Film, Çin'in kuzeydoğusundaki Tangshan kentinde yaşayan iki çocuklu bir ailenin olağan yaşamıyla başlıyor. Anne rolündeki Yuan Ni, kocası ile Fang Deng ve Fang Da adındaki ikiz çocuklarıyla Thangshan kentindeki küçük bir evlerinde, sıradan bir hayat sürüyor. Çocuklarını yataklarında uyutan çift, sıcak bir yaz gününde komşularıyla sohbet etmek için evlerinin önüne çıkar.
İşte, ülke tarihinin en şiddetli depremlerinden biri, bu sırada meydana gelir. Yüzyılın en yıkıcılarından Tangshan depremi, yaklaşık bir milyon nüfuslu kenti 23 saniyede yerle bir eder.
Yer sarsıntısıyla, çocuklarını kurtarmak için apartmana koşan baba, enkaz altında kalarak can verir. Depremin ilk şokunun ardından, çocukları için enkaz başına koşan anne Yuan Ni, biri kız, biri erkek ikizlerinin seslerini duyar. Çaresizlik içinde yardım isteyen anne, bir insanın hayatta yapmak zorunda zorunda olduğu en zor tercihle karşılaşır.
İkiz çocukları, bir beton sütunun iki tarafında sıkışmıştır. Kurtarma ekipleri, çocuklardan birini kurtarmak için sütunun kaldırılması durumunda, diğerinin yaşama şansı kalmayacaktır. Anne, acı içinde, zor seçimi yaparak, oğlunun kurtarılmasını ister. Ancak, mucizevi bir şekilde daha sonra kurtulmayı başaracak küçük kızı, hayatı boyunca unutamayacağı zor seçimi duymuştur.
İşte, 23 saniye ile başlayıp, filmin ana konusunu oluşturan 32 yıllık aile dramı, böyle başlar...
Anne, oğlu Feng Da'yı büyük fedakarlıklarla büyütmeye çabalarken, askerler tarafından daha sonra kurtarılan kızı Fang Deng, depremzeler için kurulan bir kampta yaşamaya başlar. Bu arada, çocukları olmayan bir aile, Fang Deng'i evlat edinir.
Annenin yaptığı seçimi aklından bir an olsun çıkaramayan Feng Deng, yıllarca konuşmaz. Kimliği ve geçmişini hatırlamıyormuş gibi davranır. Deng'i sevgiyle büyüten yeni ailesi ise, sabırlıdır. Sonunda, Deng, yeni ailesini benimser ve konuşur. Aile tarafından özenle yetiştirilen Deng, sonunda doktor olmak için tıp fakültesinin yolunu tutar.
Öte yanda ise, oğlunu kurtarmayı seçen anne Yuan Ni, hiç dinmeyen bir ısdırap içinde yaşamaktadır. Bir taraftan oğlunu zorluklar içinde büyüten Yuan Ni, diğer taraftan kızının acınmasını kalbinde taşır. Bisikletiyle insanları taşıyan oğul Fang Da, işlerini büyütür ve henüz gençlik döneminde bir seyahat şirketi kurmayı başarır.
Tıp fakültesine giden kardeşi Deng ise, okulu terk eder. Bu yüzden, kendini evlatlık edinen ailesiyle anlaşmazlığa düşen Deng, 4 yıl sonra, özür dilemek için onların karşısında çıkar. Deng, babasıyla barıştıktan sonra, yıllar boyu gizli tuttuğu anılarını da, sonunda ona anlatır. Deng, ardından yabancı bir adamla evlenerek, Kanada'ya taşınır.
Yıllar geçer, Çin, 2008 yılında, yine büyük bir depremin şokunu yaşamaktadır. Kanada'da yaşayan Deng, ülkeye geri dönerek, deprem bölgesine, yardıma koşar... Deng'in kardeşi,Feng Da da...
İkiz kardeşler, deprem bölgesinde Tangshan'dan gelen kurtarma ekibine katılırlar. Fakat, birbirlerinin kimliklerinden habersizdirler. Taa ki, Deng, erkek kardeşinin bir başkasına anlattığı aile hikayesine kulak misafiri olana kadar. İkiz kardeşler, böylelikle 32 yıl sonra birbirlerine kavuşmuşlardır.
Annesine duyduğu öfkeyi içinde taşıyan kızı, 32 yıl sonra Tangshan'da yaşayan annesiyle yüzleşmeye karar verir. Deng, annesinin karşısına çıktığında, kırgınla birleşen kızgınlığı hüküm sürmektedir.
32 yıl sonra, anne ve çocukları, depremde ölen babalarının mezarını ziyarete giderler. Deng, işte bu ziyarette, onca yıl boyunca annesinin yaşadığı ızdırabın farkına varacaktır. Bir evladını feda etmek zorunda kalan anne, 32 yılın her gününde, zor kararın acısıyla yanmıştır. Kızı Fang da, mezarlıkta annesinin dizleri önüne çöker. Annesini aramakta kaçındığı onca zaman boyunca, ne büyük ızdıraplara neden olduğunu anlayan Deng, göz yaşları içinde, af diler...
Filmin sonunda ise, ekrana tam 32 yıldır, her gün bisikletiyle, depremde kaybetiği karısı ve 3 çocuğunun mezarını ziyaret eden Tangshanlı bir adamın görüntüleri ekrana gelir...
Çin'in en ünlü yönetmenlerinden Feng Xiaogang, filmin gösterime girmesinin ardından yapılan bir söyleşide, duygusal açıdan hayatının en zor filmi olduğunu söyler. Deprem anlarının ortak yaşandığını, ancak depremin ardından, birbirinden farklı acı ve ızdırabın, yüzbinlerce kalpte ayrı ayrı taşındığını belirten Feng, fimlde, bunlardan yalnızca bir tanesini aktarmaya çalıştıklarını söyledi.
Çin'de meydana gelen depremden 35 yıl sonra ise, bu kez, Japonya, 9 büyüklüğündeki, tarihin en büyük depremlerinden biriyle sarsıldı. Depremi takiben oluşan tsunami dalgalarının Fukuşima'daki nükleer santralde yarattığı arızaya karşı, hayatlarını ortaya koyarak çalışan işçilerden biri yazdığı mektup, yönetmen Feng Xiaogang'ın işaret ettiği trajedilerden yalnızca birini daha ortaya çıkardı.
Fukuşima'da nükleer bir felaketi önlemeye çalışan işçi, mektubunda şöyle yazıyordu:
"Ailem, kasabam, yakınlarım... tsunamide yok oldu... Normal şartlarda, onları aramaya koşardım. Ancak, şimdi... santral bir savaş alanı gibi, felaketi önlemek için, sonuna kadar savaşacağız"
Bu arada, "Büyük Deprem" adlı filmin, Japonya'da 26 Mart 2011'de gösterime girmesi bekleniyordu. Ancak, gösterimin Japonya'da meydana gelen deprem nedeniyle, belirsiz bir tarihe ertelendiği açıklandı. Japonya'daki dağıtımcı şirket, yaptığı açıklamada, Japon halkının duygularını incitebileceği için, filmin gösterimini belirsiz bir tarihe ertelediklerini bildirdi.
Bu noktada, yine yönetmen Feng Xiaogang'a dönmeliyiz: "Depremlerin asıl sarsıntısı, binalarda değil, kalplerde hissediliyor"
Çince'deki anlamıyla, Büyük Deprem, belkide Feng'in bu sözlerinden hareketle, İngilizce'de "Aftershock" olarak adlandırıldı.
Öte yandan, Büyük Deprem, Çin sinema endüstrisinin teknik açıdan en üst düzey filmi olma özelliği taşıyor. IMAX teknolojisiyle çekilen film, ABD'dışında bu teknolojinin kullanıldığı ilk ticari yapım olma özelliğini taşıyor. IMAX, sinema çekiminde yeni bir teknoloji konumunda buluyor. Bu ileri teknoloji, gelişmiş kamera ve objektif sistemlerinin yanı sıra, son derece pahalı bir bilgisayar sistemini de gerektiyor. Filmin yapımcı şirketi Huayi Brothers, bu konuda yaptığı açıklamada, film çekimleri boyunca, bu teknolojinin gerektirdiği bütün sistemle birlikte, teknik personeli de kiraladıklarını bildirdi. Şirket, sistemin günlük maliyetinin 500 bin yuane kadar çıktığını belirtti.
Büyük deprem, Çin'de izlenme rekorları da kırdı. 22 Temmuz 2010'da vizyona giren film, henüz 3'üncü haftasında 78 milyon dolarlık gişe geliri rekorunu eline geçirdi. Büyük Deprem adlı film, 4. Asya Pasifik Sinema Ödülü'nü kazandı. Sinema eleştirmenleri ise, filmi 2010 yılının en iyi filmleri arasına yerleştirdi.