Jinglerin yaşadığı deniz kıyısında gür mangrovlar yetişiyor. Jingler, mangrova "kırmızı ağaç" derler. Yıl boyunca her zaman yemyeşil olan ve tuzlu deniz suyuna dayanan "kırmızı ağaçlar" denizde su seviyesi yükseldiği zaman kıyılardan korur, alçaldığı zaman ise sahildeki kumları tutar. Bu tür ağaçlardan deri işlemede gerekli olan bir nevi kimyasal madde elde edilir. Bu nedenle Jingler, ağacı denizdeki "Tanrı Ağacı" olarak nitelendirir. Rivayete göre, "Tanrı Ağacı" Dağ Tanrısı tarafından deniz manzarasını seyretmek için, on bin kilometre uzaklıktan gönderilmiş. Sonra bu "Tanrı Ağaçlar" dönmemiş ve oraya seve seve yerleşmişler ve Jinglerin "dostu" olmuşlar.

      Jingler tarihten beri mangrov ağaçlarının yetiştiği dağı ve mangrovları herkesin malvarlığı olarak görerek, ağaç kesimini ve burada hayvan otlatmayı yasaklar. Bugüne kadar, Jinglerin yaşadıkları sahil bölgesinde iki bin hektarlık mangrov ormanı korunmaktadır. Burada yaşayan Jinglerin, evlerinin etrafında çiçek bahçesi yapma adeti vardır. Jingler, çobanpüskülü, sisal ve hint keneviri, şakayık, kaktüs, ayva, ananas ve meyve ağaçları yetiştirirler. Yemyeşil ağaçlarla kaplı deniz kıyısı, sanki bir sahil parkını andırır ve turistleri hayran bırakır.

        Geçmişte Jingler basık, çitli ve sazdan yapılmış evlerde oturuyordu. Bugün ise taş duvarlı ve çatısı kiremitli evlere her yerde rastlanmak mümkün. 75 santim uzunluğunda, 25 santim genişliğinde ve 20 santim kalınlığında büyük ve ağır taşlardan yapılan, çatıları kiremitle örtülü olan bu evler, 7 metre yüksekliğindedir. Odaları genellikle taşla ya da bambularla bölünen 3 odalı bu evler, yazın serin, kışın ise sıcaktır, şiddetli fırtına ve kasırgaya çok dayanıklıdır. Oturma odasının yakınında mutfak ve ahır bulunur. Son yıllarda balkonları çiçeklerle süslenen sayısız betonarme ev de yapılmaya başlanmıştır.