"Nasıl Bir Sevdaysa...
ay çok mu gecikti neredeyse çıkar
sen yanlızlığıma varır varmaz
az sonra yağmuru durduracaklar
rüzgarı değiştirdim
ustura ağzı poyraz
yok canım yıldızları unutmadık
mutlaka yerlerinde bulunacaklar
kenarı yaldızlı mavi bir karanlık
sütlü çıplaklığını örtecek kadar
senin için olduğu asla bilinmeyecek
yapraklarını birden dökecek dutlar
şafak sökerken sekiz on kadar şimşek
balkonda işlemeli müstesna bulutlar
ayak bastığın an şehir de değişebilir
yoksa Moskova mı
belki berlin belki dakar
belki 30'lardan mehtap yorgunu izmir
körfez'de şerefine donatılmış vapurlar
nerede ne zaman kaç kere yaşadık
nasıl bir sevdaysa eskitememiş yıllar
bitirdiğimiz herşeye yeniden başladık
dudaklarımızda birbirimizden mısralar
Attila İlhan"
Canım Kızım,
"Bir demli çay güzelliğindeki" sevgilerden merhaba,
Bu mektubumda sana buralardan değil, ama burayla orayı birleştiren bir gelişmeden bahsedeceğim.
Bildiğin gibi Çin Ticaret Bakanı Bo Xilai geçen hafta Türkiye'yi ziyaret etti ve İstanbul'da Türk-Çin İş Forumu'na katıldı.
Forumun açılışında, Türkiye ile Çin arasındaki işbirliğine güvenlerinin tam olduğunu ve daha somut işbirliği istediklerini belirten Bo, Türkiye'de çok sıcak bir dostlukla karşılandığını, kendisini eve dönmüş gibi hissettiğini söyledi. İki ülke arasında ticaret hacminin geçen yıl yüzde 50 oranında arttığını, yılın ilk 4 ayında ise yüzde 100 artış olduğunu ifade eden Bo, Türkiye ile Çin arasında temasların yoğun şekilde sürmesi halinde daha büyük başarılar elde edileceğini vurguladı.
Bo, "Heyette bizim önde gelen şirketlerimizin temsilcileri var. Telekomünikasyon, mühendislik şirketlerimiz var. Türkiye ile işbirliği yapmak istiyorlar" şeklindeki sözlerle Çin ve Türkiye arasındaki işbirliğinin yeni bir aşamaya geldiğini söyleyen Bo, "Türkiye'ye ilk gelişim. Bir kaç sene önce gelseydim belki daha iyi olurdu. Türkiye tahmin ettiğimden daha güzel bir ülke. İstanbul harika bir şehir. İstanbul Boğazı dünyada eşsiz. Asya'da oturup, Avrupa'ya bakıyoruz. Bu insanı duygulandırıyor" diye konuştu.
Napolyon'un "Eğer dünya bir ülke ise onun başkenti İstanbul olmalı" ve "Çin'in içinde uyumuş aslan var, uyanırsa bütün dünya sarsılacaktır" sözlerini hatırlatan Bo Xilai, "Napolyon, Türkiye ve Çin hakkında ön tahmin yapmıştır. İki büyük ulus olarak ellerimizi daha sıkı tutmuş bulunuyoruz" dedi.
Bakan Bo, Türkiye'nin olağanüstü ürünleri bulunduğunu, meyve ve sebze üretiminde dünyada 4'üncü sırada geldiğine dikkati çekerek, "Dünyada 32'nci büyük nüfusa sahipsiniz ve dünyada meyve sebze tüketiminde 4'üncüsünüz. Meyve ve sebze yiyenler daha fazla vitamin alıyor. Daha akıllı oluyor ve ticarette daha başarılı oluyor. Bazı ülkeler hamburger yiyor, şişmanlıyor. Sizi çok sağlıklı görüyorum" diye konuştu.
Türkiye ile Çin arasındaki dostluk ve işbirliğinin çok eskilere dayandığını, Çin'de içtikleri şarapların 6 bin yıl önce Anadolu'dan kaynaklandığını anlatan Bo, İstanbul'un Çin için yabancı olmadığını söyleyerek, İstanbul'un antik İpek Yolu'nun bitiş noktası olduğunu hatırlattı. Bo Xilai, "Topkapı Sarayı'nda, Çin'den gelen 10 binden fazla değerli porselen saklanıyor. Bunları Çin'de bile göremiyoruz. Bu geçmişte iki ülke arasındaki bağın ne kadar sıkı olduğunu gösteriyor" dedi. Türkiye ile Çin'in ekonomik geleceğinin çok parlak olduğunu belirten Bo, iki ülke arasında 5 sene önce 1.4 milyar dolar olan ticaretin geçen sene 1.8 milyar dolara yükseldiğini, iki ülke arasındaki ticaretin yıllık yüzde 30-40 artması durumunda 10 sene sonra Çin ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin çok büyük olacağını vurguladı. Bo, "Türkiye ile Çin arasındaki işbirliğine güvenimiz tamdır. Biz somut işbirliği istiyoruz. Boş boş konuşmuyorum" diye konuştu.
İki ülke arasında işbirliğini beş alanda teşvik etmeye çalışacaklarını dile getiren Bo Xilai, şunları kaydetti:
"Daha fazla Türk ürünlünü Çin pazarına çekeceğiz. Türkiye'den daha fazla mal almaya çalışacağız. Biz daha dengeli dış ticaret kurmak istiyoruz. Eğer ticaret fazlanız varsa döviz rezerviniz büyük olur. Şu anda bizim 1 trilyon dolar döviz rezervimiz var. Uzmanlara göre 500 milyar döviz rezervi yeterli. Doların değeri düşünce, orada yatırdığımız paranın değeri de düşüyor. Elimizde bu kadar para var. Biz Türkiye'den daha fazla mal alabiliriz. Bu da benim arzumdur."
Haftaya devam etmek üzere seni özlem ve sevgi ile kucaklıyorum.
Öptüm.
Baban Cemil Kaptan
22 Haziran 2007
"Yıkılma Sakın
Kötü şey uzakta olmak
Dostlarından, sevdiğin kadından
Yasaklanmak bütün yaşantılara
Seni tamamlayan, arındıran
Kapatıldığın dört duvar arasında
Sağlıklı, genç bir adam olarak
Neler gelmez ki insanın aklına
Sevinçli, özgür günlere dair
Kalmıştır yüzlerce yıl uzakta
Onunla ilk kez öpüştüğün şehir
Acı, zehir zemberek bir hüzün
Kalbinden gırtlağına doğru yükselir
Görüyorsun işte küçük adamları
Köhnemiş silahlarıyla saldıran sana
Kimi tutsak düşmüş kendi dünyasına
Kimisi düpedüz halk düşmanı
Diren öyleyse, diren, yılma
Yürüt daha bir inatla kavganı
Babeuf'u hatırla, Nazım Hikmet'i
Bir umut ateşi gibi parlayan zindanlarda
Hatırla Danko'nun tutuşan kalbini
Karanlıkları yırtmak arzusuyla
Ve faşizme karşı, zulme, zorbalığa
Düşün acılar içinde vuruşan kardeşleri
Elbette vardır bir diyeceği, bir haberi
Bir kaçağa çay sunan kürt kadınlarının
Dağlar dilsizdir yalçındır
Ama gün gelir bir diyeceği olur onların da
Ve dağlar, işsiz tarlalar başladı mı konuşmaya
Susmazlar bir daha, söz artık onlarındır
Kötü şey uzakta olmak
Dostlarından, sevdiğin kadından
Yasaklanmak bütün yaşantılara
Seni tamamlayan, arındıran
Ama bir devrimciyi haklı kılan
Biraz da acılardır unutma
Yıkılma sakın geçerken günler
Yaralayarak gençliğini
Onurlu, güzel geleceklerin
Biziz habercileri düşün ki
Ve halkın bağrında bir inci gibi
Büyüyüp gelişmektedir zafer.
Ataol Behramoğlu"
|