30 Haziran 1997 günü saat 23:59'da İngiliz milli bayrağı, Hong Kong Konferans Merkezi'nin ana salonundaki gönderden indirildi ve hemen ardından Çin Halk Cumhuriyeti'nin beş yıldızlı milli bayrağı göndere çekildi. İngiltere'nin Hong Kong'ta 100 yılı aşkın süren sömürge yönetimi böylece sona erdi ve Hong Kong, yepyeni bir döneme girdi. Hong Kong'un anavatanın kucağına yeniden kavuşmasından bu yana değişenler ve değişmeyenlerle 10 yıl geçti.
Hong Kong'un Çin'e geri dönmesinden önce Çin merkezi hükümeti, bölgede "Bir Ülke, İki Sistem" politikası uygulayarak, Hong Kong'un sosyal, ekonomik ve hukuki sistemleri ile yaşam biçimini sürdürmek yönünde ciddi taahhütte bulunmuştu. Bu taahhüdün yer aldığı Hong Kong Temel Yasası'nda, Hong Kong Özel İdari Bölgesi yönetiminin ekonomik politikayı ve mali bütçeyi bağımsız olarak belirlemeye, para bastırmaya, düşük vergi oranlarını ve liberal ekonomik sistemi sürdürmesi öngörülüyor.
Hong Kong'ta İngiliz yönetimi dönemindeki hukuk sistemi, geçen 10 yılda sömürgecilik özellikleri taşıyan az sayıdaki hukuki maddeler hariç tümüyle sürdürüldü. Hong Kong Yasama Komitesi Başkanı Rita Fan Hsu Lai-Tai, bu konuda şunları söyledi:
"Çin'e geri dönmeden önceki yasaların tamamına yakını, geçerliliğini sürdürdü. Yalnızca çok az bir bölümü, Temel Yasa'ya aykırı olduğu için değiştirildi."
Geçen 10 yılda değişmeyen ekonomik ve hukuki sistem sayesinde Hong Kong, uluslararası finans, taşımacılık ve ticaret merkezi olmaya devam etmekle birlikte, giderek daha büyük rekabet gücüne sahip oldu. Bölgedeki bir yatırım şirketinin menkul kıymetler bölümü sorumlusu Ludovic Richercour, Hong Kong'un sağlıklı hukuk sisteminin çalışmalarına büyük yarar sağladığını belirterek, şunları kaydetti:
"Hong Kong'ta uygulanan hukuk sistemi, sağlıklı olmanın yanı sıra geniş özgürlükler içeriyor. Böyle bir hukuk sistemi sayesinde Hong Kong, dünyanın en liberal ekonomik topluluğu olmaya devam ediyor."
Hong Kongluların yaşamında da geçen 10 yılda pek fazla değişiklik görülmedi. At yarışları, piyangolar, borsa ve gayri menkul piyasası, Hong Kongluların ilgi odağı olmayı sürdürdü.
Geçen 10 yılda Hong Kong'ta değişmeyenler, ekonomik ve hukuki sistem ile yaşam biçimi oldu. Değişmiş olanlar ise, giderek artan refah düzeyi ve canlılıktır. Bölge ekonomisi daha da gelişirken, Hong Kongluların vatan bilinci de hızla güçlendi. Hong Kong'un ürünleri Çin'in ana kesimindeki geniş pazara sıfır gümrükle girerken, 100 binlerce Hong Konglu, ana kesimde çalışıyor.
Bunun yanı sıra, Hong Kong'taki bütün büyük alışveriş merkezleri ve turistik yerlerde giderek daha fazla ana kesimden turist görülüyor. Bundan üç yıl önce Çin'in ana kesiminden Hong Kong'a turistik turlar başlatılması, bölgenin turizm sektörüne büyük güç kattı. Hong Kong Turizmciler Meclisi Başkan Yardımcısı Warren Tong, bize şunları anlattı:
"Turistik turların başlatılmasından sonra ana kesimden gelen ziyaretçilerin sayısı yılda 12 milyonu geçti. Bu rakam, Hong Kong'a gelen tüm turistlerin yarısından fazlasını oluşturuyor."
Çin'in ana kesimden artan turist akımıyla birlikte standart Çince, bir zamanlar yalnızca İngilizce ve Guangdong lehçesinin konuşulduğu Hong Kong'ta, popüler hale geldi. Bu durum, 10 yıl önce tahmin bile edilemezdi.
Anavatanın kucağına yeniden kavuşmasından bu yana geçen 10 yılda, Hong Kong ile ana kesim arasındaki bağlantılar günden güne yoğunlaştı. Hong Kong'a başta Asya finans krizi ve SARS salgını olmak üzere sıkıntılı dönemlerde büyük destek veren Çin merkezi hükümeti, Hong Kong'un güvenilir desteği durumundadır. Hong Konglular, merkezi hükümetin desteği, ana kesimin hızla gelişen ekonomisi ve kendi çabalarıyla Hong Kong'un yarınlarının çok daha güzel olacağından eminler.
|