasında Avrupa Anayasası Sözleşmesi'nin yerini alacak yeni anlaşmayı belirlemeyi amaçlayan hükümetler arası toplantılara dün (23 Temmuz) Brüksel'de başlandı. Böylece iki yıldır kesilen AB Anayasası süreci yeniden başlatılmış oldu.

    Brüksel'de dün yapılan AB Dışişleri Bakanları Toplantısı sırasında hükümetler arası toplantıların başlatılması için düzenlenen törende, AB dönem başkanlığını yürüten Portekiz tarafından yeni anlaşmanın taslağı sunuldu. Avrupa Birliği Konseyi tarafından verilen yetki doğrultusunda, birliğin 27 üyesinden gelen hukukçular tarafından oluşturulan çalışma grubu, bugün (24 Temmuz) ilk kez toplanarak, hükümetler arası toplantı hakkında somut hazırlıklara başlayacak. Hükümetler arası toplantılarda, yeni anlaşmanın metninin hukuki ve teknik konuları belirlenecek, Haziran ayında düzenlenen AB Zirvesi sırasında üzerinde anlaşma sağlanan yeni anlaşmanın temel ilkeleri ise toplantıların kapsamı dışında kalıyor. Yeni anlaşmanın metninin, Portekiz'in başkanlığında 18 Ekim günü Lizbon'da düzenlenecek AB Gayri Resmi Zirvesi'nde nihai şeklini alması ve Haziran 2009'da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinden önce birlik üyeleri tarafından onaylanarak yürürlüğe girmesi öngörülüyor.

    Portekiz Dışişleri Bakanı Luis Amado, hükümetler arası toplantıların başlatılması için düzenlenen törende, bir dizi zor sorunlarla karşı karşıya bulunan Avrupa Birliği'nin iç yapısal reformu hızlandırmaya acil ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti. Amado, birliğin dönem başkanı olarak Portekiz'in AB Komisyonu tarafından verilen yetkiler doğrultusunda hükümetler arası toplantıların sorunsuz sürdürülmesini güvence altına alacağını ve aynı zamanda yeni anlaşmanın belirlenmesi çalışmalarını siyasi açıdan hızlandırmak için her türlü imkanı değerlendireceğini söyledi.

    AB Anayasası Anlaşması'nın Fransa ve Hollanda'da 2005'te yapılan referandumlarda reddedilmesi nedeniyle AB'de iki yıl süren anayasa krizi yaşandı. Birliğin dönem başkanlığını bu yılın başında devralan Almanya, AB Anayasası sürecini yeniden başlatmaya öncelik verdi. Zorlu görüşmelerden sonra AB liderleri, geçen Haziran ayında düzenlenen zirve toplantısında uzlaşmaya vararak, yeni anlaşmanın belirlenmesine ilişkin "Yol Haritası" planını kabul edip anayasa krizine son verdiler. Taraflar arasındaki uzlaşmaların bir ürünü olarak gelecekteki AB Anlaşması'nda "anayasa" ifadesinden kaçınıldı ve birliğin "devletler üstü bir organ" haline gelmesine yol açabilecek ifadeler kaldırıldı. Buna rağmen yeni anlaşmanın bir anayasa niteliğinde olacağı şüphesiz. Dolayısıyla yeni anlaşmanın metni ile ilgili görüşmelerin yine zorlu geçeceğine kesin gözle bakılıyor. Bunun sinyalleri ise, şimdiden görülmeye başlandı bile.

    AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'na katılan Polonya Dışişleri Bakanı Anna Fotyga dün verdiği demeçte, hükümetler arası toplantılar sırasında, yeni anlaşma taslağında gelecekteki AB Komisyonu'nda oylama mekanizmasına "açıklık getirilmesini" isteyeceklerini söyledi. Çünkü Polonya, yeni anlaşmada planlanan "çift çoğunluk oylama sistemi"nin, İngiltere, Fransa ve Almanya'dan sonra en çok oy hakkına sahip olması yönündeki mevcut üstünlüğünü zayıflatacağını savunuyor.

    Fotyga'nın demecinin AB'de bazı endişelere yol açmasına rağmen, taraflar hükümetler arası toplantılarda beklenilen sonuçların elde edileceği yönündeki iyimserliklerini korudular. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, yeni anlaşma metni üzerinde fikir birliği sağlanacağına güvenle baktığını söylerken, Portekiz'in Avrupa işlerinden sorumlu Devlet Bakanı Manuel Lobo Antunes, yeni anlaşmanın metninin Ekim ayındaki zirveye kadar nihai şeklini almasından şüphe duymak için herhangi bir neden bulunmadığını savundu. Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans Gert Poettering ise, birlik üyelerinin bugünkü görevlerinin yeni anlaşma metnini hukuki ve teknik açılardan ele almaları olduğuna dikkat çekerek, "yeni anlaşma, AB'nin daha demokratik ve daha verimli hale gelmesinin önemli güvencesidir, birliğin her üyesi taahhütlerine bağlı kalmalıdır" diye konuştu.