中国国际广播电台
Çok eski zamanlarda Çin’in
kuzeyinde bulutlar arasında
bulunan yüksek bir dağda
insanlar yaşarmış. İki
kulağında ve iki elinde altın
renkli ikişer yılan asılı
bulunan liderlerinin adı
Kuafu olan bu insanlar
“Kuafu kabilesi” diye
adlandırılıyormuş. Kuafu
kabilesi iyi kalpli, çalışan
ve cesur insanlardan oluşuyormuş
ve rahat bir yaşam sürdürüyorlarmış.
Bir yıl havalar çok
sıcak gitmiş; kavurucu güneş
ışıkları hem ağaçları,
hem de nehirleri kurutmuş,
Kuafu kabilesinin üyeleri de
dayanılmaz sıcaktan dolayı
bir bir ölmeye başlamışlar.
Kuafu, başını güneşe doğru
kaldırarak, kabilesindekilere
“Bu güneş çok kötü, onu
kovalayıp yakalayacağım,
insanların emrine uymasını
sağlayacağım” demiş.
Kabileden bazıları, “Sakın
gitmeyin, güneş bize çok
uzak, yorgunluktan ölürsünüz”
derken, bazıları da “Güneş
çok sıcak, sizi pişirir”
diye engellemeye çalışmışlar.
Kuafu da “Huzurunuz ve
mutluluğunuz için mutlaka
gideceğim” demiş.
Kuafu, kabilesindekilere
veda ederek, güneşin çıktığı
yere doğru yol almaya başlamış.
Güneş gökyüzünde uçar
gibi giderken, Kuafu da ona
var güçle yetişmeye çalışmış.
Güneşe gittikçe yaklaşan
Kuafu, eninde sonunda battığı
yerde güneşi yakalamış.
Kuafu, kırmızı ışığıyla
gözlerini kamaştıran güneşi
büyük sevinçle kucağına
almak istemiş, ancak güneş
son derece sıcakmış ve
Kuafu da hem çok susamış,
hem de çok yorulmuş. Kuafu,
Sarı Nehir’in suyunu bir
yudumda bitirdikten sonra Wei
Nehri’ne koşmuş ve oranın
suyunu da bitirmiş. Yine
susadığını hisseden Kuafu,
kuzeye gidip oralardaki suyu
da içmek istemiş, ancak yarı
yolda yorgunluktan düşüp ölmüş.
Kuafu, ölmeden önce içi
hınçla doluymuş ve
kabilesindeki insanları düşünerek,
elindeki tahta bastonu fırlatmış.
Bastonun düştüğü yerde
birden bire şeftali ağaçları
çıkmış. Şeftali ağaçları
yoldan geçenlere dinlenmeleri
için gölge sunarken, şeftaliler
de insanların hem susuzluğunu
gidermiş, hem de insanlara
enerji verip, yollarına devam
etmelerini sağlamış.
Kuafu’nun güneşi
kovalamasının öyküsü Çinlilerin
kuraklığın üstesinden
gelme yönündeki arzularını
anlatıyor. Kuafu ölmüş,
ancak ruhunun hiç ölmediğine
inanılır. Birçok tarihi
kitapta Kuafu’nun güneşi
kovalamasıyla ilgili efsane
yer alır, bazı bölgelerde
de büyük dağlara “Kuafu
dağı” ismi verilir.
|